Eğitim-Bir-Sen'in eğitim sistemi izleme çalışmasının dokuzuncusu olan 'Eğitime Bakış 2024: İzleme ve Değerlendirme Raporu' yayımlandı.
Raporda, "eğitime erişim ve katılım", "eğitimin çıktıları", "öğretmenler ve okul yöneticileri", "eğitim öğretim ortamları" ile "eğitimin finansmanı" başlıkları altında değerlendirmelere yer verildi.
Türkiye eğitim sisteminin mevcut durumu, eğilimleri ve uygulamalarının sistematik ve veri temelli bir yaklaşımla analiz edildiği rapora göre, 2023-2024 eğitim öğretim yılında Türkiye'deki toplam 18 milyon 710 bin 265 öğrenciden 1 milyon 631 bini özel öğretim kurumlarında öğrenim görüyor.
Raporda, 14-17 yaş grubunda net okullaşma oranı yüzde 91,3 olarak hesaplandı. Bu oran erkeklerde yüzde 90,7 iken, kız öğrencilerde yüzde 91,8'e ulaştı. Tüm yaş gruplarında kızların net okullaşma oranlarının erkeklerin net okullaşma oranlarından fazla olduğu tespit edildi.
Ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen, 14-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 8,7'sinin eğitimin dışında olduğunun tespitine yer verilen rapora göre, 18-21 yaş aralığında en az lise mezunu olanların oranı kadınlarda yüzde 80,1, erkeklerde ise yüzde 73,8 olarak belirlendi.
Toplam mezuniyet oranı ise yüzde 76,9 oldu. Son 10 yıllık süreçte 18-21 yaş grubunda en az lise mezunu olma oranına göre kadınların sayısında erkeklere göre daha çok artış yaşandı.
Geçen eğitim öğretim yılında açık öğretimdeki toplam öğrenci sayısı bir önceki seneye göre 1 milyon 117 bin azalarak 1 milyon 229 bin 802 oldu.
'ÖZEL EĞİTİM ÖĞRENCİLERİ ORTAÖĞRETİME DEVAM ETMİYOR'
Rapora göre, eğitim öğretim yılında özel eğitim alan öğrenci sayısı, okul öncesinde 10 bin 668, ilköğretimde 440 bin 931, ortaöğretimde 108 bin 126, toplamda ise 559 bin 725 olarak kayıtlara geçti. Özel eğitim alan kız öğrencilerin sayısı erkeklerden daha az oldu. Özel eğitim alan öğrencilerin yüzde 63'ünü erkek öğrenciler, yüzde 37'sini ise kız öğrenciler oluşturdu.
Ortaöğretime göre ilköğretim kademesinde özel eğitim alan öğrencilerin sayısının çok fazla olması dikkati çekti. Bu durum, ilköğretimde özel eğitim alan çocukların önemli bir kısmının ortaöğretime devam etmediğini gösterdi.
Türkiye'nin TIMSS 2023 sonuçlarına da yer verilen raporda, 2019'a kıyasla 4. ve 8. sınıf düzeylerinde matematik ve fen alanlarındaki puan artışlarına da değinildi.
2023 verilerine göre, "18-24 yaş arası ne eğitimde ne istihdamda olanların (NEET) oranı" OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 13,8 iken, Türkiye yüzde 31,1 oranla hem OECD ülkeleri ortalamasını geçti hem de OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı.
KADIN ÖĞRETMENLERİN ORANI YÜKSELDİ
"Eğitime Bakış 2024" raporuna göre, 2023-2024 eğitim öğretim yılında okul öncesinde 121 bin 986, ilköğretim kademesinde 648 bin 920 ve ortaöğretim kademesinde 397 bin 990 olmak üzere toplam 1 milyon 168 bin 896 öğretmen görev yapıyor. Bu öğretmenlerin 175 bin 499'u özel öğretim kurumlarında çalışıyor.
