ÖZLEM GÜVEMLİ / NEFES

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki 4 günlük gözaltı süresinin ardından sevk edildiği Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nda verdiği ifade tamamlandı. İmamoğlu 10 sayfalık ifadesi ortaya çıktı. İmamoğlu “Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı?” sorusu üzerine kendisinin ve ailesinin etrafında terörle ilgili kimsenin barınamayacağını belirterek “Bunun bana sorulmasını zul kabul ederim” yanıtını verdi.

Kent uzlaşı ile ilgili soruları “Bana değil şu anda Türkiye’nin mevcut siyasi gündeminde hükümetle yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır” şeklinde yanıtladı. İmamoğlu “CHP’nin İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde Türkiye’nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş bir çok ismi Türkiye İttifakı kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede 1500’e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilmem mümkün değildir” dedi. Emniyet ifadesindeki açıklamalarını tekrarlayan İmamoğlu gizli tanık ifadelerini reddetti. Kent uzlaşı kavramını hiç kullanmadığını vurgulayan İmamoğlu “Dolayısıyla bu konuda herhangi bir katkım da bulunmamaktadır. Ayrıca başka bir siyasi partiye benim fikri ve söylemsel bir katkım olması düşünülemez” dedi.

Tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in adaylık sürecine ilişkin soruya İmamoğlu “Esenyurt’ta aday olarak belirlenen arkadaşımızın çekilmesine müteakip Esenyurt ilçesinin demografik yapısına uygun olduğu düşünülen ve geçmişte benim de danışmanlığımı yapmış CHP üyesi Prof. Dr. Ahmet Özer, parti genel merkezi tarafından aday gösterilmiştir. Bu süreçlerin tamamı büyükşehir belediye başkan adayının tavsiyesi, il başkanlığının çalışma ekibine sunulması akabinde parti meclisinde oylanarak karar verilir” dedi.

“ÇOK SEVDİĞİMİZ POLİSİMİZİN YÜZÜ YUKARI”

İmamoğlu, ifadesine ek olarak da şunları söyledi:

“19 Mart 2025 sabahı saat 06.00 itibari ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık konutu kapısına yüzlerce çok sevdiğim polisimizin yüzü yukarı, güneş doğmadan yasaya uygun olmayan bir şekilde gözaltına alınma metodunu kınıyorum. İfade etmeliyim ki işlemi yürüten polislerin nezaket dışında hiçbir kötü davranışı olmamıştır. Ancak bu talimatı veren kişi ve şürekası Türkiye’ye çok büyük bir bedel ödetmiştir.

“TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇECEK”

“4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu en güçlü dayanağını gizli tanık ifadelerine bağlamış olması ve gözaltına 3-5 gün kala hatalı tespitler içeren Masak raporlarıyla doldurulmuş, tarihe kara bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır.”

"HUKUK VE ADALET YERLE BİR…”

“Bu süreç Türkiye’nin itibarını zedelemiştir. Hukuk ve adalet duygularını vatandaş nezdinde yerle bir etmiştir. Türkiye’nin ekonomisini alt üst etmiştir. Gençlerin umudunu perişan etmiştir.”

“HESAP GÜNÜ YAKINDIR”

“Bu süreci yöneten insanlar ve yöneticisinin, hem yüce yaradan huzurunda hem de bu dünyada hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır. Aynı kişi ve şürekası yine bir başka Ramazan ayında 6 Mayıs 2019’da gözünü kırpmadan kullandıkları yüksek millet iradesini gasp etmiştir. 2025 yılına geldiğimizde aradan 6 yıl geçmesine rağmen yedikleri demokrasi tokadının şiddetini anlayamamış hala bel altı oyunlarla mert olmayan anlayışı ile milletin iradesini gasp etmeye ve kul hakkı yemeye devam etmektedir. Milletimiz bunu görmektedir. Milletimizin vicdanı ve adaleti bu haksızlığa karşı gereken cevabı mutlaka sandıkta verecektir. Gözaltına alınmadan oluşturulan, uydurma 6 dava ve 30 yıla yakın hapis cezası istemi ile İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edilen 3 yıllık diploma ve sadece gözaltıdan bir gün önce açılan kreşleri kapatmaya yönelik şahsi tebliğ edilen soruşturma bu kişilerin kötü emellerinin ispatıdır.”

