Ankara Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı, Ankara Kent Konseyi (AKK) iş birliğiyle kadınların kent yaşamındaki deneyimlerini ve beklentilerinin konuşulduğu “Mor Mikrofon” paneline ev sahipliği yaptı. “Genç Kadınların Gözünden Eşitlikçi ve Kapsayıcı Kentler” temasıyla düzenlenen panele ABB Başkanı Mansur Yavaş, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, ABB Başkanvekili Faruk Köylüoğlu, bürokratlar, belediye meclis üyeleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.
"KİMSE VAZGEÇİLMEZ DEĞİL, KİMSE OLAĞANÜSTÜ DEĞİL"
Salonu dolduran genç kadınlara seslenen Yavaş, kent yaşamında eksikliği hissedilen hizmetlerin sorgulanması gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi:
* "Sevgili gençler, bugün sizi yönetenler var. Adı belediye başkanı olur, cumhurbaşkanı olur, başbakan olur. Okulda rektör olur, öğretmenleriniz de olur. Onların hepsi sizin memurunuz. Dolayısıyla sizi yöneten insanların tümüne bakarken bu bakışla bakın. Böyle bakarsanız kadınlar, gençler toplumdaki herkes haklarını bilir ve o haklarını ister. Ama biz de çok eski yıllardan beri şöyle bir söz vardı işte diyelim ki bir tane memurun, zabıtanın düğmesini kopardığın zaman 6 aydan başlar gibi bir şey vardı. Düğme kopmamalı tabi ama öbürü de kopartacak duruma getirmemeli.
* Kendisini çok hâkim durumda görüp normalde maaşını ödeyen insanlara karşı o da iyi davranmalı. Hayatta gördüğünüz hiç kimse çok özelliği olan insanlar değildir, kimse vazgeçilmez değil, kimse olağanüstü değil. Bunu da bilin yani hepimizin bir sürü eksikleri, kusurları var. Sadece ve sadece bizden şunun hesabını sorabilmelisiniz: Kent yaşamında sizlere eksik gelen neler var? Bunları sorgulayıp bize ‘Niye yapmıyorsunuz?’ diye siz sorgulayacak durumdasınız."
Sosyal medya ve Başkent 153 üzerinden gelen taleplerle de vatandaşların yönetime katıldığını söyleyen Yavaş, “153 hattı, sosyal medya, WhatsApp mesajı gibi Ankara Büyükşehir’e müracaat sayısı kaç biliyor musunuz? Tam 3 milyon. Bu neyi gösteriyor? Vatandaşın bir şekilde sizi azarlasa da eleştirse de talepte de bulunsa demek ki 3 milyon insan size bir şekilde kendi talebiyle ilgili ulaşıyor” diye konuştu.
“VATANDAŞI YÖNETİME KATMAK KENT KONYSEYLERİYLE MÜMKÜN”
Yavaş, vatandaşların yönetime aktif katılımının kent konseyleriyle daha etkin bir şekilde mümkün olduğunu belirterek, şunları söyledi:
* "Katılımcı belediyecilik adına 550 tane kamu ve özel kuruluşa ‘Biz önümüzdeki yıl bütçeyi hazırlıyoruz, sizlerin talepleri nedir? Çünkü parayı siz veriyorsunuz, yani ödeyen karar verir diye bir söz var. Bize bildirin’ diyoruz. Biz de bütçeyi o yönde hazırlamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla vatandaşı işin içerisine katmanız lazım. Toplum kesimleri içerisinde onların taleplerine göre para harcamanız lazım. Sonuçta onların parasını harcıyorsunuz.
* Belki siz bir öncelik verebilirsiniz o kadar talebin içerisinde. Bunu belirlemenin en iyi yolu nedir? Sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirmek, üniversiteleri harekete geçirmek. Bunu da nasıl yaparsınız? Kent Konseyi üzerinden yaparsınız” diye konuştu.
"ŞİARIMIZ, ANKARA İÇİN SÖZÜ OLAN HERKES BUYURSUN GELSİN"
Kent Konseyi'nin gece gündüz demeden Ankara için söz söyleyenlerin ortak akılla toplanma noktası olduğuna da değinen Yavaş, şöyle konuştu:
* "Çok soğuk bir gün pazar günü evdeyim. Bakıyorum sosyal medyadan bir mesaj düşüyor; ‘Kent Konseyi’nin bir meclisi toplantı yapıyor.’ O pazar da çıkmış evinden gelmiş, Ankara için bir şey söylüyor. Zaten şiarımız şuydu, Ankara için sözü olan herkes buyursun gelsin. Yani taleplerini bize bildirsin, yol göstersin. Eksiğimizi bilelim, her şeyi görme şansınız yok. Artık biz alıştık sosyal medyadan bir mesaj, ‘Şuradaki rögar kapağı çıkmış, kör müsünüz?’ Eyvallah diyoruz, yani kör değiliz ama siz duyurmasanız biz nereden görelim, kocaman Ankara…
* Ama bu iletişimden de son derece memnunuz. Önemli olan kenti beraber yönetmek. Öğrencisiyle, işçisiyle, yaşayan kentteki yurttaşlarla, üniversitelerle, meslek odalarıyla beraber yönettiğiniz zaman mükemmele yakını yakalarsınız. Hiçbir zaman mükemmel olmaz ama ‘Ben her şeyi çok iyi biliyorum’ der, meslek odasını, işin uzmanlarını dinlemezseniz hep yanlış yaparsınız. Bundan da ben son derece korkuyorum çünkü biz vatandaşın parasını harcıyoruz. Sizlere karşı sorumluyuz, nereye harcayacağımızı soruyoruz.”