ÖZLEM GÜVEMLİ/NEFES

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından CHP, 14 büyükşehir ve 21 ilde eylem kararı aldı.

İmamoğlu'na operasyona tepkilerin üçüncü gününde, İstanbul'da protestoların adresi yine İBB binasının bulunduğu Saraçhane oldu. CHP lideri Özgür Özel yaptığı çağrıyla İstanbulluları Saraçhane'ye davet etmişti.

Ankara için toplanma adresi Güvenpark, İzmir'deki buluşmanın adresi ise Gündoğdu Meydanı olarak belirlendi.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 1
Saraçhane

YÜZ BİNLER BİR ARADA

İstanbul, Ankara ve İzmir'de valilik kararıyla tedbirler artırıldı. İstanbul'da Saraçhane'ye çıkan bazı yollar trafiğe kapatılırken Ankara ve İzmir'de 5 gün süreyle her türlü gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, eylem ve etkinlik yasaklandı.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 2

Yasaklara rağmen Türkiye'nin birçok noktasındaki eylemlerde yüz binlerce kişi bir araya geldi. Eylemlerde İmamoğlu'na operasyona tepki gösterildi.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 3
Saraçhane

"KANAL İSTANBUL'U YAPMANA İZİN VERMEYECEĞİM"

Saraçhane'de konuşan Özgür Özel, şunları söyledi:

* "Saraçhane'ye eylem yapmaya değil, sonuç almaya geldik. Bu bir parti mitingi değildir. Buraya gelen başta gençlerimiz, tüm itiraz ve siyaset kurumlarını yürekten selamlıyorum. Üç gündür Saraçhane'deyiz. Bundan yıllar önce hep birlikte Erdoğan Gezi Parkını kesip yerine 'Topçu Kışlası yapacağım' deyip. Oradaki Atatürk Kültür Merkezini yıkıp yerine AVM yaptırmak istediğinde o gün Gezi'de olmamız gerekiyordu, oradaydık. O gün bugündür Taksim'i yasaklıyor. Ant olsun ki Taksim'i geri alacağız.

* Saraçhane Meydanı boşuna seçilmiş bir eylem alanı değildir. Saraçhane, İstanbulluların 2019'da Erdoğan'dan alıp... Artık İstanbul'un tepesinde helikopterle gezip Arap şeyhlerine kupon arsası vermenden, artık İstanbul'a karşı kent suçları işleyip, gökdelenler yaptırıp, o kentin rantını yandaşına ve kendi siyasetine devşirmenden bıktım. Artık satacak bir şey kalmayınca Katarlılara vermek üzere güzelim İstanbul'a bir hançer çekip Kanal İstanbul'u yapmana izin vermeyeceğim. Artık zengini değil, yoksulu kollayan, gençleri duyan, gören, anlayan, onlara sahip çıkan İstanbul'a hizmet edecek, aç gözlü değil yüce gönüllü bir evladı var.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 4

* Ekrem Başkan emanetini almadan önce 19 gün oylarını çalmak, mazbatasına çökmek istediklerinde İstanbul'u teslim etmedik hep beraber direndik, oradaydık. Hep beraber mazbatayı söke söke aldık. Sonra utanmadan, sıkılmadan Erdoğan'ın direktifiyle YSK mazbatayı iptal etti. Seçimleri yeniledi. AK Parti ve MHP 'İmamoğlu'na Osmanlı tokadı atacağız' dediler. Uçak ve helikopterlerle İstanbul'a geldiler. Ekrem Başkan'ın yanında yol arkadaşları vardı. İşte o gün hep birlikte 806 bin oy farkla bir kez daha İmamoğlu'na İstanbul'un sembol mekanı Saraçhane emanet edildi.

