İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun dün düzenlediği basın toplantısında ismini açıkladığı bir bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesini yayınlayan Halk TV ile görüşmenin kaydını alan gazeteci Barış Pehlivan hakkında soruşturma başlatmıştı.
Soruşturma kapsamında gazeteci Barış Pehlivan, Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker ve Halk TV sunucusu Seda Selek gözaltına alındı. Gözaltılara peş peşe tepki geldi.
CAFER MAHİROĞLU: HİÇBİR YAPTIRIM TÜRK HALKININ ÖZGÜRLÜK AŞKININ ÖNÜNE GEÇEMEDİ
Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu, gözaltılarla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Mahiroğlu, mesajında "Halk TV programcısı ve Sorumlu Müdürü Serhan Asker ve Barış Pehlivan, bu akşam Kayda Geçsin programına hazırlanırken, Halk TV binasından gözaltına alındı. Bu ülke çok şey yaşadı, çok ağır dönemlerden geçti; her defasında güçlenerek çıktı, yoluna devam etti. Bu sefer de öyle olacak. Hiçbir yaptırım Türk halkının asırlardan beri süregelen özgürlük aşkının önüne geçemedi, geçemez" dedi.
ÖZGÜR ÖZEL: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ AÇISINDAN KABUL EDİLEMEZ BİR SÜREÇ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gözaltılarla ilgili yaptığı konuşmada şunları söyledi:
* "Bütün Halk TV ailesine geçmiş olsun demek istiyorum. Çok üzüldük çok yakından takip ediyoruz süreci. Fevkalade bir yanlışın içindeler yine. Bugün grup toplantımızda çizdiğimiz Türkiye tablosundan farklı bir şey değil. Her iki Barış kardeşimin de cezaevi günlerine de tanıklık etmiş, gazetecilik yaparken de çok yakından takip eden biri olarak bir haberi doğrulatmak için ne kadar çaba sarf ettiklerini, bir haberin altına isimlerini koymak için meslek ahlakı konusunda ne kadar titizlendiklerini bilen birisiyim. Halk TV'den arandığını bilen ismi belli cismi belli olan ne yaptığı belli olan birisi ile yapılan bir görüşme.
* Bu kadar merak edilen birisi bir anda gündeme bomba gibi düşmüş birisinin görüşülmesi, sesinin duyulması ve sorulan sorulara cevap vermesi kadar, yoksa kişi diyebilir ki 'ben bu sorulara cevap vermek istemiyorum, görüşmek istemiyorum'. Bunları söylemiyor sonrada işte gözaltı. Serhan Bey'in ise sorumlu müdür sıfatıyla gözaltına alınması fevkalade rahatsız edici, basın özgürlüğü açısından kabul edilemez bir süreç. Hukukçu arkadaşları görevlendirdik. Süreci takip edecekler. Yani bu kadarı da çok rahatsızlık verici basın özgürlüğü açısından ama daha kötü bir sürece evrilmemesi için en yakından takip edeceğiz biz de.
"GENEL SEÇİM İSTİYORUZ"
* Geçen hafta İstanbul'daki yoğun partinin bütün seçilmişleri ile yaptığımız görüşmelerin sonucunda güçlü bir süreci tarif etmek üzere bir araya geldik. Bir yandan da sandıklar hazırlanacağımız sandık eğitimleri vereceğimiz, propaganda malzemelerini hızla hazır hale getireceğimiz, hükümet, programını yazacağımız, 2025 yılında sandığı bu milletin önüne getirmek için her şeyi yapacağımız bir süreçteyiz. Tabi burada 'biz sandığı getirmiyoruz' diyenlere atacak bir adımımız, söyleyecek bir sözümüz bu milletin önüne sandığı getirecek adımlar var. Onlar sandıktan ne kadar kaçarlar bilmiyoruz. Biz bir genel seçim istiyoruz. Ama seçmenin genelinin de oy kullanacağı ve milletin sandıkta son sözünü söylemeden önce bir kez daha sözünü söyleyeceği ve bu meşruiyetin iktidar tarafından tamamen millet eliyle gözler önüne serileceği bir süreci de planlamak durumundayız.
