EMEL YİĞİT / NEFES
ÖNCEKİ hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla para piyasalarında yaşanan olağanüstü hareketlilik, önce ekonomi yönetiminin aldığı önlemler, sonra araya bayram girmesi nedeniyle azaldı. Ancak henüz belirsizlik sona ermedi. Yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle öngörülebilirliğin büyük ölçüde ortadan kalktığını söyleyen Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Araştırma Direktörü Coşkun Cangöz “Ekonomik birimler hızlı bir şekilde TL varlıklardan çıkarak daha güvenli gördükleri döviz ve altın gibi varlıklara yöneldiler. Resmi verilere göre döviz tevdiat hesaplarında son dönemlerin en hızlı artışı yaşanırken sektörden gelen duyumlara göre, önemli miktarda dövizin de yastık altına gittiği anlaşılıyor” dedi. Merkez Bankası verilerine göre gerçek kişilerin döviz mevduatı 21 Mart haftasında 3.1 milyar dolar artmıştı.
Program yeniden güveni tesis ederse 2025 yılında enflasyonun düşüş eğilimine girebileceğini ama yüzde 24’lük hedefe ulaşılmasının zor olacağını kaydeden Cangöz “Faiz oranlarının öngörülen patikada düşmesi durumu olmayacağı için 2024’te olduğu gibi bu yıl da krediye erişim zor olacaktır” dedi.
TANSİYON DÜŞÜRÜLMELİ
Cangöz’ün değerlendirmesine göre öngörülebilirliğin artırılması ve güvenin yeniden tesisi için öncelikle siyasi belirsizliklerin azaltılması ve tansiyonu düşürücü adımlar atılması gerekiyor. Son birkaç yılda yaşanan yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının geniş kesimler için zaten büyük bir yük oluşturduğunu kaydeden Cangöz, ekonomik programın başarısız olması durumunda enflasyonun daha uzun süre yüksek kalacağını vurguluyor.
Kamu harcamalarında reform şart oldu
Harcamaların gözden geçirilmesi ve önceliklendirilmesi gerektiğini kaydeden Coşkun Cangöz şöyle devam etti: “Mehmet Şimşek’in göreve başlarken ilk basın toplantısında ifade ettiği ancak daha sonra hiç gündeme gelmeyen kurallı ekonomiye geçiş (Mali Kural) başta olmak üzere enflasyonla mücadeleyi ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyecek reformlar (örneğin, adalet, sosyal güvenlik, tarım, enerji) üzerinden ekonomik program güçlendirilmeli.”
Fırsatçılar kaçtı kurumlar bekliyor
Krizde hemen giden yabancı yatırımcıların kısa vadeli yatırıma odaklı, risk toleransı nispeten düşük fırsatçı yatırımcılar olduğunu kaydeden Coşkun Cangöz kalanların ise kurumsal yatırımcı diye tabir edilen orta ve uzun vadeli yatırım ufku olan fonlar olduğunu belirtti. Cangöz’ün değerlendirmesine göre bu tür yatırımcılar daha stratejik davranıyor ve çok hızlı reaksiyon vermiyorlar. Bu kapsamda bir süre gelişmeleri izlemeyi tercih ediyorlar.