Nefes.com.tr

Ana muhalefetin 47 yıl sonra sandıktan birinci çıkarak Türkiye haritasını büyük ölçüde kırmızıya boyadığı yerel seçimlerden bu yana siyasetteki en önemli gündem maddelerinden biri 'erken seçim.’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel her ne kadar uzunca bir süre 'dirense de' Temmuz 2024'te çok eleştirilen sessizliğini bozmuş, günden güne artan hayat pahalılığını gerekçe göstererek "Geçim olmazsa, seçim olur" çağrısı yapmaya başlamıştı.

Özel tarih olarak Kasım 2025'i öneriyor, ancak sandığın bu tarihten önce gelmesine de 'tamam' diyordu.

AKP ve MHP kanadıysa yakın zamana kadar ısrarla erken seçime karşı çıkıyor, hatta bunun ‘mantıksız’ olduğunu savunuyordu.

Ancak dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan dikkati çeken bir çıkış geldi.

AKP Şanlıurfa İl Kongresi'nde sahneye çıkan İbrahim Tatlıses, Erdoğan'a "Önümüzdeki dönem Cumhurbaşkanlığına var mısınız, yok musunuz? Bu sözü alalım" diye sordu.

Erdoğan'dan aldığı yanıtsa şu oldu: "Sen varsan varım."

Peki Erdoğan nasıl ‘var’ olabilir?

İKİ YOL VAR

2018’de yürürlüğe giren cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin anayasa hükümleri, bir kişinin en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilebileceğini söylüyor.

Ve Erdoğan, 28 Mayıs 2023 itibariyle bu makamda ikinci ve son döneminde.

Bilindiği üzere Erdoğan’ın bu görevde kaç yıldır bulunduğu zaten büyük bir tartışma konusuydu.

Özellikle Mayıs 2023 seçimleri öncesi kimileri onun ilk olarak 2014 ve 2018’de arka arkaya seçildiğini belirterek aday olamayacağını söylüyordu.

Kimileriyse 2014’teki sürecin sayılmayacağını belirterek 2023’ü bir ‘son’ olarak niteliyordu. Yüksek Seçim Kurulu'ysa (YSK) ikinci görüşü benimsedi.

Erdoğan’ın 10 Ağustos 2014’te seçildiği seçimin parlamento seçimiyle birlikte yapılmadığı ve 'münferiden' bir seçim olduğu vurgulanan kararda şunlar kayda geçiriliyordu:

"Buna karşın, 27. Dönem TBMM seçimi ise Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte aynı gün, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılmıştır. Anayasanın 101. ve 6271 sayılı Kanunun 3. maddesine göre Cumhurbaşkanının görev süresi birlikte yapılan bir önceki seçim tarihi esas alınarak belirlenecektir.

Bir başka deyişle, birlikte yapılan ilk seçim 24 Haziran 2018 tarihindeki seçimdir.

Buna göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görev süresi Cumhurbaşkanı ve TBMM seçimlerinin birlikte yapıldığı bir önceki seçim tarihi esas alınarak belirleneceğinden ve birlikte yapılan ilk seçim tarihi 24 Haziran 2018 olduğundan, birinci dönem beş yıllık görev süresi bu tarihten itibaren başlayacaktır."

Erdoğan'ın yeniden adaylığı için birinci yol, anayasanın 101. maddesindeki 'iki dönem kuralının' kaldırılması.

Ancak iktidar cephesinin şu anki sandalye sayısı, herhangi bir anayasa değişikliği için yeterli değil.

Referanduma gidebilmek için 360, doğrudan kabul edilmesi için de en az 400 milletvekilinin kabul oyu kullanması gerekiyor.

AKP ve MHP'yle birlikte Cumhur İttifakı'nda yer alan DSP ve HÜDAPAR'ın milletvekili sayısıysa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş'un oy hakkı olmaması nedeniyle 319'da kalıyor.

Yani muhalefet partilerinden gelecek oylara ihtiyaçları var. Onlar da Erdoğan'a adaylık yolunu açacak bir düzenlemeye destek vermeyeceklerini söylüyorlar.

İkinci yolsa erken seçim.

Anayasanın 116. maddesi özetle şöyle diyor: "Cumhurbaşkanı ikinci dönemindeyken Meclis seçimlerin yenilenmesine karar verirse, üçüncü kez aday olabilir."

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in erken seçim için Kasım 2025'i dillendirmesinin gerekçesi de tam olarak bu madde.

Ana muhalefet özellikle 2027 ve sonrasında yapılacak bir seçime karşı çıkıyor. Bunun son dakika bir 'siyasi ömür uzatmak' hamlesi olacağı görüşünü savunuyor.

ÖZEL: HEMEN TALİMAT VERSİN, SEÇİM KARARI ALALIM

Nitekim Özel, Erdoğan'ın "Cumhurbaşkanlığı adaylığına varım" dediği günün ertesinde şunları kayda geçirdi:

- "Cumhurbaşkanı yeniden aday olmak istiyorsa bunun bir yolu var, Meclis'te 360 milletvekilinin seçimlerin yenilenmesi kararını alması lazım.

- Eğer varsa, biz varız. Hemen gelsin. İsterlerse bu hafta seçim kararını alabiliriz. Biraz zamana ihtiyacı varsa, 2025’in Ekim sonu, Kasım başını işaret etmiştik kendisine.

- Mart’ta yapmak istiyorsa Mart’ta, Ekim’de yapmak istiyorsa Ekim’de... Biz dünden razıyız, bugünden hazırız. Devir teslim için sabırsızlanıyoruz. Gelsin, aday olsun.

- Yok aday olacağım diyip sanki yeniden seçilme gücü varmış gibi gösterip kaçak dövüşmesin. Hemen grubuna talimat versin, kararı bu hafta alalım."

DİĞER MUHALEFET PARTİLERİ NE DİYOR?

CHP'yle birlikte Yeniden Refah Partisi, Saadet Parti, İYİ Parti ve DEM Parti de erken seçim istiyor.

Yeniden Refah ve Saadet, ana muhalefet partisiyle Kasım 2025 üzerinde ortaklaşırken Mayıs 2026 seçeneğine de kapıyı kapatmıyorlar.

İYİ Parti ve DEM herhangi bir tarih öne sürmüş değil.

NEFES yazarı Nuray Babacan'ın iktidar partisi koridorlarından aktardığına göre AKP'yse 2027'ye odaklanmış durumda:

"(...) Erdoğan aday olacaksa her durumda erken seçim var.

Parti kurmayları 'Mevcut durumda zaten bunun iki yolu var. Biri anayasa değişikliği, diğeri de meclisin seçim kararı alması. Anayasa değişikliği mümkün görünmüyor. Meclis’in seçim kararı almasında da muhalefetin desteği gerekiyor…Üçüncü bir seçenek yok.

Ekonomiye ilişkin önümüzde zorlu bir süreç var. 2025’de sonuçları görülemez. 2026 yılında olumlu gelişmelere tanık olabiliriz.

Bu nedenle eğer bir erken seçim kararı alınacaksa, 2027 ilkbahar veya sonbaharı tartışılabilir. Meclis’ten seçim kararı alınacaksa, bunu 2027’de konuşmalıyız…' diyorlar. (...)"