* Ya bu sandığı bu milletin önüne getirecekler ya CHP bu milletin önüne bir sandık getirecek bu sene ve millete diyecek ki sözünü sen söyle. Benim milletimize halkımıza bir sözüm var. 47 yıl partimiz birinci parti olmamış bir kere bile seçmene of dememişim ben. 20 yılık süreçte ve 14 yıllık milletvekilliğimde. Biz Mayıs ayından beri atanmayan öğretmenlerle başladık, ne fıstık üreticisi kaldı, ne buğday kaldı ne Tayyip Bey’in memleketi Rize’de çay kaldı. Ne benim memleketim Manisa’da pamuk kaldı zeytin kaldı. Ne Çukurovası kaldı. Asgari ücretliler için, üreticiler için hem emekliler için meydan meydan mitingler organize ediyoruz. Gelenlerden Allah razı olun çok büyük iş yapıyorlar.
"HER TARAFLARI TEHDİT OLSA NE OLUR? HER TARAFLARI MAFYA OLSA NE OLUR?"
* Ama insanların artık sel olup sokaklara akması lazım. Onlar bizi sindirmeye çalışıyor. Oysa ki biz birbirimize gücü birbirimizden verebiliriz. Bugün çıkmış oradan Sayın Devlet Bahçeli diyor ki "Efendim 15 Temmuz'dan ders almadıysanız dersinizi veririz.' 15 Temmuz'da Ülkücüler sokağa çıkmayacaktır. Aman ha ordumuza, ordu dediğin altına devletin tankını almış FETÖ'cü o gece karşımda onlarla çatışmayacağız. Ordumuzu bilmem ne yapmayacağız?' Orduyu ele geçiren bir FETÖ'cülere karşı sokağa çıkacak cesareti gösteremeyen birisi çıkmış şimdi sokağa çıkanları tehdit ediyor. Gezi de solcu, Atatürk'ü, devrimci, Kürt gençlerin cesaretine öykünen gece vakti meydanda görünmeyip öyle vakti çıkıp da biz de 'Gezi'de varız, hükümet istifa' diyen parti çıkış şimdi Gezi'yi kriminalize ediyor. Bu tatlı su kurnazlarına meydanı boş bırakmasın millet. Bunlar cürümleri kadar yer yakarlar. Kendi Gençlik Kolları Başkanının cenazesini Ankara'da sokağın ortasında bir başına bırakmış bir taziye verememişlerden, bu cinayete kurban giden kişinin daha önce kimler tarafından tehdit edildiğini bütün bir camia biliyor. Bir tweet atmaya korkan bir süreçten bahsediyoruz. Her tarafları tehdit olsa ne olur? Her tarafları mafya olsa ne olur? Nereden güç alırlarsa alsınlar.
"BUNDAN SONRA KORKANLAR, BU KORKAKLAR TARAFINDAN YÖNETİLECEK"
* Milletimizi ayağa kalkmaya, bu kerameti kendinden menkul tatlı su kabadayılarına karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu partinin ve o partinin neferlerinin cesaretini göstermeye, ayağa kalkmaya, birlikte olmaya davet ediyorum. Bundan sonra onlar bizi sindirirse onlar kazanır. Biz ayakta olursak dimdik olursak asla ve asla onlar kazanamayacaklar. Onlar zoru görünce kaçanlardır. Onlar asla ve asla gerçek anlamda bir cesareti gösteremeyenlerdir. Kendisi yerine Akın Gürlek'in, kendisi yerine adaletin, kendisi yerine polisin gücüyle bu milletin karşısına dikilenlerin karşısına Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kadrolarımızın cesaretiyle dikilmek zorundayız.
* Bugün yeni bir gündür. Bugün söyledim, başlıyoruz. Bundan sonra korkanlar bu korkaklar tarafından yönetilecek. Cesurlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisinin ortaya koyacağı yeni bir iktidar tarafından yönetilecek. Yoksulluğu bitirmenin de köleliği bitirmenin de sömürüyü bitirmenin de bu kerameti kendinden menkul kurnazların saltanatını bitirmenin de yolu kendine güvenmek bir olmaktır. Çağrıldığı meydana koşmaktır. Erken seçim için üzerine düşen her sorumluluğu yerine getirmektir. Biz bunu başarmak için kurumsal olarak azimliyiz. Tüm milletimizden de aynı azim ve kararlılığı beklemekteyiz. Kendisini söndürene aç bırakana güvencesiz bırakana artık başı kaldırmanın o dik başıyla birlikte yeni bir iktidara doğru yürümeniz zamanı gelmiştir. Lami cimi yoktur vazife hepimizindir."
