İLKE ÇITIR/ ANKARA

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla iktidarın gittikçe otoriterleştiğinin görüldüğünü belirterek bu durumu, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı için de sabotaj olarak değerlendirdi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin il eş başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısına yönelik iktidarın somut adım atmadığını savundu.

"SÜRECİN DİYALOGSUZ İŞLEMESİ KABUL EDİLEMEZ"

Öcalan’ın tecridinin devam ettiğini söyleyen Hatimoğulları, “Özgür yaşam ve çalışma koşulları ne olursa olsun en hızlı şekilde oluşturulmalıdır. Bu sürecin adına hem diyalog diyeceksiniz hem de diyalog sürecinin işleyişi diyalogsuzluk olacak. Bu dönemde diyalog sürecinin işleyişi diyalogsuzluk olacak. Bu kabul dilemez” ifadelerini kullandı.

"İKTİDARIN GİTTİKÇE OTOTRİTERLEŞTİĞİNİ GÖRDÜK"

Hatimoğulları, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve ardından tutuklanması hakkında da “Bu antidemokratik uygulamaları asla kabul etmiyoruz. Demokrasi, yargı ve adalet adeta enkaz altında ve bizler bu enkazdan kurtulmak zorundayız” diye konuştu.

Hatimoğulları, şunları söyledi:

- Türkiye’de özgürlükler zaten can çekişiyor. Hal böyleyken bizlerde umut ışığı olan Sayın Öcalan’ın çağrısının hak ettiği biçimde mevcut olan iktidar tarafından analiz edilmediğini ve hak ettiği ölçüde karşılık verilmediğini görüyoruz. Bunu da asla doğru bulmuyoruz. Biz demokratikleşme beklerken, barışla ilgili adımların atılmasını beklerken, İmralı koşullarının düzeltilmesini beklerken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın içinde olduğu ve çok sayıda belediye yöneticisine yönelik operasyonlarla karşılaştık.

- Bu durum, Türkiye’nin dört bir yanında başta gençler ve kadınlar olmak üzere Türkiye’de bugüne kadar yaşanmış en önemli sivil itaatsizlik eylemleriyle demokratik haklarını kullandılar. DEM Parti olarak yargı eliyle siyaseti dizayn etmeye çalışan anlayışa karşı mesajlarımızı her fırsatta ilettik.

- Bu antidemokratik uygulamaları asla kabul etmiyoruz. Barış ve demokrasiyi beklerken gittikçe otoriterleşen bu yaklaşımı, barış ve demokratik toplum çağrısı için de sabotaj olarak değerlendirmekteyiz. Demokrasi, yargı ve adalet adeta enkaz altında ve bizler bu enkazdan kurtulmak zorundayız.