Özlem Güvemli / NEFES
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul’u tehdit eden Kanal İstanbul projesine karşı yürütülen hukuki süreç ve son gelişmeler hakkında Florya’daki İstanbul Planlama Ajansı yerleşkesinde bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Toplantının açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Başından beri arayışımız, bir ortak akıl arayışıydı. Bilimsel zeminde konuşabilme ve tartışabilme arayışıydı. Ama ne yazık ki bu hedefe bir türlü ulaşamadık. Hiçbir davetimize, hiçbir bilim ve teknik insanı gelmedi” dedi.
“İMZA ATAN TEK KİŞİ BİLE KATILMADI”
İBB olarak düzenledikleri Kanal İstanbul Çalıştayı’na özellikle ÇED raporuna olumlu görüş veren bilim insanlarını çağırdıklarını belirten İmamoğlu “O rapora imza atan bilim insanlarına ‘Lütfen gelin, ne için olumlu görüş veriyorsunuz bize anlatın, duymak istiyoruz. İstanbul halkına sizin sözlerinizi duyurmak istiyoruz’ dediğimiz o çalışmaya dahi tek bir kişi katılmadı” diye konuştu.
“İSTANBUL ALABORA OLURDU”
İmamoğlu, Kanal İstanbul’un Türkiye ve İstanbul için bir beka meselesi olduğunu yineleyerek “Biz, 2019’da İstanbul muhafızı olmayı başaramasaydık, bugün İstanbul kenti, bir kez daha tepeden tırnağa alabora olmuş olurdu. İnanın gözlerini kırpmadan, bunu yaparlardı. Ve sadece 135 milyon metrekarelik alanın, yüzde 60-70’i tarım alanı, orman alanı olan bu alanın alabora edildiğini, altının üstüne getirildiği bir ortamın çektirdiği çileyi düşünsek, bizim aslında ülkemizi ve şehrimizi ne denli büyük bir beladan kurtardığımızın bir göstergesidir” dedi.
KURUM’U ELEŞTİRDİ
Kanal İstanbul çalışmalarının kapalı kapılar ardında sürdüğüne dikkat çeken İmamoğlu, yerel seçimde rakibi olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a gönderme yaptı. İmamoğlu şunları söyledi:
“Kanal İstanbul, İstanbul’un geleceği açısından çok tarihidir, önemlidir, büyük bir tehdittir ama bu işin altına imza atanlar, sesini bile çıkarmıyor. Tek bir kelime dahi çıkıp anlatıda bulunmuyor. Daha acısı; 2019’dan sonra kanal meselesine dair bilgilendirme çabalarımız, kampanyalarımız engellendi. Polisle panolar, bildiriler sökülmeye çalışıldı. Ama çok enteresan bir şey; farkındaysanız, son genel seçim olsun, son yerel seçim olsun, kanal işini unuttular.
Ağızlarına bile almadılar. Hatta son İstanbul seçiminde, rakibim, ‘Benim gündemimde yok’ dedi. Şimdi Şehircilik Bakanı. İmza atıyor her gün kanalla ilgili birçok konuya. Yani sırası geldiğinde kanal işinin ne kadar ayıp olduğunu, kamuoyunun nezdinde ayıplandığını, çok kötü bir yere konduğunun farkındalar. Ağızlarından kelime çıkmıyor. Ya da inkar ediyorlar.
Yani bir devlet adına, hükümet adına, millet adına görev yapan bir makamdaki bir insanın inkar ederek, yalan söyleyerek, oy devşirme çabasının bu kadar pervasızca yapıldığı bir konu çok az vardır. Yani bu kadar kişiliği zedeleyen, itibarı zedeleyen tutum ve davranışları yapma konusunda geri durmayacak kadar bu arkadaşları bu konuda motive eden nedir?
Vallahi anlamadım, billahi anlamadım. Anlamaya çalışıyorum. Bu derin bir şey. Yani bir para meselesi olduğunu, bir çıkar meselesi olduğunu zaten keşfediyoruz ama tek başına bu mudur; emin değilim yani. Ve bunun derinlemesine araştırılması gerekir. Bu konunun partisi yoktur. Bu konunun siyaseti yoktur.”
“ULAŞTIRMA BAKANLIĞI 356 MİLYAR BÜTÇE AYIRDI”
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün de hukuki süreç hakkında bilgi verdi. Son olarak kanalın çevresine kurulacak Yenişehir için verilen rezerv yapı alanı ve buna bağlı Çevre Düzeni Planı değişikliği kararlarının iptal edildiğini hatırlattı.
İBB’nin Kanal İstanbul için verilen “olumlu ÇED” raporuna açtığı davanın da sürdüğünü aktaran Akgün, davada çıkan bilirkişi raporuna yaptıkları itiraz sonucunda mahkemenin ikinci bilirkişi raporunun hazırlanması için 25 Şubat’a kadar süre verdiğini belirtti.
Akgün, projenin rafa kalmadığını planlama ve ihale süreçlerinin devam ettiğini vurgulayarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2024-2028 Stratejik Planı’nda Kanal İstanbul’a 356 milyar TL bütçe ayrılarak yüzde 45’inin bitirilmesinin hedeflendiğini açıkladı.