ÖZLEM GÜVEMLİ / NEFES
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’deki başkanlık binasında hakkında açılan soruşturmalar, davalarla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine atıfla "Turpun büyüğü" başlığı ile basın toplantısı düzenledi.
İmamoğlu'nun "Yaşanan hukuksuzluklara ilişkin kamuoyunun ilk kez duyacağı önemli ve çarpıcı bilgileri paylaşacağı" ifadeleriyle duyurulan toplantı, Saraçhane'de gerçekleşti.
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a "Turpun büyüğü senin heybenden çıktı" diyerek kendisine, İBB’ye, CHP’li belediyelere karşı yürütülen soruşturmalarda ve son olarak Beşiktaş ve Esenyurt belediyelerini hedef alan operasyonlara bilirkişi olarak atanan emekli muhasebeci Satılmış Büyükcanayakın hakkında iddialarda bulundu.
Açıklamanın ardından İmamoğlu'na jet hızıyla soruşturma açıldı.
TOPLANTININ ADI: TURPUN BÜYÜĞÜ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’deki başkanlık binasında hakkında açılan soruşturmalar, davalarla ilgili “Turpun büyüğü” başlığı ile basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya son günlerce CHP’ye katılacağı söylenen Cemal Enginyurt’un da katılması dikkat çekti.
İmamoğlu, jet hızıyla soruşturma açılmasına neden olan basın toplantısında açıklamalar yaparak çarpıcı bir tezgahı ortaya sereceğini söyledi ve bilirkişi Satılmış Büyükcanayakın’ı anlattı.
"CUMHURBAŞKANI HER DETAYA VAKIF"
31 Mart seçimlerinden, birinci parti olarak çıkan CHP’ye ve belediyelerine yönelik haksız hukuksuz operasyonlar hız kesmeden devam ettiğini söyleyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
- Siz bakmayın ayıp olmasın diye söylenen ‘yargı bağımsızdır’ cümlelerine. Türkiye’de bağımsız, özerk kurum mu kaldı? Başkanı, yardımcısı Cumhurbaşkanı tarafından atanan kurum, hakimlerin, savcıların geleceğine karar vermiyor mu? Hakları da orada, atanma kararları da oradan çıkıyor. Hal böyle olunca, belli amaçlar için atananlar yüzünden, kanundan gelen güç kişiselleştiriliyor, hedef gözetiliyor. Yani siyaset, köküne kadar yargıya karışıyor.
- Zulümle abat olmaya çalışanlar, belli ki bu her tarafı dökülen, gerekçeleri güldüren sebeplerle hukuksuz operasyonlarına devam edecek. Bunu ben demiyorum. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor. Ne diyor: ‘Turpun büyüğü heybede.’ ‘Dosyalar gizli’ denilerek şüphelilerin avukatlarına bile bilgi verilmiyor ama Cumhurbaşkanı ne olacak, ne bitecek her detaya vakıf. Ama lafa gelince yargı bağımsız. Değil mi sayın Adalet Bakanı? Bugün biz de Cumhurbaşkanı’ndan esinlenerek, basın toplantımıza bir isim koyduk. Basın toplantımızın adı: Turpun Büyüğü” dedi.
"HEYBEDEN TURP NİYETİNE ÇOK ENTERESAN BİR KİŞİLİK ÇIKACAK"
İmamoğlu “Bugün heybeden turp niyetine, çok enteresan bir kişilik çıkacak. Bu kişinin adeta bir infazcıya dönüştürüldüğünü, hukuksuzlukların perdesi yapılmaya çalışıldığını, olmayan raporların nasıl iddianameye girdiğini, raporların nasıl değişime uğradığını, imzasız raporla insanların nasıl suçlandığını sizlerle ve kamuoyuyla paylaşacağım. Öyle lafla, dedikoduyla değil, belgeleriyle paylaşacağım” dedi.
“OLMAYAN RAPORA RAĞMEN İDDİANAME KABUL EDİLDİ”
İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde 2015 yılında yapılan bir ihale nedeniyle hakkında 7 yıl hapis ve siyasi yasak istemiyle açılan ve hala Büyükçekmece Adliyesi’nde devam eden davanın bilirkişisinin Satılmış Büyükcanayakın olduğunu açıkladı.
