2026 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak ABD, şimdi futbolun ekonomik dengelerini sarsabilecek bir politik kararla gündemde. Başkan Donald Trump’ın ikinci döneminde başlattığı gümrük vergisi uygulamaları, sadece teknoloji ya da tekstil sektörlerini değil, spor dünyasını da doğrudan etkiliyor.
5 Nisan’da yürürlüğe giren yüzde 10’luk temel vergi, Avrupa Birliği’nden Çin’e kadar 60’tan fazla ülkeyi kapsıyor. Bu gelişme, futbol kulüplerinin bütçelerine, sponsorluk anlaşmalarına ve transfer planlarına kadar birçok alanda etkisini hissettirebilir.
AS gazetesi, bu gelişmenin futbol üzerindeki etkilerini anlamak için sektör uzmanları, kulüp yöneticileri, akademisyenler ve spor ekonomisiyle iç içe geçmiş isimlerle görüştü.
Ortaya çıkan tablo, yalnızca mali değil, aynı zamanda kültürel ve kimliksel bir krizin de kapıda olduğuna işaret ediyor.
FUTBOLDA YENİ EKONOMİK DÖNEM BAŞLAYABİLİR
Avrupa Üniversitesi’nden Küresel Spor Yönetimi Profesörü Jose Bonal, Trump’ın bu korumacı adımının Avrupa’da misillemelere yol açmasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.
Bonal’a göre bu gelişme, ABD ile Avrupa arasında ekonomik olduğu kadar ideolojik bir ayrışmayı da beraberinde getirebilir:
"Trump’ın başlattığı bu tarifeler, kısa vadede olmasa bile orta vadede yerel pazarlar yaratacak. İnsanlar artık bazı markaları satın almak istemeyebilir. Bu bir tür ‘Amerikafobi’ veya ‘Eurofobi’yi tetikleyebilir. ABD’de ‘Avrupa bizi dışlıyor’ düşüncesi oluşursa, bu markaların tercihlerini etkileyebilir."
Bonal ayrıca, büyük kulüplerin uluslararası anlaşmalarını da değerlendirdi. Ona göre, FC Barcelona gibi dünya devlerinin ABD pazarındaki varlığı güçlü olduğu için bu tür anlaşmalar tehdit altında değil. Ancak bazı hassas dengelerin değişebileceğine dikkat çekiyor.
MARKALARIN İDEOLOJİK KONUMLANMASI GÜNDEMDE
Spor endüstrisinde markaların artık sadece ticari değil, ideolojik olarak da pozisyon almak zorunda kalabileceğini ifade eden Bonal, şu örneği veriyor:
"Trump hem güçlü bir destek hem de büyük bir tepki yaratıyor. Markalar da bu kutuplaşmadan faydalanmaya çalışıyor. Örneğin Tesla… ABD’de satışları yüzde 13 düşerken, bazı araçlara saldırılar bile düzenlendi. Çünkü Elon Musk, Trump’a açık destek veriyor.”
Bu yeni atmosferde, futbol kulüpleri ve sponsorlar da benzer bir yol ayrımına sürüklenebilir. ABD’de faaliyet gösteren şirketler, iş birliklerinde siyasi tercihlerine göre risk analizi yapmak zorunda kalabilir.
KADRODA VE TRANSFER PLANLARI ETKİLENECEK
Yürürlüğe giren vergi düzenlemesi, özellikle Avrupa’dan ABD’ye ihracat yapan futbol odaklı şirketler ve temsilcilikler için yeni maliyetler anlamına geliyor.
Bu durumun, kulüplerin transfer bütçelerine ve altyapı yatırımlarına dolaylı olarak etki etmesi bekleniyor. Çünkü ekonomik baskı, uluslararası sponsorluk anlaşmalarını ve oyuncu transferlerini zorlaştırabilir.
Trump’ın vergi planında, Çin ve Avrupa Birliği’nin yanı sıra Vietnam ve Tayvan gibi birçok Asya ülkesi de hedef alındı. 9 Nisan’dan itibaren bu ülkelere özel oranlar yürürlüğe girecek.
SPOR SEKTÖRÜ İÇİN YENİ DENKLEM
Trump’ın “ticareti kötüye kullanan ülkeler” listesinde 60 ülke yer alıyor.