"YAPILANLAR GÖZALTI DEĞİL, GÖZDAĞIDIR"
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan: "78 kişinin sorumlusunu kaç gündür bulamayanlar, gazetecileri ışık hızıyla gözaltına alıyorlar. Biz her alandaki kartellere, çetelere operasyon bekliyoruz; onlar gazetecilere, siyasetçilere, sanatçılara, sokakta konuşan vatandaşlara operasyon yapıyor. Yapılanlar gözaltı değil, gözdağıdır. Her zaman sonuna kadar hukukun, adaletin savunucusu olacağız. Hukuk iktidarın sopası olarak kullanılamaz. Yargı organları siyasetin değil adaletin emrinde olmalıdır. Oluşturulmak istenen bu baskı ortamına teslim olmayacağız."
"NE YAPARSAN YAP BU BASKILARIN SONUÇ VERMEYECEK"
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce: "Siyasi parti genel başkanını tutukla, belediye başkanlarına soruşturma aç, gazetecileri ve sanatçıları gözaltına al… Ne yaparsan yap bu baskıların sonuç vermeyecek. Susmayacağız, sinmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz."
"BÜTÜN ÜLKEYİ AÇIK BİR HAPİSHANE Mİ YAPACAKSINIZ?"
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ: "Silivri'de hücrede çalışıyordum ve Halk TV'yi izliyordum. Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker gözaltına alınmış. Halk TV'ye baskı her geçen gün artıyor. Sanki muhalefete düşman ceza hukuku uygulanıyor. Bütün ülkeyi açık bir hapishane mi yapacaksınız? Siz gardiyan, biz mahpus. Bu ülkede yaşarsak siz de bizimle birlikte hapishaneye dönüşmüş bir ülkede yaşarsınız. Özgür Türkiye, Özgür Basın."
"HİÇBİR GAZETECİYİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ"
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Gazetecileri susturmak, halkın sesini kısmaktır. Tarafsız, namuslu ve karanlığa ışık tutan tüm gazetecilerin yanındayız. Hiçbir gazeteciyi yalnız bırakmayacağız, hiçbir yurttaşımızı hukuksuzluğa teslim etmeyeceğiz."
DERVİŞOĞLU: ASLA UNUTMAYIN, GÜN GELECEK HESAP VERECEKSİNİZ
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu: "'Durmak yok, yola devam' dediniz ya , sakın ama sakın durmayın! Siyasetçileri tehdit edip, güç yetirebildiklerinizi hapse tıkın! Sanatçı ve aydınları baskılayıp, ses çıkaramaz hale getirin! Gazetecileri gözaltına alarak susturup, görevlerini yapmalarını engelleyin! Siyasi rakiplerinize soruşturma açtırıp, yargıyı da kullanarak siyasetten yasaklayın! Bu fakir milleti aç bırakıp, kaybettikleri özgürlüklerin farkına varmalarını engelleyin! Durmayın ve devam edin! Dünya döndüğü müddetçe zaman değişecek, devran da dönecektir! Ve asla unutmayın ki; gün gelecek, hesap vereceksiniz!"
"HAKİKAT, GÜNEŞ GİBİDİR; GÖZLERİNİZİ KAPATSANIZDA GÖZLERİNİZİN İÇİNE SIZAR"
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal: "Anti-demokratik rejimler ‘yazılı yasakların’ ötesinde ‘yazısız yasaklar’ ile özdeştir. Akp iktidarı, ‘Keyfiliğin’ sorgulanmadığı bir düzen istiyor; ve sorgulayan gazetecileri FETÖ’den öğrendikleri hukuksuzluk icad etme yöntemleriyle soruşturma, gözaltı ve tutukluluk üzerinden yıldırmaya çalışıyor. Daha da ötesi bu tür uygulamalarla bir dokunulmaz ‘manyetik keyfi alan’ tarifi yapılıyor. Tek amaçları var, demokratik rekabeti yok etmek. Ne gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek, Serhan Asker’i ne de Halk Tv’yi hukuksuz soruşturmalarla susturamayacaksınız. Çünkü, hakikat, güneş gibidir; gözlerinizi kapatsanızda gözlerinizin içine sızar."
