Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Önceki Dönem Milletvekilleri ile İftar' programında konuştu. Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin şunları söyledi:
* "İslam dünyası olarak ramazanın manevi iklimini teneffüs ettiğimiz şu mübarek günlerde, Siyonist İsrail yönetimi ateşkesi bozarak Gazze'deki katliam ve soykırım politikasına tüm hoyratlığıyla devam ediyor. Gözünü kan ve nefret bürümüş bu barbar sürüsünün başlattığı yeni saldırılarda çoğu çocuk ve kadın 500'den fazla Filistinli daha şehit oldu. Ramazan ayında ve sahur vaktinde Gazze'de sivillerin üzerine yağdırılan bombalar nice anne babayı evlatsız, nice yavruyu yetim ve öksüz bıraktı. Bu mukaddes günlerin yeryüzünün dört bir yanında, zulme ve zalime cesaretle, sabırla, metanetle direnen hayat, izzet ve haysiyet mücadelesi veren tüm mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum.
* Pervasızca yürütülen katliamlara sessiz kalanlar, İsrail'in işlediği savaş, soykırım ve insanlık suçlarına engel olmayanlar hem tarih önünde hem de insanlık vicdanında er ya da geç hesap vereceklerdir. Sırtını dayadıkları güçlerden cesaret alarak çocukları katledenler, Allah'ın izniyle döktükleri masum kanlarında boğulacaklardır. Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, tarihin doğru tarafında yer almaya tüm imkanlarımızla, tüm gücümüzle Gazzeli mazlumları desteklemeye inşallah devam edeceğiz."
"ÜLKEDE YAŞAYAN HERKESİN HAYATINA DOKUNMAYI BAŞARDIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları belirtti:
* "AK Parti, 23 yılı bulan iktidarının her anını, takipçisi olduğu halka ve hakka hizmet davasına layık olabilmek için çalışarak geçirmiştir. Türkiye'yi son iki asırdır sıkıştırıldığı siyasi, ekonomik ve sosyal cendereden çıkartan demokrasi ve altyapı atılımlarını gerçekleştirmek AK Parti’li kadrolara nasip oldu. Eser ve hizmet siyasetimiz sayesinde bize oy versin, vermesin, bu ülkede yaşayan herkesin hayatına dokunmayı başardık. Ülkemizin çıkarlarını savunmanın ötesinde küresel düzeyde adalet, hakkaniyet ve merhamet müdafaası üzerine kurulu dış siyasetimizde dünyada milyarlarca insana umut aşıladık.
* Ülkeye, millete ve insana hizmet yolunda üstlenilen sorumluluklar ile ortaya konan çabaları sahip olunan unvanlardan bağımsız şekilde değerlendirmek gerekir. Hep birlikte kazandığımız bu müktesebat inşallah hem bu dünyada hem öteki dünyada, hak katında en önemli ibra vesilemiz olacaktır. Bunun için her şeyin eskisi olabilir ama ülkeye ve millete hizmet davasında eski sıfatına yer yoktur. Hele hele AK Parti'de yolunu ayıranlar veya yolunu şaşıranlar dışında eski diye bir kavram asla söz konusu değildir. Kendini sürekli yenileyen bir parti olarak bunu yaparken kimseyi dışlamıyoruz."
"İFTİRAYA BAŞVURANLARIN OYUNLARINI BOŞA ÇIKARMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR"
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
* "Nitekim önceki dönem milletvekillerimizin bir kısmı gerek genel merkezimizde gerek il teşkilatlarımızda gerekse bürokraside çeşitli mevkilerde hizmetlerine devam ediyor. Sağlığı ve motivasyonu yerinde olan her bir arkadaşımız için yeni görevler üstlenme yolu açıktır. Her şey gibi bu da vakit ve nasip meselesidir. Ama şunu asla unutmamalıyız ki AK Parti'ye aidiyet son nefese kadar sahip çıkılacak, nesilden nesle gururla aktarılacak onurlu bir mirastır. Bu çatı altında kimse kendisine kurumsal bir görev verilmesini beklemez, beklememelidir. Bilhassa bu harekette küsme, darılma, uzaklaşma söz konusu olamaz. Kırgınlık olmuşsa giderilir. Sorun varsa çözülür. Yanlış anlaşılma varsa bir yol bulunup mutlaka düzeltilir.