"BÖYLE BİR RAPOR YOK"
Bu dosyada 2020 yılında Danıştay'ın kendisine ceza sorumluluğu yüklenemeyeceğine ilişkin kararına rağmen Büyükcanayakın’ın bilirkişi raporuna dayanarak davanın sürdüğünü anlatan İmamoğlu “Bu sıra dışı bilirkişinin raporuna dayanan savcı iddianamenin 7. sayfasında ‘Bu bakımdan soruşturmaya konu ve suç teşkil eden eylemler olduğu tespit edilen ihale ile ilgili iç denetçi tarafından hazırlanan raporun, üst yönetici olan şüpheli Ekrem İmamoğlu’na sunulmasına rağmen, ihalenin iptali ve ilgililer hakkında suç duyurusu vesaire herhangi işlem yapmadığı tespit edilen şüphelinin cezai sorumluluğu doğacağı açıktır’ diyor. Bu iddia çok ciddi ve önemli. Yalnız ortada bir sorun var. Böyle bir rapor yok. Olmayan bir rapor bana sunulamayacağı için de sorumluluk ihmali yapmam söz konusu değil. Olmayan bir rapora rağmen, mahkeme iddianameyi kabul etti. Gördüğünüz gibi bu bilirkişi, olmayan şeyleri yazacak kadar rahat bir profesyonel. Başına bir şey gelmeyeceğinden emin. Belli ki arkasında güvendiği kişiler var. Özel seçilmiş birisi” dedi. İmamoğlu olmayan bir raporu varmış gibi göstererek, adli makamları yanıltmaya yönelik girişimi nedeniyle bilirkişi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ama yanıt alamadıklarını kaydetti.
İETT VE İSFALT SORUŞTURMASINDA DA AYNI İSİM
“Satılmış Bey bilirkişisinin, bu davayla beraber hayatımıza özel olarak nasıl görevlendirildiğini göreceksiniz” diyen İmamoğlu, bilirkişinin diğer skandallarını sıraladı. 2 Şubat 2024’te, İETT hakkında yürütülen bir soruşturmaya bilirkişi olarak aynı kişinin atandığını belirten İmamoğlu “İETT avukatları, kamu ihalelerinde yetkin olmadığı için, Satılmış Büyükcanayakın’ın bilirkişi olarak atanmasına itiraz etti. Kabul edilmedi. Beklendiği ve istendiği gibi bilirkişi Satılmış bey, İETT aleyhine bir rapor hazırladı. Asılsız tespitlerle dolu bir rapor” dedi.
“Her raporunda bizi ve kurumlarımızı suçlayan, bu art niyetliliği ispatlanmış bilirkişiye bir görev daha verildi” diyen İmamoğlu geçtiğimiz Eylül ayında İBB şirketi İSFALT ile ilgili yürütülen bir soruşturmaya da bilirkişi olarak yine aynı ismin atandığını kaydetti.
Göreve geldiklerinde geçmiş döneme ilişkin başlattıkları ve İçişleri Bakanlığı’nın el koyduğu yolsuzluk dosyalarından İSBAK şirketinin ihalesiyle ilgili soruşturmaya bilirkişi olarak atanan Büyükcanayakın’ın “kusur yok” raporu verdiğine de dikkat çekti.
İmamoğlu “2019 öncesi döneme karşı son derece nazik olan Satılmış Bey, maşallah 2019’dan sonra cengaver oluveriyor. Hani siyaset yargıya müdahale etmiyordu? Nedir bu Satılmış Bey sevdası. Nedense hep CHP’li belediyelerin dosyaları düşüyor. Hayri İnönü zamanında Şişli, Şükrü Genç döneminde Sarıyer, Ali Kılıç döneminde Maltepe, Küçükçekmece… Liste uzayıp gidiyor” dedi.
