İstanbul'da rüşvet vermek suretiyle ihale süreçlerini organize ettiği ileri sürülen Aziz İhsan Aktaş hakkındaki soruşturma kapsamında Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da bu sabah ailesinin Balıkesir'deki evinde gözaltına alındı.
Sabah 04.30'da gözaltına alınıp apar topar İstanbul'a getirilen Akpolat Bayrampaşa Devlet Hastanesi'ndeki sağlık kontrolünün ardından emniyete götürüldü. Akpolat ile ilgili hukuki süreç devam ederken çok sayıda CHP'li Beşiktaş belediyesi önünde toplandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da yüzde 66.12 oy oranıyla başkan seçilen Akpolat'a destek vermek için Beşiktaş Belediyesi'ne geldi.
Belediye önünde toplanan kalabalık sık sık "Mustafa Kemal'in askerleriyiz, Susma sustukça sıra sana gelecek
AKP halka hesap verecek, Rıza Başkan yalnız değildir, Cumhurbaşkanı İmamoğlu" sloganları attı.
Özel ve İmamoğlu belediye önünde toplanan kalabalığa sesleniyor.
"BU TEK KİŞİLİK AKIL, MEMLEKETİMİZİ BU DURUMA GETİRDİ"
İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları:
Beşiktaşımızın, İstanbulumuzun değerli insanları, yurttaşları… Ne yazık ki demokrasi, hak, hukuk, adalet mücadelesi kolay olmuyor.
Hele hele karşınızda şirazeyi kaçırmış, koltuğu kendi malı gibi gören, milletin malını kendine ait hisseden bir zihniyetle mücadele ediyorsanız iş daha da zorlaşır.
Hatırlayın daha dün 16 milyon insanın iradesine 31 Mart 2019’da, sizlerin oylarıyla seçildiğimiz bir seçimi, altından girip üstünden çıkarak, bir de utanmadan “Çaldılar” diyerek iptal etmediler mi?
O seçimi iptal eden akıl, niçin etti? “Ben seçimi iptal ederim, yine allem ederim kallem ederim bu seçimi alırım, işime bakarım, İstanbul bana ait” dedi. Öyle “İstanbul benim” aşkım filan hikaye… Bu tek kişilik akıl, memleketimizi bu duruma getirdi.
"MESELE ELBETTE DAHA BÜYÜK"
Bugün Beşiktaş ilçesinde uydurarak, kaydırarak; belli bir yaşın üstündeki evin büyüklerini korkutarak, sabahın köründe şafak vakti ev baskını yaparak, “Ben adaleti yerine getiriyorum” diyen bu akıl aynı akıldır.
Yaptığı iş bir koltuğu kaybetmenin hırsıyla, İstanbul’u kaybetmenin hırsıyla, yarın da Türkiye’yi kaybetme hırsı korkusuyla yapılmış bir adımdır.
İşte bu akıl sevgili kardeşimiz, yol arkadaşımız Rıza Akpolat’ı hukuksuz bir biçimde gözaltına alıp, sözümona bir sürecin içerisine katarak meseleyi yürütmekteler.
Aslında mesele ne Esenyurt ne Beşiktaş. Mesele elbette daha büyük. Mesele bir otoriter aklın, bakış açısının sürece dair yol yürüme stratejisi ve biçimidir.
"BU GÖZALTINA ALMA BİÇİMİ HUKUK DIŞIDIR"
Bir yandan milletçe bir açılım yapalım, barışalım bakış açısı; ama bir başka yerden ise milletin aklını karıştırarak, milletin aklını vicdanını küçümseyerek atılan bu adımlar.
Bugün genel başkanımızla bu konuları konuştuk. İhaleye fesat iddiası nedeniyle belediye başkanı gözaltına alınamaz. Belediye başkanları 5108 sayılı kanuna göre ihale ve harcama yetkilisi değildir.
Buradan şunu söylemiyoruz; hiç kimse dokunulmaz değildir ama bunları ifade ediyorum. Bu gözaltına alma biçimi hukuk dışıdır. Aynı şeyi Esenyurt’ta yaptılar, şimdi Beşiktaş’ta yapıyorlar. Bunun adı itibar suikastı, yargı tacizi, yargının siyasete alet edilmesidir.
Bir çağrı yaparsanız o insanlar gelmez ifade vermezse başka yollara girişirsiniz. İlk günden itibaren bu insanlar çağrı yapmadılar ev bastılar.
Ortada herhangi bir şey yok. Bir iddia üzerinden yargının en acımasız hali ortaya konularak CHP’li başkanlara bu uygulama yapılıyor. “AK Parti’nin yöneticileri sütten çıkmış ak kaşık, ama CHP’liler lekeli.” Hadi oradan, hadi oradan, işinize bakın.
"ESENYURT’TA, BEŞİKTAŞ’TA YAPTIĞINIZI TBMM İÇİN DE YAPACAK MISINIZ?"