"İMAMOĞLU, TAYYİP BEY'İ DÖRT MAÇTA DA YENDİ"

* O günden sonra İmamoğlu beş yıl boyunca hiç durmadan, asla yılmadan sizinle beraber çalışarak İstanbulluya hizmet etti. Beş yıl sonra karşısına bir Bakan çıkardılar. İstanbullular Bakan'a 'Git işine bak' dedi. Bu kez bir milyon oyla bundan İmamoğlu belediye başkanı seçildi. 'Ben futbolcuyum' diyen Tayyip Bey'e şunu söyleyelim: İmamoğlu Tayyip Bey'i dört maçta da yendi, Tayyip Bey'i kümeye gönderdi. Güya yenilmez Tayyip Bey, partisinde hiç seçim kaybetmeyen Tayyip Bey, ilk golü İmamoğlu'ndan Beylikdüzü'nde yemişti, üstüne de İmamoğlu ona burada hattrick yaptı.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 5

* İşte bu hazımsızlık seçimlerin üstünden bir yıl geçmesine, her fırsatta Erdoğan 'Milli irade' demesine, sandığı güzellemesine rağmen geçen yıl ilk kez partisiyle kaybettiği seçimden sonra bu kez bu binayı oyla alamayacağını, Ekrem Başkan'ın bileğini mertçe bükemeyeceğini gördüğü için yargı sopası eliyle bileğini kırmaya, bu binaya hile ile girmeye çalışmaktadır. Bunun için buraya bir kayyum atamak, kendine yakın kayyum atamak, bu binada işe girmiş 40 bine yakın her siyasi görüşten, liyakatli, pırıl pırıl, başarılı gençleri atıp, kendi gençlik kollarını, bu binanın liyakatli bürokratlarını atıp, yandaşlarını yerleştirmek istiyor. Bunun için biz 19 Mart darbe girişiminden itibaren buradayız. Saraçhane'deyiz, nöbetteyiz, eylemdeyiz, direnişteyiz. Burayı Erdoğan'ın kayyumuna vermeyeceğiz.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 6

* Yarın Ekrem Başkanımız Vatan Emniyet'ten alınıp, Çağlayan Adliyesi'ne götürüldüğünde tarih önünde yargılanmak değil, dünyanın en namuslu, en çalışkan, en kararlı siyasetçisine soru soranları cevaplarıyla yargılamak üzere Çağlayan'da olduğunda biz de Çağlayan'da olacağız. Günü geldiğinde nerede olmamız gerektiğinde orada olacağız. Ayrıla ayrıla değil, birleşe birleşe, omuz omuza direnerek nerede olmamız gerekiyorsa orada olacağız. Yarın gelişmelere göre; Saraçhane ise Saraçhane, Vatan ise Vatan, Çağlayan ise Çağlayan, Taksim ise Taksim.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 7

"TAYYİP ERDOĞAN'IN İSTİBDAT VE BASKI REJİMİ ÇÖKMEK ÜZERE"

* Dünya ve Türkiye görüyor ki; Tayyip Erdoğan'ın istibdat ve baskı rejimi çökmek üzeredir. Ey Tayyip Erdoğan, 19 Mart darbesine kalkıştığın sabah beş gün süreyle, eylem yapmayı yasaklamıştın. Tayyip Bey, ilk gece bu meydanda 120 bin kişi vardı. Dün gece bu meydandan 160 bin kişi vardı. Dün TV izlerken elindeki kumandayı kırmışsın. Tayyip Bey, 'Hiçbir ilde eylem olmayacak' dedin.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 8

* Bak burada bugün 210 bin kişiyiz. Sayın Erdoğan, İçişleri Bakanı telefonunu bekliyor. İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü'nü görevden almazsan hatırım kalır. Performans ölçün buysa ne Vali'ne ne de Emniyet Müdürü'ne kıyma. Çünkü kendin gelsen, İstanbul'a vali olsan yine toplanacağız. Ant olsun ki Saraçhane bizimdir, Vatan Emniyet bizimdir, Çağlayan bizimdir, Taksim bizimdir.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 9