Son 10 yılda öğretmen kadrosundaki kadın oranı yüzde 7 artış göstererek, 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 61,3'e yükseldi. Eğitim fakültelerine giren öğrencilerin yüzde 65,8'ini kızlar oluşturdu.
Türkiye'de okul öncesi hariç tüm eğitim kademelerinde kadın öğretmen oranının OECD ülkeleri ortalamalarının altında kaldığının aktarıldığı raporda, "Buna ilave olarak Türkiye'de tüm kademelerde kadın öğretmen sayısı erkeklerden fazla. Bu durum, genel olarak dünya genelinde de gözlemlenen bir eğilim olan kadınların, öğretmenlik mesleğinde erkeklere kıyasla daha fazla yer aldığını gösteriyor." değerlendirmesine yer verildi.
Rapora göre Türkiye, 50 yaş ve üzeri öğretmen oranı bakımından OECD ülkeleri arasında en düşük orana sahip ülkelerden biri olurken, 30 yaş altındaki öğretmen oranının yüksekliği bakımından ise OECD ülkeleri arasında üst sıralarda yer aldı.
ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİ MAAŞLARI
Rapora göre, OECD ülkeleri arasında tüm kademelerdeki öğretmenlerin başlangıç ve 15 yıl deneyim sonrası maaş seviyeleri farklılık gösteriyor.
OECD ortalamasına göre, öğretmenlerin 15 yıl deneyim sonrası maaşları, başlangıç maaşlarına kıyasla okul öncesinde yüzde 31, ilkokul ve ortaokul kademesinde yüzde 35, ortaöğretim genel programlar düzeyinde ise yüzde 36 yükseliyor. Türkiye'de bu oranlar tüm kademelerde yüzde 3 seviyesinde gerçekleşiyor.
Türkiye, öğrenci başına yaptığı harcama ile OECD ülkeleri arasında Meksika'dan sonra en düşük harcama yapan ikinci ülke konumunda yer alıyor.
RAPORDA ÖNERİLERE DE YER VERİLDİ
Eğitim-Bir-Sen'in raporunda, Türkiye'de eğitim sürecinde alınabilecek önlemlere ilişkin öneriler şöyle:
- "14-17 yaş grubunda okullaşma oranı düşük olan illerde ortaöğretime erişimi artırmak, özellikle de erkek çocukların aleyhine durumun olduğu illerde eğitimin dışında kalma nedenleri araştırılarak eğitime erişimlerini sağlamak için mevcut politikalar gözden geçirilmeli ve gerekli tedbirler bir an önce alınmalıdır.
- Açık öğretim okullarında kayıtlı öğrenci sayısı 2023-2024 eğitim-öğretim yılında bir önceki yıla göre 1 milyon 117 bin azalışla 1 milyon 229 bin 802 olmuştur.
- Bu düşüşün nedenleri detaylı şekilde ortaya konulmalıdır. Özel eğitim ihtiyacı olan çocukların ilköğretimden sonra ortaöğretime erişimine ve mesleki eğitime yönlendirilmelerine ilişkin etkili politikalara ihtiyaç duyulmaktadır."
Ortaöğretim zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen 18-21 yaş grubunda, özellikle erkeklerde lise mezunu olma oranlarının düşük kalmasının nedenlerine odaklanılması gerektiğine işaret edilen raporda, şunlar kaydedildi:
- "Mezun olmayan ya da okul terk eden gençler için mevcut politikalar gözden geçirilmeli ve gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır. Son yıllarda öğretmen atama sayıları düşmüştür.
- Dolayısıyla mevcut öğretmen ihtiyacının karşılanmasına yönelik hesaplamaların yapılması ve bu ihtiyaç göz önünde bulundurularak öğretmen atama sayılarının artırılması gerekmektedir.
- Türkiye'de öğretmen ve okul yöneticilerinin maaşlarının kariyer düzeylerine göre OECD ülkeleri ortalamalarını yaklaştırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Dezavantajlı bölgelere öncelik verilerek okul ve derslik yapımı gerçekleştirilmelidir."