İMAMOĞLU: KORKMAYIN VE SUSMAYIN
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: "Türkiye yeni bir 'Dokunan Yanar' dönemine girmiştir. Hukuktan gelen gücün çok aleni istismar edildiğini ve toplumun her kesimine korku salınmaya çalışıldığını görüyoruz. Korkmayacağız ve susmayacağız. Korkmayın ve Susmayın! Gazeteci Barış Pehlivan’ın ve Serhan Asker’in gözaltına alınması utanç verici bir uygulamadır. Adaletsizliğin sıradan bir iktidar pratiği haline geldiği, aparat bilirkişinin inceleme konusu bile olmadığı buna karşın haksızlığı, hukuksuzluğu haber yapmanın suça dönüştüğü bir garabetin içindeyiz. Sandık gelecek, hepsi bitecek."
MANSUR YAVAŞ: ÖZGÜR BİR BASIN, GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİNİN OLMAZSA OLMAZIDIR
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş: "Hukuk devletinin temel taşlarından biri fikir ve basın özgürlüğüdür. Basın özgürlüğü, halkın doğru bilgiye ulaşmasını sağlayarak demokrasinin güçlenmesine hizmet eder. Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker’in gözaltına alınması, yalnızca onların özgürlüğüne değil, halkın haber alma hakkına da müdahale anlamı taşır. Bu tür adımlar, sadece basını değil, hukukun tarafsızlığını ve güvenilirliğini de zedeler. Özgür bir basın, güçlü bir demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hukukun üstünlüğünü ve adaletin temel ilkelerini koruyarak, fikir özgürlüğünü savunmak hepimizin sorumluluğudur."
"HERKES KALEMİNİ SATMAK MI ZORUNDA?"
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit: "Halk TV'de gazeteciler Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek gözaltına alınmış. Gerçekten sormak istiyoruz; sınırınız nedir, nerede duracaksınız? Bütün ülkeyi mi gözaltına alacaksınız? Sizin aleyhinize cümle kuran bütün gazetecileri mi tutuklayacaksınız? Nerede duracaksınız? Bu ülkeye sabah akşam operasyon çekiliyor. Bu ülkede insanların haber alma hakkına kast ediyorsunuz. Size biat etmeyen herkesi cezaevine doldurmak istiyorsunuz. Herkes kalemini satmak mı zorunda?"
"FETÖ'NÜN KANALLARINDA PROGRAM YAPMAYA BENZEMEZ, ÖZGÜR GAZETECİLERDİR"
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: "Dünya'da bilinen bir kuraldır; eğer bir iktidar halkın rızasını kazanamamaya başlarsa bir süre de vatandaşı zor suretiyle elinde tutmaya gayret eder. Artık vatandaştan rıza alamayan, çarşıya pazara çıkamayanlar haber verme özgürlüğüne açıkça ihlalde bulunmakta ve gazetecileri peş peşe gözaltına almaktadır. Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek onurumuzdur. FETÖ'nün kanallarında program yapmaya benzemez, özgür gazetecilerdir."
"NE OLUYOR KANALI BASIP İNSANLARI GÖTÜRÜYORSUNUZ"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez: "Bu ülkenin gerçek bir demokrasiye ihtiyacı var. Bu ülkenin hukukun üstünlüğüne, şeffaflığa ve şüphesi özgür bir medyaya ihtiyacı var. Ne olmuştur da Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek apar topar çalıştıkları kurumdan gözaltına alınmıştır. İktidara sesleniyorum; Ergenekon döneminde çarşaf çarşaf bütün dosyaları gazetecilere verip servis ettiriyordunuz. Bir tane işlem yaptınız mı? Eğer basın etiğine aykırı bir şey yaptıysa gerekeni yaparsınız. Ne oluyor kanalı basıp insanları götürüyorsunuz."
"AKP’NİN MAFYA DÜZENİNE ÇOMAK SOKAN TÜM ÖZGÜR KALEMLERE SELAM OLSUN"
CHP Sözcüsü Deniz Yücel: "Baskı, sansür ve hukuksuzluklarla yaratılmak istenen bir korku iklimidir. Belediye başkanlarından, sanatçılardan sonra sıra şimdi de gazetecilere geldi... Şirin Payzin hakkında soruşturma başlatılmasından sonra, Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek de gözaltına alındı. AKP’nin zulmüne uğrayan, AKP’nin mafya düzenine çomak sokan tüm özgür kalemlere selam olsun. Gözaltı ve tutuklamayı baskı ve sansür unsuru haline getiren, yargıyı muhalif seslere susturucu yapan AKP’den 'Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiç birimiz.'"
"BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNAN DEMOKRATİK GÜÇLERİ DAYANIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ"
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili açıklama yaptı. Gazeteciliğin suç olmadığını ve soru sormanın bu mesleğin temel gereği olduğunu vurgulayan Başkan Bilgin, "Bir habere kaynak olan bir bilirkişi ile görüşmek, karşı tarafın cevap hakkını istemek, gazetecilik etiğinin temel ilkelerindendir ve suç sayılamaz" diyerek şu ifadeleri kullandı:
* "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ocak tarihli basın toplantısında 'CHP davalarına atanan bilirkişi' olarak tanımladığı S.B. ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren gazeteci Barış Pehlivan’a soruşturma başlatıldı, ardından Pehlivan Halk TV binası önünde gözaltına alındı. Aynı soruşturma kapsamında Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker ve programcı Seda Selek de gözaltına alındı. Pehlivan, söz konusu bilirkişiye cevap hakkı tanımak adına bu görüşmeyi gerçekleştirdiğini açıklamıştı. Bu durum açık bir baskı girişimi. Gazetecilerin haber yapma ve soru sorma haklarının ihlal edildi.
"SİBER GÜVENLİK KANUNU TEKLİFİ BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK YENİ BİR TEHDİT"
* Görünüşte siber güvenliği artırmayı hedefleyen yasa tasarısının, gazetecilik faaliyetlerini ve milyonlarca yurttaşın kişisel verilerinin gizliliğini tehdit eden maddeler içeriyor. Özellikle 'veri sızıntısı yapılmış gibi' içerik oluşturmayı suç sayan düzenleme keyfi uygulamalara kapı aralıyor. Bu yasa teklifi basın özgürlüğünü kurumsal bir şekilde baskı altına almayı hedefliyor. Siber Güvenlik Başkanlığı’na tanınan geniş yetkiler yurttaşların özel hayatına ve gazetecilik mesleğine doğrudan tehdit oluşturuyor.
"HÜKÜMET GERÇEK NİYETİNİ AÇIKLAMALI"
* Sansür Yasası ve Etki Ajanlığı düzenlemelerinin ardından, bu yasa teklifi de Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik baskı rejimini derinleştirme amacını taşımaktadır. Hükümet, gerçek niyetini açıklamalı; gazetecileri, medya kuruluşlarını ve yurttaşları hedef alan bu düzenlemeleri derhal geri çekmelidir. Medya ve ifade özgürlüğü, demokratik bir hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Kamuoyunun haber alma hakkını savunmak herkesin görevidir. Gazeteciler Cemiyeti olarak tüm basın meslek örgütlerini, basın ve ifade özgürlüğünü savunan demokratik güçleri dayanışmaya çağırıyoruz."
"HUKUKSUZLUĞA VE BASKILARA BİR AN ÖNCE SON VERİLMELİ"
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK): "Haber alma hakkımıza saldırıdır... İktidarın muhalif kesimleri sindirme aracı haline gelmiş siyasallaşmış yargı, her gün yeni bir hukuksuzluğa imza atıyor. Siyasetçilere, emek-meslek örgütlerine, sanatçılara ve basın emekçilerine karşı sürdürülen korku, sindirme ve baskı politikalarına bugün de, Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek’in yaptıkları haberden dolayı gözaltına alınmaları eklenmiştir. KESK olarak halkın haber alma hakkına dolayısıyla demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne karşı yapılan bu saldırıyı kınıyoruz. Her türlü baskı, tehdit, ceza ve tutuklamaya rağmen gerçeğin peşinden giden, halkın haber alma hakkını savunan basın emekçilerinin her zaman yanında olacağız. Gözaltılar derhal son bulmalı, hukuksuzluğa ve baskılara bir an önce son verilmelidir."
CHP İSTANBUL İL YÖNETİMİ TOPLANTISINI YARIDA KESTİ
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "CHP İstanbul İl Yönetimi Toplantımızı yarıda keserek tüm yöneticilerimiz ve İlçe Başkanlarımızla Halk TV önüne gidiyoruz. Basın özgürlüğünden, adaletten, demokrasiden yana olan herkes faşizmin karşısında hakkın ve hukukun yanında olmalıdır" dedi.
ÖZEL, HEYET GÖREVLENDİRDİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuyla ilgili heyet görevlendirdi. Medya ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut başkanlığındaki heyette, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Taşkın Özer, Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer yer alıyor. Edinilen bilgiye göre heyet, gözaltı süreçlerini takip edecek, gazetecilere hukuki destek vererek yanlarında bulunacak.