Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Napolyon'un Moskova seferi bozgununu hatırlatmasına ilişkin, "Tarihi yanlış yorumladığını düşünüyorum" dedi.

Avrupa Birliği (AB) liderleri, Belçika'nın başkenti Brüksel'de olağanüstü bir zirve için bir araya geldi. Zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında Macron, "Avrupa'da ciddi bir dönemden geçtiğimizin hepimiz farkındayız" dedi.

Macron, barışın sağlanmasını istediklerini ancak Ukrayna için hiçbir garanti olmadan aceleyle müzakere edilecek bir ateşkesi arzulamadıklarını vurguladı.

"Ukrayna'da, bu ülkenin egemenliği ve güvenliği yanı sıra bizim de güvenliğimiz söz konusu" ifadesini kullanan Macron, Rusya'nın Avrupa ve Fransa için uzun vadede varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu kaydetti.

Rusların, 2022'de İstanbul'da yapılan müzakerelerde ve daha sonra da niyetlerini ifade ettiğini belirten Macron, Moskova hükümetinin, Ukrayna'da hiçbir ordu bulunmamasını ve ülkenin askerden arındırılmasını istediğini söyledi.

Macron, "Ruslar, Ukrayna'yı tarafsız bir ülke olarak görmek istediklerini söylüyorlar. Bu da küçültülmüş bir ordu anlamına geliyor" dedi.

'SAVUNMA KAPASİTEMİZİ ARTIRMALIYIZ'

Putin'in, "(Napolyon'un Moskova seferi bozgunu) Hala nasıl bittiğini unutarak Napolyon'un zamanlarına geri dönmek isteyen insanlar var" sözlerinin hatırlatılması üzerine Macron, şöyle konuştu:

"Tarihi yanlış yorumladığını düşünüyorum ve bu beni şaşırtıyor. Napolyon fetihler gerçekleştirdi ancak bugün Avrupa'da gördüğüm tek emperyalist güç Rusya'dır. O tarihe revizyonist ve emperyalist bir bakış açısıyla yaklaşan bir liderdir."

"Kısa vadede önceliğimiz, Ukrayna ve ordusunu desteklemek" diyen Macron, AB'nin bu yıl Ukrayna'ya 30,6 milyar avro destek sağlayacağını duyurdu.

Macron, "Ukrayna'da ne olursa olsun, tehdidi göz önünde bulundurduğumuzda, savunma kapasitelerimizi artırmalıyız. Önümüzdeki birkaç yıl içinde Avrupalılar için bağımsız savunma kapasitelerini oluşturmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.

Macron, bu süreci NATO ve diğer ilgili taraflarla yakın işbirliği içinde sürdüreceklerini belirterek, nükleer caydırıcılık konusunda ilerlemek isteyen AB devletleriyle stratejik bir diyalog başlatmak istediğini bildirdi.