"Devletin gizli anayasası" olarak nitelenen ve kamuoyunda 'Kırmızı Kitap' olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde değişiklikler yapılması bekleniyor.
İlk kez Anadolu Ajansı (AA) tarafından servis edilen haberle geçen şubat ayında gündeme gelen konu, bugün itibariyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında görüşülecek.
TRT Haber'in aktardığına göre yapay zeka kavramının belgeye girmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Yeni 'tehlike' ve 'tehditlere' dair güncellemeler yapılması da öngörülüyor.
Kurul'da görüşülecek bir diğer konuysa terörle mücadele olacak.
Irak'ın kuzeyindeki Zap bölgesinde kapatılan kilit ve devam eden operasyonlar değerlendirilecek.
Suriye ve Irak'ın kuzeyinde terörden arındırılan bölgelerdeki son gelişmeler ele alınacak.
KIRMIZI KİTAPTA BUGÜNE DEK HANGİ DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI?
Milli Güvenlik Kurulunun belirlediği görüşler dahilinde iç, dış ve savunma hareket tarzlarına ait esasları kapsayan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi son olarak 30 Eylül 2019'da değiştirilmişti. 'Suriye'nin kuzeyinden gelen tehdidin ülke için beka sorunu olduğu kaydedilmişti.
1992'den bu yana yapılan değişiklikler şöyle:
- Kasım 1992: İlk dikkat çeken güncelleme 1992’de Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası yapılmıştı. 'Kuzey ve Batı' tehdidinin yerine güneyden Ortadoğu’dan gelebilecek tehdit ön sıraya yerleştirilmişti. Yunanistan ve Suriye, İran’ın yanında dış tehdit unsurları arasında sayılmıştı.
- Ekim 1997: Bu tarih, 'Kırmızı Kitap'ın varlığının tüm ağırlığıyla öğrenilmesi açısından önemli. MGK'ya 'çok gizli' ibaresiyle sunulan belge basına sızdırılmış, 'irtica' ve 'bölücülük'ün yanında ülkücüler de belgeye girmişti.
İlk kez 'ırkçılığa dönüştürülen Türk milliyetçiliği' ve 'ülkücü mafya' açıkça 'milli tehdit' unsuru olarak saptanmıştı.
- Ekim 2001: AKP iktidarları döneminden önce güncellenen son Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi. 'Bölücü terör' ve 'irtica' birlikte öncelikli tehdit olarak belirlenmişti.
- Kasım 2005: Türkiye'nin etrafında bir güvenlik çemberi oluşturması gerektiği vurgulanırken, iç tehdit unsurları olarak irtica ve bölücülüğün aynı önemde sorun olduğuna dikkat çekilmişti.
Yunanistan, Ermenistan, İran, Irak güvenlik tehdidi olarak belgede yer almıştı. Hatay ve Karadeniz özel olarak işlenmiş, buralardaki 'dış kaynaklı' faaliyetler ulusal güvenlik tehdidi olarak not edilmişti.
- Ekim 2010: Bu tarih Kırmızı Kitap'ta ilk kez 'irtica tehdidine' yer verilmemesi nedeniyle öne çıkıyor. Bunun yerine iç güvenlik bölümünde "din istismarı ile aşırı dinci örgütler" ifadeleri kullanılmıştı.
- Nisan 2015: Gezi eylemlerinin hemen sonrasında, 2015’te güncellenen güvenlik algılamasında ise ulusal güvenlik riskleri arasında, 'sivil itaatsizlik ve halk ayaklanmaları çıkarmaya yönelik girişimler' ile 'ulusal güvenliği tehdit eden paralel yapılanmalar' Kırmızı Kitap'a girmişti.
'Legal görünümlü illegal yapılar' ile FETÖ de ilk kez belgedeki yerini almıştı.
- Eylül 2019: Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi son olarak 30 Eylül 2019'da MGK’de ele alınarak güncellenmişti. Bu güncellemede 'Suriye' baş tehdit olarak kodlanmıştı.
Suriye'nin kuzeyinden gelen tehdidin ülke için beka sorunu olduğu kaydedilmişti.
PKK bu kez "Suriye kaynaklı, sınır aşan tehdit olarak" belgeye girmişti. YPG/PYD/SDG dış destekli “garnizon yapılanmalar” olmakla suçlanmıştı.