EMEL YİĞİT / NEFES
Bir hafta öncesine kadar ekonominin yıl sonunda nasıl bir görünüm ortaya koyacağı tahmin edilebiliyordu. Ekonomi yönetimi, uygulanan para politikasıyla hedeflere ulaşılabileceğine dair sık sık güvence veriyordu. Ta ki 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gözaltına alınana dek. O gün başlayan kaos, üç gün sürdü.
Özellikle dövizdeki çıkış güçlükle engellenirken nihayet hafta sonunun gelmesiyle herkes derin bir soluk aldı. Önceki gün yabancı yatırımcılarla toplantıya katılan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan üç gün içinde yaklaşık 25 milyar dolar satış yapıldığını açıkladı.
Bu süreçte Merkez Bankası döviz kurunda yaşanan oynaklığı önlemek için Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz işlemlerine (NDF) başladığını duyurdu. Fiziki döviz teslimatının gerekmediği NDF işlemlerinde dövize ihtiyacı olan şirketler ve Merkez Bankası arasında belli bir süre sonrası için belirli bir döviz fiyatı üzerinden bir sözleşme yapılıyor vade sonunda anlaşılan fiyat üzerinden satış gerçekleştiriliyor.
RİSK SÜRÜYOR
Ancak ekonomi yönetiminin aldığı önlemlerle kurdaki volatilite şimdilik engellenmiş görünse de döviz kredisi kullanan ve ithalat borcu olan şirketler açısından risk devam ediyor. Merkez Bankası verilerine göre finansal kesim dışındaki firmaların ocak ayında döviz varlıklarının toplamı 163.5 milyar dolarken, yükümlülüklerinin toplamı 311.5 milyar dolar oldu.
Ocak ayında şirketlerin döviz kredileri 148.4 milyar dolar olurken, yurt dışından sağlanan krediler toplamı 100.2 milyar düzeyinde. Oynaklığın yüksek olduğu ortamlarda döviz borçlusu olmanın ciddi sıkıntıları olduğunu kaydeden Ekonomist Onur Çanakçı öncelikle NDF işlemleriyle piyasanın dengelenmeye çalışıldığını belirtti. Alınan önlemlere rağmen insanların dövize olan talebinin ve dövizde kırılma beklentisinin değişmeyeceğini kaydeden Çanakçı “Ciddi anlamda döviz borcu olan şirketlerin bu konuda çok tedbirli ve dikkatli olmaları lazım” dedi.
BASKILAMA PİYASAYA ZARAR VERİYOR
Ekonomist Onur Çanakçı yurtiçi yerleşikler ve şirketlerin dolarize olmaması için yapılan hamleler ve kur baskılamasının içten içe serbest piyasaya ciddi zarar verdiğini söyledi. Bu uygulamaların ithalatı desteklediğini ve cari açığı bir şekilde artırdığını ifade eden Çanakçı şöyle devam etti: “Volatilitesi bu kadar yüksek bir ortamda döviz cinsinden borçların olmasının ciddi sıkıntıları var. Orta vadede Merkez Bankası faiz kararına kadar tedbirli bir politika izlenmeli.
Yabancı para kredileri yüzde 7 arttı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verilerine göre, bankaların yabancı para kredileri 14 Mart itibarıyla 179,7 milyar dolara ulaştı. Bu rakamın 179,5 milyar doları ticari ve diğer krediler kaleminde bulunuyor. Yıl başında bankaların yabancı para cinsinden kredileri 167,7 milyar dolar düzeyindeydi. Ocak ayından bu yana artış oranı yüzde 7,12 oldu.