Türkçede "binaenaleyh" ya da "pestenkerani" gibi telaffuzu zor birçok kelime var. Ancak bu kelimeleri daha çok "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" gibi eski kitaplarda görüyoruz. Genelde konuşma dili çok daha basit ve sıradan oluyor. Örneğin en sık kullandığımız kelimelerin başında "ve" bağlacı geliyor. Bir diğer çok kullandığımız kelime de "bir."

Yapılan yeni bir araştırma kambur balinaların da şarkı söylerken "Zipf kanunu" denen bu yöntemi kullandığını gösteriyor.

Bilim insanları balinaların şarkılarının insan diliyle eşdeğer olmadığını not düşse de bulguları, kompleks ve kültürel olarak aktardıkları sözlü iletişim formlarının insan diliyle aynı yapısal formlara sahip olduğunu gösteriyor.

Science dergisinde yayınlanan çalışmanın yazarlarından Edinburgh Üniversitesi'nde dil evrimi uzmanı Simon Kirby "Öğrenmeyi kolaylaştırmak için bu yola girdiklerini düşünüyoruz. Dili insanlar tarafından aktarılması gereken kültürel olarak evrimleşen bir sistem olarak görüyoruz. Aynı mantık balinaların şarkısında da geçerli" diyor.

ZİPF YASASI

Adını dilbilimci George Kingsley Zipf'ten alan Zipf yasasına göre bir dildeki kelimelerin kullanım sıklığının sıralamalarıyla ters orantılı olduğunu söylüyor. Bu kalıbın neden oluştuğu ve ne kadar anlamlı olduğu hala tartışma konusu.

Bazı araştırmalar kelimelerin kullanılma sıklığındaki dengesizliğin öğrenmeyi kolaylaştırabileceğini öne sürüyor. Eğer durum böyleyse başka kültürel iletişim sistemlerinde de benzer örüntüler görmek mümkün olabilir.

BEBEKLERİN KULLANDIĞI YÖNTEMDEN ESİNLENDİLER

İşte bilim insanları bu yüzden aynı modelin balina şarkılarında da görülüp görülmediğini araştırdı. Erkek kambur balinalar tekrar tekrar aynı ifadeleri kullanarak uzun, ayrıntılı şarkılar söylüyor. Bazı kambur balina sürülerinde tüm erkek balinalar aynı şarkıyı söylese de bu şarkı zamanla evrimleşiyor. Bu evrimleşme bazen kademeli olarak, bazen de tamamen gerçekleşiyor.

Bunun nasıl gerçekleştiği hala bir sır. Balina şarkılarını araştıran bilim insanları, insan dilini araştıranların karşılaşmadığı türden bir zorlukla karşı karşıya: Bu dile tamamen yabancılar. Dolayısıyla bilim insanlarının yaşadığı ilk zorluk, şarkıları anlamlı birimlere ayırmak oldu. Bunun için de bir kelimenin nerede başlayıp bittiğini belirlemeleri gerekti.

Bunu yapmak için de bebeklerden esinlendiler: Normalde bebekler insan konuşmalarındaki akışı ayırt edebilmek için temel istatiksel bir akıl yürütme yapıyor: Birlikte kullanılan hecelerin aynı kelimenin parçası olma olasılığı yüksek oluyor.

İNSAN DİLİYLE BENZER YANLARI

Araştırmacılar Yeni Kaledonya çevresindeki sularda sekiz yıl boyunca kaydedilen kambur balina şarkılarını bu mantıkla temel ses ögelerine dönüştürdüler. Daha sonra sık sık yan yana gelen sesleri alt dizi olarak belirlediler.

Araştırmacılar bu alt dizilerin kullanılma sıklığının Zipf yasasıyla aynı olduğunu buldu. Örneğin inleme sesleri en yaygın alt diziydi, bir sonraki en yaygın alt diziden yaklaşık iki kat daha sık kullanılıyordu. Onu da bir inlemeyi üç bağırma sesi izliyordu. Ayrıca en sık kullanılan diziler genelde en kısalardı.

İnsanlar ve kambur balinalar birbirine yakın değil, ayrıca balina şarkıları da insan diliyle benzer anlamlar taşımıyor. Ancak her iki iletişim sistemi de kültürel olarak aktarılıyor, bir topluluk içinde öğreniliyor ve nesiller boyu kullanılıyor.