Emekliler, Ramazan Bayramı öncesinde verilecek ikramiyenin 3 bin liradan 4 bin liraya çıkartılmasına tepki gösterdi.
"VERDİKLERİ PARA BİR ŞEYE YARAMAZ"
Hüseyin Karakoç: "Emekliyim, verdikleri o para bir şeye yaramaz. Alım gücü düşük. Sizce de öyle değil mi? Bu yaptığınız haberin bir etkisi olacak mı? Hiç etkisi olmaz. Oradaki kişi dik kafalı. Hiç sizi dinlemez. Bizi de dinlemez. Seçimler yaklaştı mı, yalandan 3-5 bin lira artırılır. Bize de 'oyları bize verin' der, bizi kandırmaya çalışır.”
Emekli Mehmet: "Neye yeter, milletin çay parası. Öyle bin lirayla ne geliyor. Vallahi hiç kimse memnun değil. Yapacak bir şey yok. Ne yapalım. Elimiz kolumuz bağlı. Yapacak bir şey yok."
"4 BİN LİRA BİR ŞEKER PARASI"
Şahin Birişik: “Duruma bakarsan 4 bin lira bir şeker parası. Torunların harçlığı, evin masrafı nereye kadar gidecek ki. Verene de Allah yardım etsin. Alana da Allah yardım etsin. Türkiye‘nin durumu bu.”
Hasan Yıldırım: “Vallahi az diyoruz, ne düşünelim. Hayat pahalılığı çok. Millet perişan. Yetmez. Paranın değeri yok para pul olmuş.”
Bir başka emekli: “Onu boş verin, o artık 'geberin' diyor.”
Emekli: “4 bin lira kendilerinin olsun. Gelsinler bir de ben vereyim, gitsin onu da yesinler. Nerede yerlerse yesinler ayıp ama. Çok ayıp. Yani millete bunu çok göreni milletten aldığı parayı bana vermiyor. Kendi yiyor. Yazık, günah.”
"ENGELLİLERE BAYRAM HARÇLIĞI VERMİYORLAR"
Engelli bir vatandaş: “Engellilere bayram harçlığı vermiyorlar. Ben 3 senedir almıyorum. Engelli maaşı alıyorum. İkramiye vermeleri lazım ama vermiyorlar. Maaşımız da zaten yetersiz geliyor. Emekliye zam, işçiye zam, engelliye zam yok. Bu nasıl bir şey?”
Bir başka emekli: “Vallahi ne düşüneyim. Ne yeter ki, ne düşüneyim. Bir ekmek olmuş 15 lira, etin kilosu olmuş 700 lira ne düşüneyim daha. Yeterli bulmuyorum. Emekli olduğumda çalışanla aramda 150 lira vardı şimdi 25 bin lira var. Farkı görüyorsun değil mi? Onlar 50 bin lira alıyor, ben 22-23 bin lira alıyorum. Düşün nasıl geçineceksin? Ben çift maaş olduğum halde inan ki geçinemiyoruz. Ortam zor, geçinmek zor.”
Birleşik Emekliler Sendikası Malatya Şube Başkanı Haydar Göktaş: “Bugünkü şartlarda 4 bin lira değil, 14 bin lira da verse de yetmez. Bir maaş 14 bin lira. Asgari ücretin yarısı kadar bir maaş veriyorlar emekliye. Emekliye yardım altında 3 bin 4 bin lira vermiş vermemiş bu hiç önemli değil.”
Cafer Gülpınar ve eşi: “Vermeseydi, bundan iyiydi gerçekten. Torunuma bin lira veriyorum almıyor. Dede 'bu bin lirayla ne alayım' diyor. Torunum bin lirayı beğenmiyor. Ona göre düşünmek lazım. Harca harca bitmez, gerçekten. Yazıklar olsun. Bugün 4 bin liraya sen bir şey alabilir misin? Kendisi alabilir mi? Başımızdaki. Kusura bakmayın ben biraz şey konuşuyorum. Yani çok ayıp yazıklar olsun.”
"4 BİN LİRA DEĞİL 14 BİN LİRA DA VERSE YETMEZ"
Emekli Süleyman Yücekaya: “4 bin lira değil 14 bin lira da verse bu yaşam koşullarında, enflasyonun, devalüasyon yüksek olmasıyla isterse 50 bin lira olsun. Ben mesela iki tane daha çocuğum okula gidiyor. Biri üniversiteye biri ilk okula. Verdikleriyle değil, biz aynı zamanda çiftçiyiz. Onlar olmasa biz hayatta ne 4 bin lirayla ne 14 bin lirayla bir yaşam standardına uymaz.”
Emekli Vahap Gül: “Yeterli bulmuyorum yani. Bir diktatörlükle yönetiliyoruz. Yani bize eline nasıl bir sadaka verir gibi bize emekli maaşında bize böyle bir şey veriyor. Artışta da öyle. TÜİK elinde her şey elinde, kafasına göre ayarlama yapıyor. Sadece kendi şeyine göre. Her şey öyle. Hukuk da öyle. Hangi birisini izah edeyim. Biz böyle bir rejime kalmışız. Böyle bir döneme kalmışız. Ben emekli olarak en az maaşımız 35-40 bin lira olması gerekiyor. Çünkü bir kira, mesela benim evim yıkıldı, benim evim yok şimdi. Ben kirada 15 bin liraya oturuyorum, bana 14 bin lira maaş verecek bu yeterli olur mu sizce? Ne yiyorum ne içiyorum ne doğal gaza veriyorum, ne elektriğe veriyorum, ne suya veriyorum. Kendileri bilmiyor mu üst düzeydeki insanlar. Bizi yöneten insanlar bunu bilmiyor mu? Bile bile yapıyorlar, bizi insan yerine koymuyorlar."
"TÜRKİYE‘DE ARTIK GELİR DAĞILIMINDA DENGE BOZULDU"
Vahap Ekim: “Farklı söyleyeceğim bir şey yok. Ben emekli makine mühendisiyim. Ben emekli olduğum zaman çalışanla benim aramda 80 lira fark vardı. Şimdi üç katı maaş alıyor çalışanla çalışmayan arasında. Onları da geçtik çalışan da çok refah içinde değil. Herkes bir sıkıntıda yani. Şu parayı vermesi, bu parayı vermesi çok da anlamlı değil. Önemli olan paranın alım gücü. Verilen para ne alabiliyor ne alabiliyoruz bu önemli. Öyle bir hale getirdi ki Türkiye‘de artık gelir dağılımında denge bozuldu. Birileri çok zengin, birileri de çok yoksul. Bayram ikramiyesi bin lira verilirken, aşağı yukarı bu parayla bir kurban alınıyordu. Bu amaçla destek verildi. Şimdi 4 bin lirayla nasıl kurban kesilebilirsiniz. 4 bin liraya 3-4 kilo et alabilirsiniz. Bu sadece bayram ikramiyesi meselesi de değil.”