İBB’nin iştiraklerinin de işini almış açık ihale ile. Ama bu şirket Yargıtay’ın, TBMM’nin, Yargıtay’ın, sayamayacağım kamu hastanesinin, AK Parti’nin başka belediyelerinin, havalimanı işletmelerinin… Onlarca kamu kuruluşunun işlerini almış.
Buradan savcı beylere, bu kalbi kötü, uygulaması kötü savcı beylere sormak isterim: Esenyurt’ta yaptığınızı ya da Beşiktaş’ta yaptığınızın aynısını TBMM için de yapacak mısınız?
Bu şirketlerin ihale dosyalarını İBB’den istediniz. Aynı şeyi saydığım devlet kurumlarından ve AK Partili belediyelerden isteyecek misiniz?
"KORKAK, ÜRKEK DAVRANMA VAKTİ DEĞİLDİR"
İş dünyası, finansman dünyası, ekonomi dünyası “bu işi de kafamızı kuma sokarak izleyelim, ne oluyor bakalım…” Korkak, ürkek davranma vakti değildir.
Hepimizin canı yanıyor, hepimizin parasının değeri düşüyor. Memleketimizin itibarını yerle bir ediyor. Bunu sakın bugüne ait bir olay gibi görmeyin. Bunlar uzun vadeli bir stratejinin bugünkü adımlarıdır.
"SİYASİ SALDIRILARA SİYASİ KARŞILIK VERECEĞİZ"
Yapılan bu yargı tacizi ve saldırılara karşı hep birlikte olacağız. Hep beraber mücadele edeceğiz. Siyasi saldırılara karşı siyasi karşılık vereceğiz.
Onların sandığı dizayn etmelerine izin vermeyeceğiz, onların hayallerine son vereceğiz. Hep birlikte onları Türkiye’nin tarihinden silip evlerine yollayacağız. Duruşumuz net.
"CHP BELEDİYECİLİĞININ HALKTA GÖRDÜĞÜ KARŞILIKTAN RAHATSIZLAR"
Ekrem İmamoğlu'nun ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Özgür Özel çıktı. Özel'in konuşmasından satır başları:
Amaç Rıza Akpolat üzerinden, Ahmet Özer üzerinden namuslu, dürüst CHP belediyeciliğinin halkta gördüğü karşılıktan rahatsızlık. Ve amaç itibar suikastı. Rıza Akpolat’ı uyuşturucu baronlarına yapılmayan muameleyi yaparak gözaltına almaya çalışanlar. Doktor muayenesine giderken, gideceği hastaneyi, gireceği kapıyı muhabirlere bildirenler.
"GÖRÜNTÜLERİ İLK YAYAN TELEVIZYONUN SAHİBİNE BAKIN"
Ve dün akşam haberi ilk veren televizyon. Görüntüleri ilk yayan televizyon; onun sahibine bakın. O televizyonu ziyaretine giden bir kamu görevlisi var mı bir bakın.
O televizyonun sahibiyle o savcının yolları ne zaman kesişmiş bir bakın. Ankara’dan, devletin en tepesinden verilen bir talimatla bir itibarsızlaştırma olduğunu bütün Türkiye görsün.
O televizyonu ilk veren kanal; onun ağzından operasyonu yöneten kanalın o savcı ile arasındaki geçmişlerini biliyoruz. Eninde sonunda birlikte bunun hesabını verecekler, ant içiyoruz. Buradan Ekrem İmamoğlu ifade etti; bir belediye başkanı bir ihaleden sorumlu tutulup sorgulanamazlar.
"ÖYLE OLMASAYDI TAYYİP BEY 25 KERE TUTUKLANIRDI"
Kim imza attıysa onun sorumluluğundadır. Öyle olmasaydı Tayyip Bey görev yaptığı sürede 50 kere gözaltına alınırdı, 25 kere tutuklanırdı. Eğer öyle olsa yarın Türkiye’deki bin 300 belediye başkanının 300 tanesi ifadeye gitmesi lazım.
Kimseye yapılmayan, kanunen yapılmaması gereken bu muamele bir belediye başkanına yapılıyorsa onun partisi CHP olduğu için, onun oyu yüzde 65 olduğu için, 31 Mart’taki büyük zaferin parçası olduğu için, Tayyip Erdoğan’ın uykularını kaçırdığı içindir.
"BUNLARIN İÇİNDE MELİH GÖKÇEK BİLE VAR AMA..."
Bugün Ankara’da sordum, sözcülerinden tık yok. Hangi AK Parti belediye başkanına bu muamele yapıldı? AK Parti FETÖ ya da yolsuzluk suçlamasıyla belediye başkanlarını istifa davet etti.
Kimi güle oynaya, kimi ağlaya ağlaya, kimi direne direne istifa ettiler. Bir tanesi bırakın hapse girmeyi, bırakın yargılanmayı… İfadeye çağırdılar mı? Hayır. Bunların içinde Melih Gökçek bile var ama bir tane soru soran yok, yargılayan yok.
