Cumhuriyet Halk Partisi'nin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geçtiğimiz yıl Ekim ayında TBMM kürsüsünden yaptığı çağrının ardından oluşturduğu Demokrasi ve Adalet Komisyonu, üzerinde çalıştığı Demokratikleşme Paketi'nde son aşamaya geldi.

CHP'li kurmaylar pakete yönelik çalışmalara ilişkin olarak, "Paket, kanun ve uygulama değişikliklerini kapsıyor. Paket derken aslında bizim Türkiye’yi nasıl demokratikleştireceğimizi gösteren, Kürt sorununu dışlamayan fakat sadece Kürt sorunundan ibaret olmayan bir paketten bahsediyoruz" dedi.

CHP kurmayları, son şekli verildikten sonra kamuoyuna açıklanacak pakete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Paketin hazırlığı konusunda ciddi bir ilerleme kaydedildiğini aktaran kurmaylar "Sona yaklaştık, hazırlıklar devam ediyor. Silahların bırakılması, örgütün kendini feshetmesi Türkiye’de herkesi memnun edecek bir gelişme. CHP olarak olumlu katkı ve eleştirilerimizi getirmemiz gerekir. Çünkü CHP, Türkiye’nin birinci partisi olarak Kürt sorununa da çözüm getirmek üzere uzun süredir çalışmalarını sürdürüyor" dedi.

DEM HEYETİNE AKTARILDI

DEM Parti ile gerçekleştirilen görüşmede paketin gündeme geldiğini aktaran kurmaylar, paketle ilgili düşünce ve hazırlıkların paylaşıldığını, DEM Parti heyetinin konu hakkında memnuniyetlerini ilettiğini belirtti.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU

Paketteki maddelerin neleri kapsayacağı sorusunu yanıtlayan kurmaylar, "Türk Ceza Kanunu, İnfaz Yasası, basın ve ifade özgürlüğü gibi Türkiye’nin uzun süredir üzerinde konuştuğu, tartıştığı birçok konu ve daha fazlası pakette yer alacak. Türkiye’de Kürt sorununun ve demokrasi sorununu çözülebilmesinin önünde büyük bir engel var: İfade özgürlüğünün kısıtlanması ve sansür. Toplumsal barış ancak ifade ve basın özgürlüğünün sağlandığı bir yerde mümkün olabilir. Bu yüzden pakette bunlar yer alacak. Şu anda sadece bir kesim istediğini ifade edebiliyor: İktidar ve çevresindekiler" dedi.

MECLİS'TE KOMİSYON KURULMALI

Paketin 20 ila 25 maddeden oluşacağını söyleyen kurmaylar, şöyle devam etti:

- Meclis’te komisyon kurulması gerektiğini düşünüyoruz ve komisyonun nasıl çalışacağına dair altyapı çalışmamamız var. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un adım atmasını bekliyoruz. Çünkü her gün konu üzerine soru işaretleri konuşuluyor, kaygılar paylaşılıyor. Kaygıların giderilmesinin en iyi yolu, Meclis’te komisyon kurulması.

- O komisyon kurulabilirse bütün siyasi partiler temsilcilerini gönderirler, biz de temsilcilerimiz yoluyla Türkiye’yi nasıl demokratikleştirebileceğimizi, çalıştığımız paketin nasıl hayata geçebileceğini milletin önünde, şeffaf şekilde gösterebiliriz. Onlar da sürece dair bilgilerini paylaşırlar. Böylece kimsenin kaygılanmayacağı, kimsenin aklında soru işareti kalmayacak bir süreç gerçekleşmiş olur."

SİVİL TOPLUM DİNLENMELİ

Demokratikleşme paketiyle ilgili takvimin hazır olduğunu belirten kurmaylar öncelikli çabanın Meclis’te komisyonun kurulması için harcanacağını belirtti.

Kurmaylar, "Bu olması gereken bir şey. Süreci olumlayan birçok siyasetçinin gösterdiği adres Meclis. Biz sadece uzun süredir bu görüşü dile getiren bir siyasi parti olarak Meclis’te bu çalışmanın nasıl yapılabileceğine dair teknik çalışmayı yaptık. Örneğin şehit aileleri ve gazilerin derneklerinin bulunması, sivil toplumun dinlenmesi, adaletsizliğe uğradığını hisseden herkesin görüşünü dile getirilmesi ve bir yandan da siyasi partilerin çalışabilmesi. Bunun için bir teknik çalışmaya ihtiyaç vardı, biz bunu da gerçekleştirdik" ifadesini kullandı.

"İKTİDARIN ÖNÜNDE İKİ İHTİMAL VAR"

İktidarın önünde iki ihtimal bulunduğunu belirten kurmaylar, "Örgütün silahları bırakmasını ve terörün sonlanmasını ya daha fazla otoriterleşmek için meşruiyet kaynağı olarak görür ya da bunu Türkiye’yi demokratikleştirmek için fırsat olarak görebilir. Bunun Türkiye’nin demokratikleşmesi için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden Meclis’i adres olarak gösteriyoruz" dedi.

"ERDOĞAN DAHA AÇIK KONUŞMALI"

Kurmaylar, “Meclis’teki komisyonla ilgili ne düşünülüyor? Cumhurbaşkanı Erdoğan, süreçle ilgili daha açık konuşabilir. Sürecin başından itibaren MHP Genel Başkanı bazı ifadelerde bulunuyor ama Cumhurbaşkanı’nın aynı netlikte ifadelerden kaçındığını görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

CHP’nin süreç dışarısında bırakılmasının Türkiye demokrasisi açısından doğru olmayacağının da altı çizildi.

ÖN SEÇİM SÜRECİ

Öte yandan 23 Mart’ta yapılacak ön seçime ilişkin görüş bildiren kurmaylar, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasında polemik varmış algısı yaratılmaya çalışıldığını belirterek şunları kaydetti:

- CHP içinde tartışma varmış gibi sürekli bunun üzerine giden bir anlayış var. Hem iktidarın ağzından duyuyoruz hem medyanın. CHP’ye yönelen saldırılar karşısında ve CHP’nin vatandaşın talepleri doğrultusunda sorun çözme kararlılığı karşısında hiçbir CHP’li birbirinden farklı düşünmez. O yüzden bir aradalığımızı bozacak bir durumla karşı karşıya değiliz. Hem Genel Başkanımız hem Ekrem Başkan hem Mansur Başkan yaptıkları toplantıda samimi ve iyi bir görüşme gerçekleştirmişlerdi. O görüşmeden sonra kimsenin fikri değişmedi.

- Biz erken seçim sandığını getirebilmek için kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Ön seçim sandığı da erken seçim sandığını getirmenin ilk adımı. Bu bizim için seçim kampanyası. Biz sürecin başında 1 milyon 600 bin üyeyle karar vereceğimizi söylemiştik. Bu sayı beklentimizden çok yukarı taşındı. İnsanlar geliyorlar ve büyük heyecanla partimize üye oluyorlar.

- Bu beklenti sadece ön seçimde oy kullanma beklentisi değil, seçimi getirme beklentisi. O yüzden insanlar bu kadar büyük beklentiyle sorunlarının bir iktidar değişikliğiyle çözülmesini istiyorlarsa bizim tarif ettiğimiz iktidarı devralma süreci hızlanarak devam edecek.