Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Alliance Fleuve Congo (AFC) denen grup ile ordu güçleri arasındaki çatışmalarda iki haftadan kısa sürede üç binden fazla kişinin öldüğünü duyurdu.

Bölgedeki azınlık Ruandofon toplulukların çıkarlarını savunduğunu iddia eden M23'ün bir parçası olan AFC, geçen hafta maden zengini Nyabibwe'yi de ele geçirdi. Aynı grup 27 Ocak'ta da Kuzey Kivu eyaletinin başkenti Goma'nın kontrolünü üstlenmişti.

İsyancıların ülkenin doğusunda yer alan ve akıllı telefon üretiminde kullanılan değerli koltan madeninin en büyük yataklarından birine sahip Rubaya'yı ele geçirmesinin üstünden bir yıl bile geçmedi.

Bölgedeki bu kanlı çatışmalarda cep telefonlarınız nasıl bir rol oynuyor?

İki haftada üç bin kişinin öldüğü çatışmalarda cebinizdeki telefonun da rolü var - Resim : 1

TELEFONUNUZ ÇATIŞMALARI KÖRÜKLÜYOR MU?

100 milyondan fazla insanın yaşadığı Orta Afrika ülkesi Kongo yıllardır başta M23 olmak üzere bir dizi silahlı grubun kanlı çatışmalarına sahne oluyor.

Aşağı yukarı Batı Avrupa büyüklüğündeki bu ülke, dünyanın en büyük kobalt ve koltan rezervlerine ev sahipliği yapıyor. Bu her iki maden de elektronik cihazların üretiminde kritik öneme sahip.

Kobalt cep telefonlarına ve elektrikli cihazlara güç veren bataryaların üretiminde kullanılırken koltan telefonlarda ve diğer cihazlarda birçok şekilde kullanılan tantalı içerir.

Ancak içinde barındırdığı tüm bu zenginliklere rağmen bolluğun tadını çıkaranlar Kongo’da yaşayanlar değil. Aksine burası dünyanın en fakir beş ülkesinden biri.

İki haftada üç bin kişinin öldüğü çatışmalarda cebinizdeki telefonun da rolü var - Resim : 2

Kongo’daki madenlerin büyük bir kısmı hükümet ve silahlı gruplar arasında dağılmış durumda. Analistlere göre ülkedeki mevcut çatışmalar etnik farklılıklardan ziyade doğal kaynaklarla bağlantılı.

Uzmanlar silahlı grupların işgal ettikleri bölgelerin maden zengini yerler olmasının “tesadüf olmadığının” da altını çiziyor.

İSYANCILAR NEDEN MADENLERİ İSTİYOR?

AFC-M23’ün sözcüsü Victor Tesongo, CNN International’a grubun koltan zengini Rubaya ve Nyabibwe’nin kontrolünü ele geçirdiğini söyledi. Ancak bu madenlerden ne kadar kazandıklarını ya da kazandıkları parayı nereye harcadıklarını anlatmadı.

Yine de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Demokratik Kongo Cumhuriyeti Özel Temsilcisi Bintou Keita’nın bu konuda bir fikri var: Keita eylül ayında BM Güvenlik Konseyi’nde verdiği brifingde Rubaya madenlerindeki koltan ticaretinin küresel tantal üretiminin yüzde 15’ini oluşturduğunu ve bu şekilde M23’ün bir ayda 300 bin dolar elde ettiğini tahmin ettiklerini belirtti.

İki haftada üç bin kişinin öldüğü çatışmalarda cebinizdeki telefonun da rolü var - Resim : 3

M23 bu iddiaları reddederek, Rubaya’daki varlığının “yalnızca insani amaçlarla” ilgili olduğunu söylüyor.
Bununla birlikte Kongo hükümeti dahil uluslararası toplumun büyük bir kısmı Ruanda’yı M23’ü desteklemek ve Kongo madenlerinin yağmalanmasına izin vermekle suçluyor.

BM uzmanları M23’e üç bin ila dört bin arasında Ruandalı askerin nezaret ettiğine inanıyor. M23’e yardım eden Ruandalı askerlerin sayısı, isyancı grubun Kongo’daki savaşçı gücünün çok üstünde kalıyor.

