ÖZLEM GÜVEMLİ / NEFES

Toplumda deprem bilinci yaratmak amacıyla her yıl 1-7 Mart Deprem Haftası olarak bir dizi etkinlik düzenleniyor. Deprem haftası nedeniyle büyük deprem beklenen İstanbul’daki son durumu İBB Şehircilik Grubu Başkanı ve KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt ile konuştuk. Kurt, Türkiye’nin en büyük yapı stoğunun bulunduğu İstanbul’daki yapıların yüzde 70’inin 2000 yılı öncesi yapılmış durumda olduğunu ve bu nedenle risk taşıdığını vurguladı.

ÇÖZME ŞANSIMIZ YOK

Kurt, İstanbul’da risk altında binaları dönüştürmek için İBB şirketi KİPTAŞ’ın “İstanbul Yenileniyor” projesine gelen yoğun talebe rağmen kamu bankalarından kredi alamadıkları için dönüşümün engellendiğine dikkat çekerek çarpıcı açıklamalar yaptı. Kurt şunları söyledi:

- “KİPTAŞ’ın elinde, 1.8 milyon insanın yaşadığı 560 binden fazla bağımsız birimden gelen ‘maliyetini biz karşılayacağız, gelin dönüştürün’ talebi var. Bu taleplerin içinde de salt çoğunluğu sağladığımız, teknik süreçlerin tamamlandığı artık yıkım ve yapım işlemlerine başlayabileceğimiz yaklaşık 50-55 bin vatandaş var. Bilim insanlarının açıkladığı İstanbul’daki risk haritasında gösterilen noktalardan gelmiş en çok başvuru. Vatandaş olayın farkında ama çaresiz. ‘Parasını vereceğim gel yenile’ diyor. Buna çözüm üretmemiz gerekiyor. Ama finans ayağı eksik. Kamu bankalarına ‘bize borçlanmak isteyen en azından dar gelirli ve riskli yapıda oturan vatandaşları kredilendirme konusunda destek ol’ diyoruz. Ama kamu bankalarını sürece dahil edemiyoruz. Yapı stoğumuzda 1 riskli bina da olsa 1 milyon riskli bina da olsa bu akılla bizim bunu çözme şansımız yok.

VEBALE GİRİYORLAR

- Niye özel bankalardan kredi almıyorsunuz diyorlar. Özel bankaların oranının çok altında kamu bankaları. Bazı kamu kurumlarının kampanyalarında veya bazı ayrıcalıklı gruplara uygun oranda kredi veriliyor. Biz diyoruz ki; ‘Kamu bankasısın, bu işte kar etmek zorunda değilsin. Uygun ödeme planıyla düşük faizli, düşük taksitli vatandaşı borçlandır.’ Bunu özel banka yapamaz. Onlar tüccar ama kamu bankası öyle değil. TOKİ’nin, Emlak Konut’un birçok kampanyasını destekleyen böyle uygulamalar yapıldı. Biz de ‘İstanbul’daki riskli yapılarda oturan vatandaşlar için bunu yap’ diyoruz. Orada oturan kamu bankası yöneticileri memurlar. Şu anda ciddi anlamda suç işliyorlar. Büyük vebale giriyorlar vicdanen. Ki vicdanları olduğunu düşünmüyorum. Hukuken de büyük suç işliyorlar.

CEVAP GEREK

- KİPTAŞ’ın mevduatını kamu bankasında tutması zorunlu. Kamu bankalarında 550 milyon TL mevduatımız var ama kredi alamıyoruz. Bırakın krediyi bir mahkeme dosyası için teminat mektubu alamıyoruz. Tüm kamu bankalarının genel müdürlerine yazı yazdık. İBB Başkanımız bankaların yönetim kurulu başkanlarına yazdı. 1 yıl oldu cevap alamayınca BDDK’ya şikayet ettik kamu bankalarını. Oradan da cevap yok. Kapı duvar. Cevap bekliyoruz. Bazı bankalardan çok ciddi belge istendiğini biliyoruz. Çünkü bizden de isteniyor. Belli bir süre bekledikten sonra dava açacağız.”

TÜRKİYE’DE SOSYAL KONUT ÜRETİLEMEZ

Ali Kurt, Türkiye’de artık kısa dönemde sosyal konut üretilmesinin de mümkün olmadığını söyledi. Kurt “Sosyal konut, asgari ücretlinin taksitle alabileceği konuttur. Asgari ücret 22 bin TL. İnşaatın metrekare maliyeti 27 bin TL. Yani bir asgari ücretli bir metrekare konut alamıyorken ben ürettiğim bir konuta nasıl sosyal konut diyebilirim ki. Emlak Konut’un sosyal konut projesinde 450 bin liralık aylık ödeme planından bahsediliyor” dedi.

EMLAK KONUT PROJESİNDE KANAL İSTANBUL AYRINTISI

Emlak Konut’un “ev almak hiç bu kadar kolay olmamıştı” sloganı ile reklamı yapılan konut kampanyasını da eleştiren Ali Kurt “Aylık 300-400 bin taksitleri var. Belli bir gelir grubu için iyi bir seçenek. Ama biz o gelir grubunda değilz” dedi. Kurt sözlerine şöyle devam etti:

“Eğer o rakamlarla konut satmamız bekleniyorsa bir kamu iştiraki olarak, onu yapmak kolay. Herkes arsasını bize vermek istiyor. Ama biz politik olarak kaynakları, belli gelir grubunun üstüne değil alt gelir grubuna aktarmaya çalışıyoruz. Kamu kurumu Emlak Konut’un satışa çıkardığı konutların bir kısmı da Kanal İstanbul bölgesinde yaptığı konutlar. İmara açılan ama hukuksuz olan, altlığı dolu olmayan bazı projeleri de meşrulaştırmaya çalışıyorlar bu kampanyayla. Projelerin birçoğu imar hareketi anlamında sorunlu. Mesela bazı projeleri gaz ve su bağlantılarıyla ilgili problem var mı yok mu hukuken? Satışa çıkan projeler hep tartışmalı.”