* Birine lafın geçecekse, birine talimat vereceksen, böyle bu gençleri durdurmaya gücün yetmeyecek, emniyet müdürüne, valine değil atadığın yargı aparatına söyle İstanbul’un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan ve belediye başkanlarımızdan, siyaset arkadaşlarımızdan, gazetecilerden, gençlerden, akademisyenlerden uzak dursun. Eğer Ekrem Başkan’a el uzatmaya kalkarsan İstanbul’un iradesine uzanan eli, İstanbul’un bizzat kendisi kıracaktır. İstanbul’un iradesini tanımayanı, İstanbul’u yok sayanı bizim de Türkiye’de yok sayacağımızı bil. Meşruiyetini kaybedersin. Ekrem Başkan’a dokunan karşısında Türkiye’yi bulacaktır.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 10

“YİĞİDİMİZİ ALMAYA ÇAĞLAYAN’A GİDİYORUZ”

* Emniyetteki ifade başladı ve tam altı saat boyunca onlar sordu, Ekrem Başkan cevapladı. Onlar sordu, Ekrem Başkan cevapladı. Soranlar yoruldu, o yorulmadı. Soranlar utandı, o utanacak hiçbir cevap vermedi. Ne bir haram lokma yedi, ne birisi gibi cana kıydı. Elinde ne kan, ne paranın kiri var. Yiğidim aslanım bu akşam da sizden ayrı, orada Vatan’da yatıyor. Selamlıyoruz kendisini. Yiğidimizi almaya yarın Çağlayan’a gidiyor muyuz? Yiğidimizi Çağlayan’dan alıp gelecek miyiz? O hep size güvendi, size inandı. Sizden aldığı güçle, bu saray rejimi ile cesaretle savaştı. Gün gelecek, devran dönecek, bu zalimler hesap verecek. Ekrem Başkan hepimizin haklarını verecek.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 11

“MARJİNAL OLAN SENSİN ERDOĞAN”

* Şimdi buradan bir kez daha uyarıyorum. Bu meydandaki gençleri, kadınları, bu meydana koşup gelenleri lekelemeye çalışanlara, onlara marjinal diyenlere şunu söylüyorum. Marjinal demek bütünden ayrı olan, aykırı olan demektir. Kıyıda, çeperde olan demektir. Bu meydanda birbirini sevmeyen yok, bu meydanda ülkesini sevmeyen yok. Bu meydanda kadın düşmanı yok, bu meydanda farklı düşünene, farklı giyinene nefret duyan yok. Bu meydanda dine, inanca karışan yok, cinsel tercihlere karışan yok. Bu meydan bir bütün olarak insanı seviyor, doğayı seviyor, hayatı seviyor, hayvanı seviyor, birbirini seviyor. Bu meydandan farklı olan, marjinal olan sensin Erdoğan, sensin marjinal.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 12

“DİKTATÖRLER MEYDANLARDAN KORKAR”

* Protesto anayasal bir haktır. Protestoyu, sokağı, meydanı, eylemi kriminalize etmek isteyenler bundan korkan diktatörlerdir. Demokratlar meydanlar korkmaz. Demokratlar cesur olur, protestoya saygılı olur, anlayışlı olur. Ama diktatörler meydanlardan korkarlar. Eğer Erdoğan sen bu meydandan korkuyorsan sen de bir diktatörsün, sen de bir diktatörsün. Biz bu iktidarı yeneceğiz, biz bu iktidarı devireceğiz, biz bu iktidarı göndereceğiz. Başka çaresi yoktur. kendi azdırdıklarının darbesinden canını zor kurtaran, bizlerin de darbeye destek vermemesi ile bu ülkede büyük bir demokrasi sınavını birlikte vermemizle iktidarını sürdüren Erdoğan, şimdi 19 Mart darbesine kalkışıyor. O gün nasıl Fetullahçı terör örgütüne geçit vermediyse bugün de Recep Tayyip Erdoğan’ın yargı darbesine geçit vermeyecek, Ekrem Başkan’ı ona teslim etmeyeceğiz.

