TARIK IŞIK / NEFES
ATATÜRK Havalimanı Devlet Konukevi’ndeki yangın hidroforlarına giden tonlarca kablonun havalimanını film platosu olarak kullanan bazı kişilerce güvenlik kameraları “off durumuna (kapalı)” getirilerek gizlice dışarıya çıkarıldığı ortaya çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, Atatürk Havalimanı’ndaki kablo hırsızlığı ile ilgili yeni bilgiler paylaştı. Havaalanının film platosu olarak kullandırıldığını söyleyen Karasu, şunları söyledi:
BÜROKRATLAR SUSTURDU
“Film çeken ekiplerinin kullandıkları alet ve ekipmanı taşıyan yüksek tonajlı TIR’lar da havaalanına sokuluyor. Ancak bu araçlar, içerdeki organize bir ekip tarafından gerektiği gibi denetlenmiyor. Hatta hırsızlığa göz yummaları için, güvenlik kameraları ‘off’ hale getiriliyor. Olaya tanık olup engellemek isteyen personel, organizenin içinde olan bürokratlar tarafından mobbing ile susturuluyor. Bu araçlara içerden yükleme yapılıyor ve böylece kablolar dışarı çıkarılıyor..”
Ulaş “Hırsızlık vakaları daha önce İstanbul Atatürk Havalimanı’nda başmüdür yardımcılığı ve DHMİ Genel Müdürlüğü Pazarlama Daire Başkanlığı da yapan L.E.’nin de içinde bulunduğu ve halen görevde bulunan bazı personel tarafından “organize” olarak gerçekleştirildiği öne sürülüyor. Sadece kablolar değil, daha önce güvenlik kameraları da buradan çalınmış durumda. Bu güvenlik zafiyetinin hesabını kim verecek? Havalimanını adeta film çeker gibi soymuşlar. Yarın, öbür gün buradan çalınan aletleri ‘Şam Havaalanı’nı ayağa kaldırmak için gönderdik’ derlerse şaşırmayın” dedi.
Şebekede kimler var?
CHP’li Karasu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’na şu soruları yöneltti:
- Devlet Konukevi’nin de içinde olduğu Atatürk Havaalanı’nda son bir yıl içinde kaç hırsızlık vakası meydana gelmiştir? Çalınan alet ve teçhizatların mali değeri nedir?
- Hırsızlık organizasyonu içinde yer aldığı öne sürülen Z.U adlı personel bulunmakta mıdır? Bu personelin de hırsızlık vakalarında organizasyon yaptığı iddiası doğru mudur?
- Hırsızlık olaylarını bilen ve uyaran personelin de sürekli şantaj ve tehdit edildiği iddiası doğru mudur?