ESENYURT VE BEŞİKTAŞ OPERASYONLARI
Esenyurt ve Beşiktaş Belediye başkanlarının tutuklandığı operasyonları yapan savcıların konuyu İBB’ye bağlamak için 3 İBB şirketinden 16 ihale dosyasını polis marifetiyle aldığını hatırlatan İmamoğlu, o dosyalardan 2’sine yine aynı bilirkişinin atandığını ifade etti. İmamoğlu “Eğer bir konu İBB’yi ve Ekrem İmamoğlu’nu ilgilendiriyorsa, savcıların konuyu bize bağlama arzusu varsa, bilin ki maharetli bilirkişi Satılmış Bey de o dosyaya eklemleniyor. Adeta ‘alo Satılmış bey!’ Hemen imdada yetişiyor. ‘Şak’ diyorlar, ‘tak’ diye rapor çıkıyor” diye tepki gösterdi. Beşiktaş ve Esenyurt operasyonları ile İBB şirketlerinin bağını şöyle özetledi:
“Savcılığın, son Beşiktaş ve Esenyurt operasyonları, 236-201 no’lu dosya üzerinden yürüyor. Bu gizli bir dosya. Bu dosya, aynı zamanda İETT, İSFALT VE İGDAŞ’ı da ilgilendiriyor. Çünkü bu dosya, aslında bu 3 kurumumuzdan savcılıkça alınan 16 ihale dosyasıyla ilgili. Düşünün, savcı, yeni bir soruşturma numarası bile almadı. Bizim dosyadan hareket etti. İlinti kuruyor.”
BİLİRKİŞİ RAPORUNDA İMZA SKANDALI
İmamoğlu, bu dosyadaki bilirkişi heyetinin 3 kişilik olduğunu Satılmış Büyükcanayakın’ın da o isimlerden biri olduğunu dile getirerek “En azından Satılmış bey bu kez tek değil, daha önce olduğu gibi istediği şekilde at koşturamaz diye düşünüyor insan. Ama öyle olmuyor” dedi.
Tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in bu soruşturma kapsamında da tutuklanmasına neden olan 3 Ocak 2025 tarihli bilirkişi raporunda Özer’in kusurlu bulunduğunu hatırlattı.
"AHMET ÖZER'İ ŞÜPHELİ YAPIYOR"
Ancak bu bilirkişi raporunda sadece Büyütcanayakın’ın imzasının bulunduğunu, diğer 2 bilirkişinin imzasının bulunmadığını açıklayan İmamoğlu, şöyle devam etti:
- Yazılı tüm yasalara ve teamüllere aykırı bir durum var. 3’ünün de imzası olması lazım. Bilirkişi Satılmış bey, bu raporu diğer 2 bilirkişiye götürüyor ama onlar imzalamıyor. ‘Burada belediye başkanı suçlanamaz’ diyorlar. Peki, heyet olarak bilirkişi atayan savcılık ne yapıyor? Her şeyi bildiği halde, bu geçerliliği olmayan raporu baz alıyor. 13 Ocak günü de Beşiktaş ve Esenyurt operasyonu yapılıyor.
- Altını çizelim; salt bilirkişi raporu ile operasyon yapılmasa da tek kelime ile hiçbir hükmü olmayan rapor, Ahmet Özer’i şüpheli yapıyor. Operasyon haberlerini gören diğer 2 bilirkişi, hemen adliyeye giderek, kendi hazırladıkları ve imzaları bulunan bilirkişi raporunu savcıya sunuyor. Bu rapor, 2 imzalı. İşte o raporda şüpheliler arasında Ahmet Özer yok. Savcının yanıtı ilginç: ‘Burada sorun yok. Herkes ayrı ayrı rapor vermiş sayılır.
ÇERKEZKÖY AYRINTISI
İmamoğlu, Büyükcanayakın ile ilgili de şunları anlattı:
- Kendisi Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’ndan emekli. Bakanlıktaki görevi, ayniyat saymanı. Sonra bilirkişiliğe başlamış. Kooperatif davalarına bakıyor. Daha sonra Çorlu, Tekirdağ, Çerkezköy’deki davalarda bilirkişilik yapıyor. Çerkezköy kısmı arkadaşların dikkatini çekmiş. İsmini vermeyelim; soruşturma başlıyor sonra.
- 2014-2016 yılları arasında ünlü bir yargı mensubumuz, Çerkezköy’de hakim. Acaba hiç karşılaştılar mı, tanışırlar mı? Yoksa sadece tesadüf mü? Bir soru daha sorayım. İstanbul’un bu çok ünlü bilirkişisi Satılmış Bey’in, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘sahte bilirkişi raporu yazmak’ iddiasıyla yargılandığı bir dava oldu mu? Satılmış Bey sevdalısı savcılar herhalde biliyordur bunu.
ADALET BAKANI’NA SESLENDİ: MANGAL GİBİ YÜREK LAZIM
İmamoğlu bilirkişi ile ilgili çarpıcı açıklamasının ardından Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı’na çağrı yaptı.