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 13

İMAMOĞLU İSTEDİ, İSTİKLAL MARŞINI OKUDULAR

* Yarın saatini duyuracağız ama icap ederse Saraçhane‘de, icap ettiğinde Vatan’da, icap ettiğinde Çağlayan’da, kafamızı bozarlarsa Taksim’de olacağız. Ekrem Başkan bugün altı saatlik yorucu ama yorulmadığı, soranları yorduğu, üzülmediği, korkanları üzdüğü, utanmadığı ama onu oralara götürenleri utandırdığı savunmasının sonunda avukatına bir şeyler yazıp şöyle uzatmış. Demiş ki, ‘Özgür Başkan akşam selamımı söylesin ve Saraçhane’ye desin ki, ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.’ Selam olsun Ekrem Başkan’a."

İmamoğlu'na operasyona tepkide üçüncü gün: Yüz binlerce kişi sokakta - Resim : 14
Ankara Güvenpark.

"HALKIN İRADESİNE, DEMOKRASİMİZE VE HUKUK DEVLETİNE YÖNELMİŞ AÇIK BİR TEHDİT"

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise buluşmadaki konuşmasında şunları söyledi:

* "Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleri merhaba. Sevgili Ankaralılar, binlerce kişi burada toplandık, buluştuk ama sadece burada değiliz. 81 ilde 973 ilçede yaşanan hukuksuzluklara 'dur' demek için bir aradayız. Bugün Nevruz, toprağın uyanışının, baharın gelişinin, umudun yeniden yeşermesinin günü. Nevruz, asırlardır bu topraklarda dirilişi, dayanışmayı ve kardeşliği simgeler. Bizim için Nevruz sadece doğanın canlanışı değil, aynı zamanda milletçe yeniden ayağa kalkışın, birliğin ve özgürlüğün adıdır.

* Bugün bu bayramı kutlarken yüreğimizde burukluk var. Çünkü ülkemiz demokrasinin temel değerlerinin her geçen gün biraz daha örselendiği bir dönemden geçiyor. Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor. Susturulmak isteniyor. Ve şimdi millet iradesini temsil eden bir isim Ekrem Başkanımız günlerdir göz altında tutuluyor. Oysa kaç defa çağrıldıysa kendiliğinden ifade vermeye gitmişti. 20'den fazla polis aracıyla adeta bir terörist yakalar gibi gittiler sabahın erken saatlerinde evinden aldılar. Bu sadece bir kişiye değil, halkın iradesine, demokrasimize ve hukuk devletine yönelmiş açık bir tehdittir.

"HALKIN İRADESİ YENİDEN YÜKSELECEK"

* Oysa Nevruz tutsaklığa karşı direnişin, zorluklara karşı yeniden doğuşun simgesidir. Nasıl ki atalarımız Ergenekon'dan çıkarken demir dağları eritmişse bugün de baskının, korkunun, adaletsizliğin duvarlarını hep birlikte halkın gücüyle aşacağız. Çünkü bu millet iradesine sahip çıkar. Çünkü bu millet baharın önünü kesmeye çalışanlara karşı her seferinde toprağın altından yeşeren bir umuttur. Bugün nevruzla birlikte şunu söylüyoruz; bu topraklarda adalet yeniden filizlenecek. Halkın iradesi yeniden yükselecek. Kardeşlik, özgürlük ve demokrasi yeniden büyüyecek. Bundan hiç şüphemiz yok. Biliyorsunuz ki bu ülkede hukuk olmayınca demokrasi olmayınca ekmek olmuyor. Ekmek olmayınca huzur olmuyor. Gençlerin geleceği olmuyor. Gençlerin umudu olmuyor.