* Şu an altında tek yürek, tek bilek olduğumuz çatı bizim ortak yuvamız evimiz, sığınağımızdır. Biz üyesiyle, gönüllüsüyle, teşkilat mensubuyla, yöneticisiyle hep beraber sayısı milyonları aşan muhteşem ve muazzam bir aileyiz. Bunun için her birimiz hanemizden başlayarak yakın çevremize, eşimize, dostumuza, sevenlerimize hemşehrilerimize hep hakkı ve hakikati anlatmakla insanları ikna etmekle gönüller kazanmakla mükellefiz.
* AK Parti'nin ülkenin ve milletin hanesine yazdırdığı tarihi kazanımları sırf kişisel çıkarları veya hırsları yüzünden ters yüz etmek için yalana ve iftiraya başvuranların oyunlarını boşa çıkarmak boynumuzun borcudur. Eskiler doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşırmış derler. Yalanın, iftiranın, inkarın bu tahrikat gücünü doğrunun hak tesliminin insafın ve vicdanın üstünlüğüyle Allah'ın izniyle yeneceğiz."
"CHP YÖNETİCİLERİNİN ÇOĞUNUN SEVİNÇTEN YERİNDE DURAMADIKLARI ORTADADIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 100'e yakın kişinin gözaltına alındığı soruşturmalarla ilgili şunları söyledi:
* "Muhalefetin, kendi iç kavgalarını veya hukukla olan sıkıntılarını, ülkenin en önemli meselesi gibi gösterme gayreti riyakarlığın dik alasıdır. Hata, hata ile savrulamaz diye bir söz var. Ülkemiz muhalefeti de merhum Ziya Paşa'nın dediği gibi herkesi kör alemi sersem sandığı için yaptığı hataları daha büyük hatalarla savunmayı şecaat arz ederken sirkatin söylemeyi siyaset zannediyor. Halbuki böyle yaparak kendilerini bırakınız halkı en yakınlarının dahi yüzlerine bakamayacak hale düşürdüklerinin farkında bile değiller.
* Hırsları ve ihtirasları adeta akıllarını esir almış durumda. Polisimize saldıracak, hakime, savcıya, mahkemelere tehditler savuracak kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler. Dikkat ederseniz CHP'siyle medyasıyla ve diğer yapılarıyla muhalefet tarafı, gerek diploma meselesinde gerekse yolsuzluk, hırsızlık meselesinde yargının ortaya koyduğu iddialara asla cevap vermiyorlar, veremiyorlar.
* Bunun yerine konuyu siyasi sloganlara hapsederek kendi tabanlarını tahrik etme, milleti aldatma kolaycılığına kaçıyorlar. Deseler ki, 'Bu diploma alın teriyle usulüne uygun şekilde alınmış bir belgedir' Bunu ilgili arkadaşlarımız vasıtasıyla ve hukuki argümanlarla konuşup tartışmak mümkündür. Aynı şekilde deseler ki, 'kardeşim belediyede hiçbir hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, haksızlık, karanlık ve karmaşık ilişki yok' Bunu da yine işin erbabı vasıtasıyla ve hukuki deliller ışığında konuşup tartışmak mümkün ama bunları yapmıyorlar. Yapamıyorlar.
* Çünkü hepsinin ve çok daha fazlasının doğru olduğunu, gerçek olduğunu en iyi kendileri biliyor. Hatta bu bilgi ve belgelerin çoğunun bizzat kendi partilileri tarafından yargıya aktarıldığının da farkındalar. Kamuoyu önünde timsah gözyaşları döken CHP yöneticilerinin çoğunun parti içi çekişmede rakip eledikleri için kapalı kapılar ardında sevinçten yerlerinde duramadıkları da ortadadır."
"MUHALEFETİN MÜSAMERELERİNE AYIRACAK VAKTİMİZ YOK"
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
* "CHP'nin meseleleri ülkenin ve milletin değil, kendi genel merkezlerindeki bir avuç muhterisin konusudur. Bizim ne şahsen ne parti ne de ittifak olarak muhalefetin müsamerelerine ayıracak vaktimiz yok. Bizim havanda su döverek boşa harcayacak zamanımız, pervasızca etrafa saçacak kirli ve karanlık para kulelerimiz de yok. Her kafadan ayrı bir sesin çıktığı yalanın, dolanın, hilenin, yüze gülüp sırtından hançerlemenin hiç eksik olmadığı muhalefet, zaten bunları ziyadesiyle yapıyor.