İmamoğlu Adalet Bakanı’nı göreve çağırarak şunları söyledi:
- Bunların hepsini kelime kelime inceletmeni, duymanı ve ona göre Adalet Bakanı olarak hareket etmeni istiyorum. Bir vatandaş olarak istiyorum. Bunlara edecek 2 kelamın vardır elbet. Bu yargı mensuplarının işlemlerini inceleme sorumluluğu, umarım sizin boyunuzu aşan bir sorumluluk değildir. Daha önce defalarca duyurduğumuz birçok hukuksuzluğa rağmen, tek bir hamleniz olmadı.
- Şimdi hızla HSK'yı bu konuda harekete geçirmelisiniz. Sakın bana bağımsız yargı cümlesiyle bir tweet atmayın. Sizi görevinizi yapmaya ve acilen yapmaya davet ediyorum. Ama buradan bir iddiada bulunacağım. Yapamayacaksınız. Gücünüz yetmez. Tersi mi diyorsunuz? Şaşırtın beni. Ama gücünüz yetmez. Sözünüz İstanbul'da geçmez. Çünkü milletin bağlı olduğu hukuk kuralları değil, hukukun yürütülmesiyle ilgili tepeden tırnağa tanımlanmış, ülkemizin en üst yargısından en ücra köşesinde görev yapan mensuplarına varıncaya kadar sistemli yürümesi gereken bir süreç değil, başka bir bağlılık ve bağımlılık var. Adliyede, koridorlarda duyulan bir ses, herkesin kulaklarında çınlıyor: ‘Bakan bize karışamaz.’ ‘Bakan bize karışamaz’ diyenlerin olduğu bir yerde bugüne kadar siz, sadece tweet attınız.
- Onun da metni belli. HSK'yı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile ilgili harekete geçirmek için mangal gibi, adalet yüklü bir yürek lazım. Sonra da hukukun üstünlüğünü, bu millet adına namus sayıp, dert edinmek lazım. Keşke bütün bu sözlerimi yanıltsanız da ben de sizden özür dilesem. Keşke harekete geçseniz, keşke.”
ERDOĞAN’A: TURPUN BÜYÜĞÜ SENİN HEYBENDEN ÇIKTI
İmamoğlu Erdoğan’a da “Sizde böyle maharetli bilirkişi Satılmış beyler oldukça, siz de binlerce bilirkişi arasından nokta atış Satılmış Bey bilirkişisini bulan yargı mensupları oldukça, bir davanın öncesinde ya da yürüyen sürecin öncesinde, heybenizde büyük turplar taşıdığınızı düşünebilirsiniz. Ne var ki, sizin turp zannettikleriniz, bu milletin gönlünde zerre yer etmez. Bağımsız yargıyı ve adalet sistemimizi ters düz etmek, kumpaslarla siyasi istikballer için kullanmak, sizden öncekilerin, hatta sizin döneminizde bile bunu yapanların nasıl ayağına dolaştıysa, yarın da emin olunuz ki, sizin ayağınıza dolaşacak. Milletin verdiği yetkiyi, yargı kumpaslarıyla iç edemezsiniz. Haramdır. Böyle yaparsanız, millet size ‘Hakkım haram olsun’ der. Sayın Cumhurbaşkanı; turpun büyüğü senin heybenden çıktı. Aslında işin çok kolay. Bu kadar heybe sırtında taşımana gerek yok. Bu kadar yük taşıyacağına, kendini sadece milletin sandıktaki vicdanına emanet ettiğin an rahatlayacaksın" diye seslendi.
PARMAK SALLAMA YANITI
İmamoğlu, Saraçhane’deki basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı’nın yaptığı “Hukuksuzlukların peşine düşen yargı mensuplarını kimse tehdit edemez, mahkemeler üzerinde baskı kuramaz, yargı camiamıza parmak sallayamaz” açıklamasına da yanıt vererek “Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyorum’ diyen kişi. Eğer yargıya dönük bir uyarıda bulunuyorsa sayın Erdoğan, ben tahmin ediyorum kendisini uyarıyor. Şöyle olabilir; Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ı uyarmış olabilir burada. Ben, bu uyarıyı üzerime hiç alınmadım” dedi.
HAFTA İÇİ İFADE VERECEK
İmamoğlu, sorular üzerine İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesini tehdit ettiği iddiasıyla ilgili açılan soruşturma kapsamında bu hafta ifadeye gideceğini söyledi. “Bu hafta bir çağrı bekliyoruz ya da ona göre bir ortam oluşacak diye duyuyoruz” dedi.