Şempanzeler sadece Afrika'nın yağmur ormanlarında ve ormanlık bölgelerinde yaşıyor. Orangutanlarsa Endonezya'nın cangıllarında. Oysa insanlar neredeyse her yerde yaşayabiliyor. İnsanlık bugüne kadar tundralardan dağların tepesine, çok uç çevre olaylarının yaşandığı yerleri bile kendine ev belledi.

Bilim insanları, bu adaptasyonun modern insanın doğuşuna imkan tanıdığını ve beynimizin evrilmesinin bir işareti olduğunu söylüyor. Ancak yeni bir araştırma insanlığın sandığımız kadar özel olmadığına işaret ediyor.

Araştırmacılar bir milyon yıl önce "Homo erectus" denen nesli tükenmiş bir insan türünün, insanlığın sınırı olarak bilinen çok katı çöl koşullarında geliştiğini gösteriyor. Üstelik Homo erectus bunu, daha Homo sapiens ortaya çıkmadan önce başarmış.

Meğer nesli tükenmiş bu insan türü zorlu çöl koşullarında hayatta kalabilmiş - Resim : 1
Fotoğraf: Calgary Üniversitesi

Communications Earth and Environment dergisinde perşembe günü yayınlanan çalışmanın yazarı ve Calgary Üniversitesi'nde arkeolog Julio Mercader "Bu çalışma, adaptasyon anlatısında kayda değer bir değişime işaret ederek, bunun Homo sapiens'in de ötesine, daha ilkel akrabalarımıza taşıyor" diyor.

HOMO ERECTUS BİR BAŞKA

Tarih kitaplarında hep şöyle anlatılır: Altı milyon yıl kadar önce Afrika'da diğer maymunlardan ayrılan homininler, yani atalarımız, milyonlarca yıl ormanlık alanlarda yaşamış. Aşırı hava olaylarının yaşandığı yerlere gitmekten kaçınmış.

Oysa hominin fosilleri bakımından zengin Doğu Afrika'yı etraflıca inceleyen Mercader ve meslektaşları, Tanzanya'nın kuzeyinde Engaji Nanyor denen bir yerde ilginç bulgulara rastladı. Paleontologlar daha önce burada Homo erectus fosilleri bulmuştu.

Meğer nesli tükenmiş bu insan türü zorlu çöl koşullarında hayatta kalabilmiş - Resim : 2
Fotoğraf: Calgary Üniversitesi

Homo erectus'un Afrika'da iki milyon yıl önce evrime uğrayan bir tür olduğuna inanılıyor. Modern insanların boyuna ulaşan ilk tür Homo erectus'tu, koşmak için uzun bacaklara sahip olan da. Beyinleri de diğer ilkel homininlerden daha büyüktü, yine de beyinlerinin büyüklükleri modern insanların üçte ikisi kadar ediyordu.

Homo erectus bir noktada Afrika'dan Endonezya'ya uzanan bir göç yolculuğuna başladı, ki 100 bin önceki yok oluşları da Endonezya'da meydana geldi.

KAÇMAK YERİNE AYAK UYDURMUŞLAR

Araştırmacılar şimdi Homo erectus'un bir milyon yıl önce Engaji Nanyor'da nasıl bir çevrede yaşadığını araştırdı. Fosil polen taneciklerini incelediler, taşların yapısını analiz ettiler ve bölgedeki diğer ipuçlarını aradılar.

Yüz binlerce yıldır araştırmacılar Engaji Nanyor'un ormanlık bir alan olduğundan emindi. Oysa bir milyon yıl önce bölgeye kuru bir iklim hakim olmuş, ağaçlar yok olmuştu. Engaji Nanyor çöle dönüşmüş, ilkel homininler için yaşanmayacak bir kuraklık başlamıştı.

PEKİ NASIL?

Öyleyse Homo erectus'lar bu koşullar altında nasıl hayatta kalabilmişti? Çünkü homininler burayı terk edip yeni evler aramak yerine nasıl hayatta kalacaklarını çözmeye çalışmıştı. Bu örneklerden biri hayvan leşlerini bulmak için kullandıkları yöntemleri değiştirmekti.

Homininler fırtınalardan sonra ortaya çıkan göletleri ve akarsuları buldu. Ancak bu geçici su birikintilerinden su içmekle kalmayıp, su içmeye gelen hayvanları avladılar.

Bir diğer adaptasyon yöntemi de kullandıkları aletleri geliştirmekti. Taşları yontarken uçlarını daha keskin hale getirmek için itinayla çalıştılar. Her buldukları taşı almak yerine belli başlı taşları tercih ettiler. Ayrıca aletlerini yanlarından hiç ayırmadılar.