* Gençleri umutsuz olan ülkelerin geleceği olmaz. O ülkeye yazık olur. Üniversiteler özgür ortamlardır. Bilim de bu özgürlük ortamından çıkar. Yaşar ve gelişir. Üniversitelerin sahipleri öğrencilerdir. Öğrencisi olmayan yere üniversite denmez. Ankaramız bir üniversite kentidir. Hayat Ankara'da üniversite öğrencileriyle akar anlam bulur. Bizim seçilmiş insanlar ve kamu görevlileri olarak bu öğrencilerin rahat etmelerini kıllarına zarar gelmeden kendilerini ülkelerine yararlı bir birey olarak yetiştirmeleri için katkı sağlamak onlara en uygun imkanları sağlamak bizim en büyük görevimizdir. Bu çocukların her şeyinden bizler sorumluyuz. Üniversite öğrencileri itiraz etmek için tüm yurttaşlarımız gibi anayasal haklarını kullanıyor. Taleplerini ve itirazlarını anayasal çerçevede kullanan her bir birey devletin güvencesi altındadır. Anayasamız öyle söylüyor. Burada devleti yönetenlere onları itip kakmak yerine söylediklerini dinleme, anlama ve mümkünse yerine getirme vazifesi düşer.

"MEMLEKETTE HUZURSUZLUK YAŞANIYOR"

* Sokağa çıkmalarını öyle ya da böyle engellemek değil ne için sokağa çıkmışlarsa onu ortadan kaldırmak devletin asli görevidir. Demokrasi ve özgürlükler böyle gelişir. Üniversite öğrencileri meydanlarda, insanlar sokakta. Çünkü memlekette huzursuzluk yaşanıyor. Demokrasi yok sayılıyor. Gençler sizler de size yakışanı yapın. Haklıyken haksız duruma düşmeyin. Yasal ve demokratik her haklarınızı sonuna kadar kullanın ama hak arama çabanızın kullanılmasına asla izin vermeyin. Provokatif çevrelere karşı dikkatli olmalıyız.

* Gençler size yakışanı yapın. Demokratik haklarınızı sonuna kadar kullan. Amacınızın önüne geçecek her türlü eylemden uzak durun. Çünkü 19 Mart günü yaşananlardan sonra Türkiye iki yıl geriye gitti. Neden mi? İki yıldır uygulanan acı reçete ve üstelik dar gelirli insanlar üzerinden yapılan tasarruflar, vergi yükü diğer yükler birden bire çöp oldu gitti. Yıl sonu enflasyon verileri yeniden güncellenmek zorunda kaldılar. Bankalar risk alamayacak konuma geldi. Artık kredi vermekten çekinecek. Bunun bir tek sebebi var ülkede yaşanan hukuksuzluklardır.

"DÖVİZİN ARTMASI DEMEK DAHA FAZLA YOKSULLUK DEMEKTİR"

* Hukuksuzluk devam ettikçe var olan işsizlik sorunumuz katlanarak artacak. Tüm bunların sebebi biliyorsunuz ki hukuksuzluktur. İşte buna itiraz etmek için insanlar üniversite öğrencileri meydanlarda. Bu gençler üniversite mezunu işsizler listesinde yer almak istemiyorlar. Kendi geleceklerine ilişkin verilen yanlış kararları engellemek için buradalar. Bakın demokrasi ve hukuk dışı bir operasyonla zaten kırılgan olan ekonomi ters düz oldu. Faiz çıktı, döviz çıktı, Merkez Bankası dövizi tutmak için piyasaya 15 milyar dolar para sürdü. Dövizin artması demek daha fazla yoksulluk demektir. Sürekli boşlanan bir ülke yarattılar. İnanın mesele bu kadar basit.

