AKP hükümetlerinde uzun seneler Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık gibi görevlerde bulunan, ancak Mayıs 2016 istifaya zorlanarak yönetim dışına itilen Ahmet Davutoğlu, iktidar partisine yeşil ışık yaktığı yönündeki tartışmaları yorumladı.
Bilindiği üzere şimdilerde Gelecek Partisi Genel Başkanı olarak siyaset sahnesinde duran Davutoğlu, Suriye'de yaşanan gelişmeler sonrası aldığı bazı 'davetlerle' gündemde.
Cumhur İttifakı ortağı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ekim ayında "Türkiye’nin birikiminize ihtiyacı var" diye seslendiği Davutoğlu'na son çağrı da eski AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Mücahit Birinci'den gelmişti:
- "(...) Aile buradaysa, evlatlar dışarıda olmaz, olamaz. Dünya karşımızdayken, bizim ailemize, evimize destek olmamız, birlik olmamız, beşer planında üzerimize 'vaciptir'.
- Bu sebeplerle, Sayın Ahmet Davutoğlu, çok hızlı hareket etmeli, kişisel analizler ve geçmiş sorgulamalarla vakit kaybetmeden yuvasına dönmelidir."
Davutoğlu da "Ben AK Partili kitlelerden hiç kopmadım, kopmayacağım da" şeklindeki mesajıyla kafaları karıştırmış, ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bahçeli'yle Suriye konusunda mektuplaştığını açıklamıştı.
Katıldığı bir televizyon programında gelişmeleri değerlendiren siyasetçi, bahse konu ifadesi için şunları söyledi:
- "Ben hayatımı ilkeleriyle yaşamaya çalışmış biriyim. Kimse bu adam ilkesiz yaşadı diyemeyecek. Ben AK Parti kurucusu değilim. Ama sonra girdim başdanışman olarak ve 7.5 yıl çok yoğun bir mücadelenin içinde oldum.
- Sayın Erdoğan’ın yanından hiç ayrılmadım. Peki ben niye oradaydım? İlkeler sebebiyle. Şimdi ben hala AK Parti’nin ruhunu temsil ediyorum. O ilkelere dönerlerse her getirdikleri yasayı Meclis’te destekleriz yeter ki o ilkelere dönsün. Ben 'AK Parti’den kopmadım' ifadesi için 'AK Partili kitlelerden kopmadım' dedim.
'HİÇBİR ŞEKİLDE YANLAMADIM'
E- fendim Davutoğlu AK Partiye yanlıyor diyorlar. Hayatımda hiçbir şekilde yanlamadım. Özgür Özel Erdoğan’la görüşürse 'normalleşme' olur.
- Peki hayatı boyunca birlikte mücadele etmiş sayın Erdoğan ile Davutoğlu bir mektup teatisinde bulunuyor veya görüşmüş olsak bu normalleşme olmaz mı? Veya bundan kim korkar?
- Özel yanlış yapmadı doğru yaptı ama ismini vermeyeyim her gün bana saldıran o televizyonlara söylüyorum, siz geçmişte biz AK Parti’ye karşı haklı bir mücadele verdiğimizde o zamanki bakış açınız demek ki son derece egoist bir bakış açısıymış. (...)"
"Eski başbakan olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin sıradan bir vatandaşı olarak, cumhurbaşkanı, dışişleri bakanı, genelkurmay başkanı veya herhangi bir başka kurum kurul çağırırsa kanaatlerimi söyler, elimden gelen her türlü desteği veririm ama tanımlanmış bir görev şeklinde olmaz.