Ahmet Özer de Rıza Akpolat da Ekrem İmamoğlu da bu partinin öz evlatlarıdır. Onlardan siyaseten kazanamadığı için yargı oyunlarıyla, görevlendirdiği kişiyi yargıyı alet-araç ederek, bir savcıyı cellat ederek onlarla baş edebileceğini sanıyorsa arkalarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi var, arkalarında İstanbul, Türkiye var.
"BU İHSAN AKTAŞ’IN BUGÜNE KADAR İHALE, KAMU KURUMU KALMAMIŞ"
Bugün sabah kargalar kahvaltı yapmadan basın bülteni geçiyor beyefendi. Basın bülteninde diyor ki, suç örgütü lideri İhsan Aktaş… Baktı bütün Türkiye kim bu diye. Bu İhsan Aktaş’ın bugüne kadar girmediği ihale, ihale almadığı kamu kurumu kalmamış.
Başta Meclis, Sayıştay. THY’den tutun AK Parti’nin neredeyse bütün belediyelere. Açık ihale. Bizimkilere de girmiş, almış. İhaleyi alınca bizimkiler şüphelenmiş, kamuya yazı yazmış. Bu kişinin bir irtibatı, bağlantısı, soruşturması var mı? Cevap beklenmiş, tık yok.
Bu İhsan Aktaş’ın bugün bu belediyeden açık ihaleyi aldı diye, ya da alacakları var alacaklarına karşılık değerinin üzerinde satış yapıldı, mahsuplaşıldı diye hesap sorulmaya çalışılan İhsan Aktaş’la ilgili Tayyip Bey’e söylüyorum. Türkiye’nin bütün namuslu gazetecilerine emanet ediyorum.
5 Aralık 2024. Meclis’te torbaya bir madde attınız. Efendim, otoyollar, şehir içinden geçen sürat yolları üzerindeki benzin işletmelerinin ruhsat verme ve diğer işleri doğrudan bakanlık tarafından yapılabilir.
"ESENYURT İLE BEŞİKTAŞ’I BİRBİRİNE BAĞLIYOR, ORADAN DA İŞİ İBB’YE BAĞLAYACAK"
Allah Allah, böyle bir ihtiyaç nereden doğdu? Baktık. TEM’in üzerinde devasa bir benzin istasyonu açmış, Güven Elif denen şirket. Bunun içindeki Elif LPG, İhsan Aktaş’ın. 5 Aralık’ta kanunu değiştirip o şirketin işlerini görmüşsün. O İhsan Aktaş burada çöp toplayınca hesabı Rıza verecek ama sen onun benzin istasyonuna ruhsat vermek için kanun değiştireceksin. Yazıklar olsun sana.
Döndük baktık, Esenyurt’ta bu şirket bir ihale açılmış, 9 şirketle yarışmış, ihaleyi almış. Hikayenin burasına kadar anlatıp Esenyurt’a bağlıyor. Esenyurt ile Beşiktaş’ı birbirine bağlıyor, oradan da işi İBB’ye bağlayacak. Eline yüzüne bulaştırdığı işe bakın.
İhaleyi almış, iki ay itiraz süresi var diye ne bir hak ediş kesilmiş, ne para ödenmiş. Beklenmiş. O sırada belediyeye kayyum atanmış. Ahmet Özer hiçbir imza atmadan Silivri’ye yollanmış ama gelen kayyum bu ihaleye bakmış, itiraz etmemiş.
Bir ay uzatma vermiş, günü gelince ihaleyi onaylayıp işe başlatmış. Eğer İhsan Aktaş’ın Esenyurt’tan aldığı ihalenin hesabı sorulacaksa ihaleyi açık düzenleyip, 9 firmayı çağıran Ahmet Özer’e değil, ihaleyi onaylayan o kayyumuna soracaksın sen onu.
Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Bir çocuğun kapasitesi belliyse, ona annesi, babası, öğretmeni çok yüklenirse o bir işi yapacağım diye telaştan eline yüzüne bulaştırır. Bu giyotini buraya yollamışsın, İstanbul’u karıştır, Esenyurt’tan başla Beşiktaş’a ulaş, oradan herkesi bu işe bulaştır demişsin. Bu işi eline yüzüne bulaştırdı.
Bu suçlarıyla birlikte her gece yatan, sabah suçlarıyla birlikte uyanan kıyafetsiz muhtelis suçlaya suçlaya Ahmet Özer’i bulaştıracağım diye senin bir gece vali yardımcısı yapıp, kayyım diye atadığın eski kaymakamı suçluyor.
"BURADAN İBB'YE GİTMEYE ÇALIŞIYOR, SUÇÜSTÜ YAKALANDI"
Oradan İBB’ye gitmeye çalışıyor. Suçüstü yakalanmıştır. Verdiğiniz talimat gizli değil aleni, yapılan işler ahlaka uygun değil, tamamen uydurmadır. Daha 12 gün önce bu ihaleyi onaylayan kayyuma hesap soracağı halde, sakın bizim buralara gelip soru sorma. Veremeyeceğimiz hesap yok.