Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, bugün saat 10.22’de merkez üssü Ege Denizi Aniye Adası olan Muğla'nın Bodrum ilçesinin 171,26 kilometre açığında 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Ege'deki depremler öğleden sonra ve akşam saatlerinde sıklaşarak devam etti.
Son 24 saat içerisinde yaşanan depremlerin sayısı 30'u geçti.
En son olarak 20.45'te, merkez üssü Ege Denizi olan 4,4 büyüklüğünde art arda iki sarsıntı kaydedildi. Depremlerin 7 ve 6,99 kilometre derinliklerde meydana geldiği belirlendi.
PROF. DR. NACİ GÖRÜR'DEN UYARI
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bölgedeki art arda depremler üzerine sosyal medya hesabında bir paylaşım yaptı.
Görür, “Yunanistan’ın Ege Denizindeki Santorini Adasının kuzey doğusunda dünden beri gittikçe sıklaşan depremlerden bahsetmiştim. Bugün de gittikçe artması üzerine Ege kıyılarımızda söz konusu yere yakın vatandaşlarımızın dikkatli olmasını öneriyorum” ifadelerini kullandı.
“ŞİMDİLİK KÜÇÜK DEPREMLER YAŞANIYOR ANCAK…”
Prof. Dr. Görür, AA’ya yaptığı değerlendirmede de depremlerin bölgedeki fay hatlarıyla ilişkili olduğunu ifade etti.
Bölgedeki fay hatlarının tektonik hareke bağlı olarak etkinleştiğini belirten Görür, "Afrika Levhası, Anadolu Levhası'nın altına dalıyor. Kıbrıs Yayı'ndaki tektonik hareketlilik nedeniyle bölgede gerilim devam ediyor. Orası çok faylı bir bölge, bu faylar da bu harekete bağlı olarak etkinleşiyor. Şimdilik küçük depremler yaşanıyor ancak süreç devam ediyor" dedi.
Görür, Yunanistan'ın Santorini Adası'na yakın kentler için uyarıda bulunarak, "Muğla, Bodrum, Aydın'a kadar uzanan sahil kesimlerinde daha dikkatli olunmalı. Bölgede dünden bu yana sarsıntılar sürüyor. Hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız, gerilme devam ediyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE KIYILARINI DA ETKİLEYEBİLİR"
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Ege Denizi'ndeki deprem fırtınasına yönelik açıklama yaptı. Prof. Dr. Ercan, bu deprem fırtınasının kökeninin tamamen denizin içindeki yanardağa bağlı olduğunu öne sürdü.
Prof. Dr. Ercan, "Herkes bunun sonucunda ne olacak diye merak ediyor. Bunun sonucunda, taş ve topakların fırlatıldığı patlama gerçekleşebilir. Bu patlama etkin olur. Deprem üretimi de olabilir. Bu üretim de 5 ile 7 arasında sarsıntıya da neden olabilir. Depremle birlikte süpürtü dalgaları oluşabilir. Bu dalgalar bütün Ege'deki adaları, Girit'i, Yunanistan kıyılarını ve Türkiye kıyılarını da etkileyebilir" ifadelerini kullandı.
"DENİZ İÇİ YANARDAĞ DA PÜSKÜRÜYOR"
Süpürtü dalgalarının Türkiye'yi de etkileyebileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, hazırlıklı olunması gerektiği yönünde uyarılarda bulunarak şunları söyledi:
"Süpürtü dalgaları yani tsunami Türkiye'yi de etkiler. Geçmişte de bu etkiler görülmüş. Bu bölgede 7.7 büyüklüğünde depremler olmuş. Türkiye kıyılarında büyük süpürtü dalgaları on binlerce kişiyi öldürdü. Tarih kayıtları bunu söylüyor.
Santorini ve diğer deniz içi yanardağlarını oluşturan, Afrika ana karasının güney Ege yayı boyunca, Ege Denizi ile Anadolu'nun altına dalması, yaklaşık 10 milyon yıldır gerçekleşiyor. Bu dalma yaklaşık 700 kilometreye kadar ulaşmış durumda.
Bu dalan Afrika ana karası aşağıdaki sıcaklık nedeniyle eriyor. Bu erimenin sonucunda, hafiflemesiyle kara yukarı doğru hareket ediyor. Bu hareket güney Ege yayının kuzeyinde yanardağ adalarını oluşturuyor.
Bunlardan en yakını bizim sularımızda, yaklaşık 3 yıl önce keşfettiğimiz Sina Adası ile Bozburun arasında bir deniz içi yanardağdır. Bu da püskürüyor. Yani sadece Santorini değil, bu da etkin durumda"
"YANARDAĞ PATLAMAYA YAKIN"
İlerleyen süreçte oluşabilecek yanardağ patlamasının sonuçlarıyla ilgili de öngörülerini paylaşan Prof. Dr. Ercan, şunları söyledi:
"Yanardağ patlamaya yakınmış gibi bir bilimsel görüntü veriyor. Bunun sonucunda eğer oradaki kabuğun direncini yenerse, yarıp patlayabilir. Ama yenemezse bir süre dinginliğe gidip daha sonra tekrar aktif hale gelir.
Oradaki gerginlik birikimi yerin kırılma direncini yenerse patlar. Patlarsa içinden lavlar akar. Volkan bombası dediğimiz taşları fırlatır. Akıntı olur, Santorini Adası'ndaki bu akıntı, doğrudan doğruya Santorini kentini etkiler.
Ada daha genişler, daha toprak kazanır. Akıntı patladıktan sonra, aylarca hatta birkaç yıl bile sürebilir. Patlamalı olursa deprem eşliğinde gerçekleşebilir."