Ruanda’nın bu yardımı karşılıksız değildi: BM’nin aralık ayı raporuna göre en az 150 ton koltan, yasadışı yollarla Ruanda’ya taşındı ve burada Ruanda’nın üretimine dahil edildi.

Kongo İletişim Bakanı Patrick Muyaya geçen hafta CNN International’a “Ruanda’nın maden ithalatı, Kongo’nun kilit maden noktalarını kontrol altına aldıktan sonra yükseldi” dedi.

Ruanda da dünyanın en büyük koltan tedarikçilerinden ve son yıllarda maden ithalatında Kongo’yu geçti.

İki haftada üç bin kişinin öldüğü çatışmalarda cebinizdeki telefonun da rolü var - Resim : 4

Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame koltanı kendi madenlerinden elde ettiklerini ve Kongo’da Ruandalı askerler olup olmadığını bilmediğini iddia etti.

KONGO’NUN YAĞMALANAN MADENLERİ NEREDE?

Kagame geçen yıl kamuoyuna verdiği demeçte Ruanda’nın Kongo’dan kaçırılan madenler için geçiş noktası olduğunu kabul etmekle birlikte komşusundan hiçbir şey çalmadığını savundu.

“Bazıları Kongo’dan geliyor, artık çaldılar mı yoksa doğru yollarla mı elde ettiler bilmiyoruz ama maden getiriyorlar” diyen Kagame sözlerini “Çoğu buraya geliyor ama burada kalmıyor. Dubai’ye, Brüksel’e, Tel Aviv’e ve Rusya’ya gidiyor” diye sürdürdü.

ABD Hazine Bakanlığı 2022’de Kongo altınlarının yüzde 90’ının Uganda ve Ruanda gibi bölgedeki ülkelere kaçırıldığını açıkladı. Burada işlenen madenlerin Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere uluslararası piyasaya taşındığını açıklayan bakanlık, bu ticarette kolaylaştırıcı rolü üstlendiği için Belçikalı bir iş insanına da yaptırım uyguladı.

Kongo aralık ayrınca Apple’ın Belçika ve Fransa’daki şubelerine tartışmalı madenleri kullandıkları gerekçesiyle dava açtı. Apple bu iddiaları reddetti.

İki haftada üç bin kişinin öldüğü çatışmalarda cebinizdeki telefonun da rolü var - Resim : 5

Apple ve Microsoft gibi teknoloji devleri her yıl raporlar yayınlayarak tedarikçilerinden madenleri düzgün şekilde tedarik etmelerini istediklerini söylüyor.

Apple 2023 yılında ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na verdiği dosyalarda 3TG (kalay tungsten, tantal ve altın), kobalt ve lityum gibi madenleri Kongo ve diğer ülkelerden tedarik etmeyi sürdürdüklerini söyledi.

Buna ek olarak “31 Aralık 2023 itibariyle tedarik zincirindeki 3TG rafinelerinden herhangi birinin Kongo ya da komşu ülkedeki silahlı grupları doğrudan ya da dolaylı olarak finanse ettiği ya da onlara fayda sağladığı sonucuna varmak için makul bir dayanak noktası bulamadıklarını” da belirtti.

ÇATIŞMALARIN ÇÖZÜMÜ YOK MU?

Analistlere göre Kongo’nun maden zenginliği daha çok bir “laneti” beraberinde getiriyor.

Geçen hafta M23’ün ilan ettiği insani ateşkes, duyurudan neredeyse hemen sonra bozuldu ve isyancı gruplar Nyabibwe’ye doğru ilerlemeye başladı.

Bölgesel ve küresel liderler krizi sonlandırmak için birtakım çözümler öne sürse de analistler barışın sağlanabilmesi için Kongo hükümetinin kendini yeniden inşa etmesi gerektiğini söylüyor.

Analistler “Kongo’nun savaş devam etse de etmese de Kongo halkının hiçbir şey kazanamayacağı bir yönetim modeli var. Eğer Kinşasa hükümeti yönetim modelini geliştirirse, orduya yatırım yaparsa, kaynakların vatandaşlar arasında adil dağılımını garanti ederse ve seçimleri daha adilane yaparsa barışın dönmesi için bir umut var” diyor.