* Hukuk, anayasa. Herkes hukuka uymak zorundadır. Memleketin meselesi bu. Evine et götüremeyen, ekmek götüremeyen, gençlerin umudunu kaybetmiş bir memleket. Bunu konuşmamız istenmiyor. İşte her şeyi, bunu konuşmayalım diye yapıyorlar. Bu kötü tablonun hesabını hiç sormayalım istiyorlar. İşte gencini, yaşlısını meydanlara döken neden de bu hukuksuzluktur. Hukuk olmadığı için ortaya yok hukuk olmadığı için ortaya yoksulluk, işsizlik çıkıyor. Ben dahil hepimizin görevi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını yerine getirmek, onlara rahat, huzurlu bir ülke mutlu bir kent, ülke sağmak. Bunu yapamıyorsak hiçbir bahanenin arkasına saklanamayız. Çünkü buradaki varlık nedenimiz budur.

"KÖTÜ NİYETLE İYİ MURADA VARILMAZ"

* Bu devletin patronu sizsiniz. Kötü yönetildiği zaman demokratik yollarla itiraz hakkınızı da bu nedenle sonuna kadar kullanmak sizin en büyük hakkınızdır. Seçim zamanında 31 Mart'ta devleti kötü yönetenlere oyunuzla değiştirebileceğinizi bileceksiniz. Bundan emin olacaksınız. Emin olmanız için de milli iradenin üzerine düşen en küçük bir gölge bu işleyen demokrasiyi sekteye uğratır. Seçilmiş belediye başkanının hakkını ve ona oy verenlerin iradesini korumak ve kollamak sadece devletin değil, ona oy veren siz seçmenin de görevidir.

* İradenize sahip çıkmak en doğal hakkınızdır. Kimse elinizden alamaz. Unutmayın her çağın kendi sınavı var. Kimi zaman karanlıklar, büyür, adaletsizlik derinleşir, umutlar susar. Ama biz biliyoruz ki bir araya geldiğimizde hep zorlukları aşabiliriz. Her engeli aşabiliriz. Aşık Veysel ne demiş? 'Başkasının baharını çalanın bahçesi çiçek açmaz. Başkasının güneşini kesenin üzerine güneş doğmaz.' Hala anlamadınız. Kötü niyetle iyi murada varılmaz.

"YAPILACAK EN ERKEN SEÇİMDE DE İNŞALLAH BU HUKUKSUZLUKLAR SANDIĞA YANSIYACAK"

* Bugün kötü yönetimden şikayet eden, haksızlığa uğradığını inanan herkesin, tüm muhalif çevrelerin yan yana gelmesi bir tercih değil, zorunluluktur. Onun için hep beraber hakkımızı aramak için buradayız. Herkes yan yana gelip bu kötülüklerden kurtulmak durumundayız. Umudumuzu asla kaybetmiyoruz. Siz de kaybetmeyin, biz buradayız. Dimdik ayaktayız. Ankara olarak ayaktayız. Bunu bütün iktidarlar görmek zorundadır. İktidarlar seçimle gelir. Seçimle gider.

* Eğer siz rakip olacağına inandığınız Ekrem Başkan'ın ayağına çelme takarsanız Ankara'da geçtiğimiz beş yılda nasıl engellendiğimiz zaman üç belediyemiz varken şimdi bu kadar belediyemiz var halk buna cevap veriyorsa işte yapılacak en erken seçimde de inşallah bu hukuksuzluklar sandığa yansıyacak. Bu nedenle diyorum ki; hep beraber, artık bizim de mazeretimiz yok. Ayın 23'ünde gideceğiz sandıkta oylarımızı kullanacağız. Bu aynı zamanda demokratik bir olaydır. Burada nasıl hakkımızı savunuyorsak sandıkta oy kullanmak suretiyle ortaya çıkacak sonuç iktidara kötü yönetime haksızlık yapanlara da büyük bir ders olacaktır.

* Bizlerin ne olursa olsun hukuktan başka sığınacağımız adaletten başka sığınacağımız hiçbir şey yok. Bu nedenle umuyorum ki Ekrem Başkan da inşallah en kısa zamanda aramızda olacak. Hem İstanbul'da hem Ankara'da bütün Türkiye'de onunla el ele vermek suretiyle inşallah bu kötü yönetimi hep birlikte göndereceğiz. Hakkınıza sahip çıktığınız için hukuka sahip çıktığınız için ülkenize sahip çıktığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Bizler emrinizdeyiz. Hep birlikte bu düzeni değiştireceğiz."

