Kakaonun içinde bulunan flavonoidler, çikolatanın sağlığa faydalarını gösteren en önemli bileşenlerin başında geliyor. Diyetisyenlere göre, bu antioksidanlar beyne kan akışını artırarak hafızayı ve dikkati geliştirebiliyor. Bunun yanı sıra, kafein ve teobromin gibi doğal uyarıcılar da uyanıklık seviyesini yükselterek konsantrasyonu artırıyor.

HANGİ ÇİKOLATA DAHA FAYDALI?

Bilimsel araştırmalar, flavonoidlerin hafıza ve dikkat gerektiren görevlerde performansı artırabileceğini gösteriyor. Fakat bu etkilerden yararlanmak için yüksek kakao oranına sahip bitter çikolataların tüketilmesi gerekiyor.

Sütlü ya da beyaz çikolata ise düşük flavonoid içeriği nedeniyle bu faydalardan yeterince yararlanamıyor.

Laura Jorge, "En az %70 kakao içeren bitter çikolatalar tercih edilmeli. Günde 30 gram (2-3 kare) tüketildiğinde faydaları fark edilebilir," diyor.

Çikolata sevdalılarına müjde: Doğru tüketimle beyin gücünüzü artırabilirsiniz - Resim : 1

NEDEN BİTTER ÇİKOLATA YEMELİYİZ?

Bitter çikolatanın sağlık üzerindeki olumlu etkileri yalnızca kısa vadeli odaklanma ve hafıza gelişimiyle sınırlı değil. Kakao, beyin fonksiyonlarını uzun vadede koruyan çeşitli besin maddeleri içeriyor:

Flavonoidler: Beyin kan akışını artırarak hafıza ve dikkatle ilgili beyin bölgelerini (hipokampus ve prefrontal korteks) destekler. Aynı zamanda yeni nöronların oluşumunu (nörojenez) teşvik eder ve sinir bağlantılarını güçlendirir.

Kafein ve Teobromin: Uyanıklığı artırır, yorgunluk hissini azaltır ve dikkat süresini uzatır.
Magnezyum: Sinir sistemi işlevlerini destekler, stres seviyelerini düzenler ve hafızayı güçlendirir.

Feniletilamin (PEA): Ruh halini iyileştirir, mutluluk hissi veren dopamin ve serotonin üretimini artırır. Bu da odaklanma ve motivasyonu yükselterek bilişsel performansı destekler.

Omega-9 ve Omega-6 Yağ Asitleri: Beyin hücrelerinin yapısını korur, sinirler arası iletişimi iyileştirir ve uzun vadeli beyin sağlığını destekler.

UZUN VADEDE BEYİN SAĞLIĞINA KATKILARI NELER?

Bitter çikolata, yalnızca hafıza ve konsantrasyon için değil, genel sağlık açısından da birçok fayda sunuyor:

Beyin kan dolaşımını artırır, kan basıncını ve kötü kolesterol (LDL) seviyelerini düşürür.

Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların riskini azaltabilir.

Kan şekerini düzenler ve insülin hassasiyetini artırır.

Bağırsak florasını destekler ve anti-inflamatuar etkiler sunar.

Hücreleri oksidatif hasardan koruyarak kronik hastalıkların ve erken yaşlanmanın önlenmesine yardımcı olur.

Endorfin salınımını teşvik ederek stresi azaltır ve ruh halini iyileştirir.