Bu liste ve vergiler, spor dünyasını doğrudan hedef almasa da dolaylı etkileri kaçınılmaz olacak gibi görünüyor. Çünkü futbol artık sadece sahada oynanmıyor. Finans, marka iş birlikleri, medya hakları ve küresel imaj, oyunun gerçek aktörleri haline gelmiş durumda.
AS’ın görüş aldığı uzmanlara göre, bu yeni dönem hem markalar hem de kulüpler için zorlayıcı bir süreci beraberinde getirecek. Ve bu süreçte en büyük değişken, ideolojik tercihler olabilir.
UEFA VE FIFA RAHAT!
FIFA, 2026 Dünya Kupası’nı ABD, Kanada ve Meksika ortaklığında düzenlemeye hazırlanırken, Başkan Trump ile kurulan iyi ilişkiler sayesinde Amerikan yönetiminin desteğini arkasına almış durumda.
FIFA Başkanı Gianni Infantino’nun Trump’ın yemin törenine katılması ve kurumun Miami’de önemli bir üs kurması, bu yakınlığın güçlü işaretleri arasında.
Kurum yetkilileri, turnuvanın üç ülkeye yayılması sayesinde olası yönetimsel zorlukların da aşılabileceği görüşünde. Özellikle Kanada ve Meksika’daki yerel uygulamaların, ABD’deki kurumsal yapıyla dengeleneceği düşünülüyor. Bu da FIFA’yı tarifelerin olası etkilerinden koruyan bir kalkan işlevi görüyor.

UEFA cephesinde ise riskler çok daha sınırlı. Avrupa futbolunun patronu olan kurumun ABD ile olan tek doğrudan bağı, yayın haklarıyla sınırlı.
Bu hakların satışı da Amerikan Relevent şirketi üzerinden yürütülüyor ve söz konusu anlaşmalar tarifeler açıklanmadan önce yapılmış durumda. Bu da UEFA’yı ek vergilerden veya mali baskılardan koruyor.
SPONSORLUK DÜNYASINDA BELİRSİZLİK
Futbolcular ve markalar arasında yıllardır süren sponsorluk ilişkileri ise bu süreçten etkilenebilir.
Şirketlerin kar marjlarında daralma yaşanması halinde, sponsorluk bütçelerinde kesintiye gidilmesi gündeme gelebilir. Oyuncu ajansları, şu anki durumu "belirsizlik" olarak tanımlıyor ve uluslararası ticaretin tamamını ilgilendiren bir süreçle karşı karşıya olunduğuna dikkat çekiyor.
Sektör kaynakları, “Bu, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana benzerini görmediğimiz bir dönem. Kararların sonuçlarını zamanla göreceğiz." diyor. Temsilciler ayrıca, bu belirsizliğin sıradan tüketiciyle aynı seviyede olduğunu belirtiyor.
Buna karşın, büyük yıldızlar için çok ciddi bir tehdit söz konusu değil.
"Eğer bir marka sponsorluk yapmaktan çekilirse, onun yerini başka bir marka alacaktır." diyen kaynaklar, bu süreçte asıl zarar görebilecek grubun, ana liglerde oynamayan profesyonel oyuncular olduğunu vurguluyor.
Nitekim Covid-19 sürecinde de benzer bir yeniden yapılanma yaşanmış, büyük isimler etkilenmeden yollarına devam etmişti.
Temsilciler, bu sürecin sahadaki bazı yansımalarının şimdiden görülmeye başlandığını belirtiyor. Örneğin, sporculara gönderilen ekipmanlarda ciddi azalma yaşandığı dikkat çekiyor.
Markaların kar marjları düşerse, sponsorluk yatırımlarında da frene basmaları kaçınılmaz. "Ya mevcut sponsorluk sayılarını azaltacaklar ya da harcama miktarlarını düşürecekler." görüşü ağırlık kazanıyor.
OYUN DAHA YENİ BAŞLIYOR
Hem futbol dünyasında hem de diğer sporlarda, fırsatların artık o kadar da açık sunulmadığı bir döneme girildiği yorumları yapılıyor.
Trump, kendi deyimiyle bir ‘karşı hamle’ başlatmış durumda. Geriye kalanlar içinse sahada stratejiyi yeniden belirleme zamanı. İlk dakikalarda savunma ağırlıklı bir oyun oynanıyor, ama kim bilir… Belki de en iyi ataklar henüz gelmedi.