İşte yeni Atlantis: Gizemli milyoner batık taş ocağına şehir inşa ediyor

Modern zamanların Atlantis'ini oluşturmak için bilim insanları ve mühendisler harekete geçti: Denizaltı konaklama yeri inşa etmek için el ele verdiler. Projeye dalgıçlık, deniz biyolojisi, teknoloji, finans, inşaat ve üretim alanlarında uzman kişiler yardım ediyor.

Dünya genelinde yapılan geniş çaplı araştırmalar sonucunda sualtı şehri için en uygun yerin, Galler sınırındaki Chepstow olduğuna karar verildi.

İşin en ilginç tarafıysa projeyi tek bir kişinin fonluyor olması. İngiliz gazetesi The Guardian’da yer alan habere göre kimliği açıklanmayan bu kişi, projeye yüz milyonlarca sterlin aktardı.

Gloucestershire’daki 20 hektarlık arazi, bir zamanlar taş ocağıydı ancak 1990’larda sular altında kaldı ve 2022’ye kadar da bir dalış okulu tarafından kullanıldı. Şimdiyse burası konaklama birimlerinin, bir okulun, insanları 80 metre derinliğindeki yaşam alanlarına götürecek mini denizaltılar için platform olarak kullanılacak son teknoloji tesise dönüştürülecek.

Bu sualtı birimleri önce bilim insanlarını eğitmek için kullanılacak. Daha sonra da amaç sualtında yaşamaya kararlı bir şekilde kirasını ödeyebilecek herkese açık hale gelecek.

Yaşam birimlerinin denizin 200 metre altına kadar indirilebileceği düşünülüyor. 200 metrede gün ışığı kuşağı bitip alacakaranlık kuşağı başlıyor. Yine bu seviyede sadece David Attenborough belgesellerinde görülebilecek türden deniz canlılarını görmek de mümkün olacak.

Deep projesinin yönetiminden sorumlu Mike Shackleford, “1950 ve 60’larda uzay ve okyanus yarışı vardı. Sonuç olarak uzay yarışı kazanıldı. Uzay ulaşması zor bir yer ve ulaştığınızda da nispeten zararsız bir ortam vadediyor. Oysa okyanus bunun tam tersi: Denizin dibine ulaşmak kolay ama ulaştığınızda da her şey sizi öldürmek istiyor” diye anlatıyor.

“Yine de karşılaştığım tüm okyanusbilimcilerin ‘Okyanuslar hakkında ne kadar az şey bildiğimizi bilsen şaşarsın’ dediğini duyuyorum” diyerek sözünü sürdüren Chackleford “Dolayısıyla birinin ilk adımı atarak denizler altına ineceğimiz ve olay yerinde çalışabileceğimiz teknolojiyi yaratmak için ilk adımı atması lazım” diyor.

Deep projesindeki ilk plan 28 güne kadar kapsüllerin içinde kalmak. İlerideyse bunu aylara ve yıllara çıkarmayı hedefliyorlar.

Ana rekreasyon alanı altı metre çapında bir yarım küre. Üst kattaysa bir mutfak ve bilimsel çalışma için kullanılabilen bir alan var. Burada altı yatak odası, büyükçe bir tuvalet bulunuyor. Her şey suyun 200 metre altındaki basınca dayanıklı olacak şekilde tasarlanmış çelik malzemeden.

Deep mühendisleri Det Norske Veritas (DNV) denen sınıflandırma ve güvenlik ajansıyla çalışıyor. Bu şekilde tasarım ve üretim aşamasının daha güvenli yollarla gerçekleşmesi amaçlanıyor.

Aslında daha önce de denizler altında yaşamanın yolunu bulmak için birtakım adımlar atıldı. Örneğin yönetmen Jacques Cousteau, 1960’larda Continental Shelf diye bir firişim başlatarak sualtı yaşamının öncüsü oldu. Bu projede beş metre uzunlığunde, 2,5 metre genişliğinde çelik bir silindir, Marsilya’nın 10 metre altına indirilmişti.

Cousteau daha sonra Fransız petrokimya endüstrisinin finanse ettiği yerlerde Conshelf’in daha sofistike versiyonlarının yapılmasına yardım etti. Ancak daha sonra kendini denizi koruma çalışmalarına adayarak bu kariyerinden vazgeçti.

80’lerdeyse bu girişimler tamamen rafa kalktı. Son ve en gelişmiş sualtı habitatı, Florida’da suyun 19 metre altına inşa edilen Aquarius sualtı laboratuvarıydı. Şu anda Florida Uluslararası Üniversitesi tarafından işletilen bu laboratuvar, 1980’lerde inşa edilmişti. Bugün de kullanılmaya devam eden tek sualtı insan yaşam alanı.

Laboratuvar bugünlerde NASA’nın astronotlarını uzaydaki geleceğe hazırlamak için yürüttüğü Neemo programı için kullanılıyor.