* AK Parti olarak biz ülkenin gerçek gündemiyle meşgulüz. Biz sadece işimize bakıyoruz, hedeflerimize odaklanıyoruz. Çünkü milletimiz bizden kendisi ve evlatlarının geleceği için somut adımlar, kayda değer icraatlar, sadra şifa hizmetler, kalıcı eserler bekliyor. 23 yılımızın her günü, her anı bu şekilde ülkemize sayısız eser ve hizmet kazandırarak geçti. 81 vilayetimizin her karışına yatırımlarımızla mührümüzü vurduk. Türkiye Yüzyılı'nın inşasına giden yoldaki engelleri sabırla ve kararlılıkla tek tek ortadan kaldırdık. Bu şekilde de yola devam ediyoruz."
"PEK ÇOK HAİN YAPIYLA MÜCADELE ETTİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörsüz Türkiye hedefindeki son adımın bölücü terör örgütünün feshi olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
* "Son dönemde bu doğrultuda attığımız adımlardan biri de 'Terörsüz Türkiye' vizyonudur. İktidara geldiğimizde ülkenin geçmiş dönemdeki pek çok sorunu gibi terörle mücadeleyi de devralmıştık. Sessiz devrimlerimizle bir yandan terörün istismar zeminini ortadan kaldırırken diğer yandan da kararlı ve etkili operasyonlarla topraklarımızı teröristlerden temizledik. Sadece teröristlerden mi? Yolsuzluklardan da temizledik. FETÖ'sünden DEAŞ ve DHKP-C'sine kadar pek çok hain yapıyla da mücadele ettik.
* Terörün bitirilmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığımız bu uzun dönemde çok kıymetli tecrübeler kazandık. Bir taraftan savunma sanayimizi geliştirirken diğer taraftan evlatlarımızı terör örgütlerinin pençesinden kurtaracak süreçler yürüttük. Terörle mücadele konseptimizi değiştirip mücadeleyi ülkemiz sınırlarının ötesine taşıyarak tehditleri kaynağında bertaraf etme safhasına geçtik.
* Bunun için dünyada terör örgütlerinin en çok nefret ettiği ve hedef aldığı kişi durumuna geldik. Şimdi de bizi terörsüz Türkiye hedefimize biraz daha yaklaştıracak ve 40 yıllık meseleye son noktayı koyacak yeni bir sürecin içinde bulunuyoruz. Son adımı Kürt kardeşlerimizle birlikte vatandaşlarımızın tamamının canına, huzuruna, refahına ket vuran bölücü örgütün feshi ve silahlarının teslimi olarak özetleyebiliriz.
"SİYASETİN DEMOKRATİK ALANI DAHA DA GENİŞLEYECEKTİR"
* Devlet ve yönetim olarak bu konuda üzerimize düşeni yerine getirerek gerekli görüşmeleri sağlayıp, çağrının yapılmasını temin ettik. Şimdi sıra örgütün kurucusunun çağrısına harfiyen uyarak feshini ilan edip, silahlarını teslim etmeye gelmiştir. Şayet bu gerçekleşirse Türkiye, 40 yıllık bir musibetten suhuletle kurtulma imkanına kavuşacaktır.
* Aksi olursa biz zaten önemli mesafe kat ettiğimiz terörü kaynağında yok etme stratejimizi kısa sürede nihayete erdirmeye bakarız. Temennimiz hem örgütün hem de ona müzahir kesimlerin geçmişte olduğu gibi akıl ve izan dışı tavırlara yönelik bu tarihi fırsatı heba etmeyerek yeni bir dönemin kapılarını aralamaları yönündedir.
* Bu gelişme ülkemizle birlikte Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgemizin tamamında bir rahatlamaya, istikrarın güçlenmesine vesile olacaktır. Terörün karanlık gölgesi siyasetin üzerinden çekildikçe inşallah sözün gücü artacak, siyasetin demokratik alanı daha da genişleyecektir. Bu da demokrasimizin sorun çözme kapasitesini yükseltecektir.
* Biz iktidar ve ittifak olarak Türkiye'yi 40 yıllık kamburundan kurtarma noktasında hem kararlıyız hem de samimiyiz. Söylediğimiz her sözde, ortaya koyduğumuz her tavırda da daima hüsnüniyetle hareket ediyoruz. Karşımızdakiler de aynı hasbi, harbi ve yapıcı yaklaşımı bekliyoruz."