"AKLA HAYALE GELMEYECEK İFTİRALAR"

“Ben ülkemiz için büyük bedeller ödemeyi, sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağımı, bu mücadeleye milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini bu milletin umutlarını korumak için her şey yapmayı kendine hak gören ve milletimiz ait olan ahlaki duruşumdan, mülkümün, şirketlerin, yeşil alanların, okulların, boğaz kıyılarının kendisine ait olmadığını düşünen köhne zihniyetin bir an önce kurtulması şarttır. Aksi taktirde insanlarımızın geleceği tehdit altındadır. Emniyet Müdürlüğü’nde ve savcılığa vermiş olduğum ifadelere de değinmek isterim ki arkadaşlarıma akla hayale gelmeyecek suçlarla ve iftiralarla bir yol tercih yapıldığı nettir.”

“EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR”

Ben Anadolu kültürünü, kimse devletinin birlik ve bütünlüğüne bağlı, Trabzon’un yetiştirdiği, bir çocuğun İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını sağlayan sistemin her koşulda ifade eden Atatürk’ün emaneti “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” prensibini her an hizmetinde asla unutmayan demokrasi boyunca hukuki yollarla mücadele etmiş biri olarak bu yargı tacizine boyun eğmeyeceğim, hakkımı ömrüm boyunca milletimiz çok iyi bilir.

“HAK YEMEM, HAKKIMI DA YEDİRMEM”

Milletimiz her hak yiyeni sokakta yüzüne söyler, hakkımı ömrüm boyunca savunacağımı her yerde ifade etmişimdir. “Hak yemem, hakkımı da yedirmem” prensibimi milletimizin büyük irfanı ile seslendiriyor ve milletime ses veriyorum. Bu prensiple inancımla ifade ediyorum ki; milletimizin bu hak mücadelesinin en üst seviyede vereceğine olan inancım büyüktür. Bu iftiralar milletimizin bağrındaki duvarlara çarpıp geri dönecektir.

İKİNCİ SORGU

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Savcılık'taki, örgülü suçlar kapsamındaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili ifade alma işlemleri de tamamlandı.

İmamoğlu Emniyet'teki ifadesini tekrarlandığını belirtirken, Emrah BAĞDATLI, Adem SOYTEKİN, Hüseyin KÖKSAL, Fatih KELEŞ gibi isimlerin malvarlığı ile ilgili artışlarla ilgili bir bilgisinin olmadığını söyledi.

"Hayatım ile ilgili hiçbir hususun gizliliği olmamıştır. Hele hele kamu yöneticisi olduktan sonra gizlilik olamayacağını da bilen birisiyim" diyen İmamoğlu şöyle devam etti:

"Ticaretim ile ilgili ailem ilgili tüm hususlar kamu oyunun önünde şeffaf bir biçimde sürmektedir. Üç nesildir ticaretin içinde olan bir insan ve dünyanın en büyük şehirlerinden birinin belediye başkanı olarak kamuda hesap sormanın ve hesap vermenin çoklu yöntemleri var iken dört gün önce sabah 6'da yüzlerce polisin evden bir insanın alınması ve oluşan gündem ile Türkiye'ye büyük bedeller ödetilmesi, ilave olarak ta insanları mutsuz ve huzursuz hale getirilmesi ve son olarak mübarek Ramazan ayında kul hakkı yenmesi benim ve milletimin çok ağırına gitmiştir. Üzülerek bir şehrin yollarının kapandığı, giriş çıkışın denetlenir hale geldiği, koca ilçelerin tümüyle barikatlarla çevirili bir ortamın benimle ilgili soruşturma süreçlerinin ve gözaltına alma eyleminin ne kadar yanlış olduğunun göstergesidir. Doğru yöntemi tercih etmeyip namusuma, haysiyetime leke getirecek uygulamaları yapanların, raporları düzenleyenlerin Allah'ın verdiği ömür kadar mücadeleme hukuki zeminde sonuna kadar arayacağıma yemin ettim. Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir" dedi.