CHP’Lİ BAŞARIR: TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ PARTİSİ CHP’YE KAYYUM ATANMAK İSTENİYOR

Ankara'daki eyleme katılan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözlerine cevap verdi. Başarır açıklamasında şunları kaydetti:

* "18 ve 19 Mart darbesinden sonra dün Cumhurbaşkanı ilk kez konuştu. Bugün de Devlet Bahçeli Konuştu. Diyorlar ki 'Sokağa çıkmayın, oturun oturduğunuz yerde'. Ey Tayyip Bey, bizim yerimiz burası, bizim yerimiz sokak. Sen neredesin? Sarayda. Tayyip Bey halk sokakta sen neredesin?

"CHP’YE KAYYUM ATANMAK İSTENİYOR"

* Ülkede çok kötü şeyler oluyor. Dünya’nın en büyük barosuna kayyum atanıyor. Dünyanın en büyük büyük şehri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı gözaltına alınıyor. Türkiye’nin birinci partisi CHP’ye kayyum atanmak isteniyor. Ve bugün Devlet Bahçeli ve MHP Sözcüsü şahsıma, partime hakaret ediyor. Diyor ki yamuk gurup başkanvekili. Bakın yamukluk nedir biliyor musunuz? Önce ip atıp sonra sarayda ip atlayanlar yamuktur.

"DEVLET BAHÇELİ GİBİ KULLANIŞLI BİR MUHALEFET ARIYORSUN"

* Sen Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli gibi kullanışlı bir muhalefet arıyorsun. CHP senin istediğin, dizayn ettiğin gibi bir muhalefet değil. CHP artık Türkiye’nin birinci partisi. Hiç merak etmeyin biz kazanacağız, biz güçlüyüz, biz sokaktayız. Çünkü biz Hakka ve halka güveniyoruz. Atadığı yargıçların kirli kararıyla iktidarda kalmak isteyen zorba adam düşünsün bundan sonra. Halk geliyor, halk.

* Sayın Ekrem İmamoğlu ifadesini verdi. Hani dosyada çok vahim delil var diyorlardı. Dosyada şükürler olsun ki hiçbir vahim delil yok. Dosyada ne yok biliyor musunuz? Ayakkabı kutuları yok. Dosyada ne yok biliyor musunuz? Bilal yok, Bilal. O yüzden pazar günü hep beraber cumhurbaşkanı adayımıza oy vereceğiz. İşte Mansur Başkan burada, Ekrem Başkan orada el el verecekler, bu ülkeyi zorbalardan kurtaracaklar. Her şey çok güzel olacak."

BURSA'DA BİNLERCE KİŞİ YÜRÜDÜ

Bursa’da binlerce kişi Fomara Meydanı’ndan Kent Meydanı’na yürüdü. Yapılan basın açıklamasında, "Tek adam iktidarı giderek güç kaybettikçe, baskılarını artırmakta, halkın oylarıyla seçilen siyasetçilere, muhalif gazetecilere ve farklı düşünen herkese yönelik soruşturmalar başlatılmaktadır. Hukuk, iktidarın elinde bir sopa gibi kullanılmakta, her türlü farklı ses baskı altına alınmaktadır" denildi.

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ EYLEM YAPTI

Kocaeli Üniversitesi öğrencileri de Cumhuriyet Caddesi yürüyüş yolunda “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atarak gözaltılara tepki gösterdi.

Bir grup öğrenci polis barikatı önünde oturma eylemi yaparak “Hukuksuzluğa, şiddete, baskılara karşı haklı mücadelemiz sürüyor!” yazılı pankart açtı.

"BİR EKREM’İ ALABİLİRSİNİZ, ARKASINDAN BİN EKREM GELİR"

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, CHP İzmir İl örgütü, meclis üyeleri, ilçe başkanları, belediye başkanları, STK’lar, sendikalar ve meslek odalarının katılımıyla binlerce vatandaş ‘demokrasi nöbeti’ kapsamında Lozan Meydanı’ndan Alsancak Cumhuriyet Bulvarı’na yürüdü.

Kalabalık, “Hak hukuk adalet”, “Her yer İstanbul, her yer direniş”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlarıyla Alsancak’a gelirken alanda kurulan sahneden CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay halka hitap etti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay, şu ifadeleri kullandı:

* "Zor günler geçiriyoruz. Aslında biz bu zor günleri 22-23 yıldır geçiriyoruz. Her geçen gün özgürlüklerimizi, haklarımızı, geleceğimizi kaybediyoruz. Çok üzüntülü birkaç gün geçirdik. Ekrem İmamoğlu, herkesin sevdiği bir siyasetçi. Türkiye’nin hemen her bir köşesine gitmiş, herkese yardımcı olmuş değerli bir insan. Birkaç gündür nezarethanede. Belki kuru bir sedir üzerinde uyuyor geceleri.

* O da her birimiz gibi etten kemikten bir insan. Onun da ailesi, çocukları var. Onun da yüreği acıyor. İçinizdeki isyan her neyse ben onun iki katını hissediyorum. Günlerdir düşünüyorum... Günlerdir Türkiye’nin dört bir köşesinde yurttaşlarımızın bizden ne istediğini düşünüyorum. Biz eşitlik, adalet, demokrasi istiyoruz ve bunu sadece kendi yandaşlarımız için değil herkes için istiyoruz.

* Ekrem Başkan'ı gözaltına alırken örgüt lideri dediler. Ne örgütünün lideri! Anne-kart örgütünün mü lideri, metro örgütünün mü lideri, kreş örgütünün mü lideri, yurt yapanların örgütünün mü lideri, kent lokantası yapanların mı lideri? Böylesine önemli hizmetleri olan bir insanı nasıl saf dışı bırakmaya çalıştınız, onu görevden nasıl aldınız?

* İstanbulluları ve gelecekte Türkiye’yi onun hizmetlerinden mahrum bırakmaya nasıl cesaret ettiniz? Ne olursa olsun bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Bir Ekrem’i alabilirsiniz, arkasından bin Ekrem gelir. Bu toplum daha çok lider çıkarır. Ekrem İmamoğlu’na özgürlüğünü de bu toplum kazandırır.”

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNE İZİN VERİLMEDİ: 7 GÖZALTI

Pamukkale Üniversitesi öğrencileri, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını protesto etmek için yürüyüş düzenlemek istedi. Polis, yürüyüşe izin vermeyerek müdahalede bulundu. 7 öğrenci gözaltına alındı.

KARS KALESİNE İMAMOĞLU’NUN POSTERİNİ ASMAK İSTEYEN 3 CHP’LİYE GÖZALTI

Kars Aslan Heykeli önünden bir araya gelen vatandaşlar buradan polisin aldığı geniş güvenlik önlemleri altında sloganlar atarak Kazım Paşa Caddesi boyunca yürüdü. Bedesten bölgesinde yürüyüşün tamamlanmasının ardından basın açıklaması gerçekleştirildi.

CHP Kars İl Başkanı Onur Uludaşdemir, CHP Susuz Belediye Başkanı Oğuz Yantemur ve Selim İlçe Belediye Başkanı Barış Koç’un konuşmalarının ardından, partililer Kars Kalesi'ne yöneldi. Bu sırada 3 CHP’li genç, Kars Kalesine İmamoğlu’nun posterini asmak istedi. Olayı gören polisler, partililerin Kars Kalesi'ne çıkmasını engelledi. Bu sırada Kars Kalesi'nin eteklerine İmamoğlu’nun posterini asmak isteyen 3 CHP’li, polisler tarafından gözaltına alınarak Emniyet'e götürüldü. Daha sonra 3 kişi adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.