İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İzmir programı kapsamında ekonomi dünyasının temsilcileriyle bir araya geldi. Program kapsamında Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı ziyaret eden Dervişoğlu ardından İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nı ziyaret ederek esnaflarla bir araya geldi.

"BİRÇOK MESLEK DALINDA CİDDİ SIKINTILAR YAŞANIYOR"

Ekonomik kriz ortamında esnafın sorunlar yaşadığını kaydeden İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Yalçın Ata, "Esnaf ve sanatkarlar bu ülkenin belkemiğidir. Çalışan, üreten, istihdam sağlayan, ekonominin en temel taşlarındandır. Ancak esnafımızın artan sorunları, artan maliyetler, azalan kazançlar, haksız rekabet ve yeterli desteğin olmaması nedeniyle birçok meslek dalında ciddi sıkıntılar yaşanıyor" ifadesini kullandı.

"KORSAN TAŞIYICILAR TİCARİ TAKSİ SAHİPLERİNİ BÜYÜK KAYIPLARA UĞRATIYOR"

Başlıklar halinde sektörel bazlı yaşanan sorunlar hakkında bilgi veren Ata, şöyle konuştu:

* "Ulaşım esnafımız büyük bir mücadelenin içinde. En büyük sorunlarından biri korsan taşımacılığı. Bugün vergi vermeyen korsan taşıyıcılar ticari taksi sahiplerini büyük kayıplara uğratıyorlar. Minibüsçülerimiz, kayıt dışı taşımacılarla rekabet etmek zorunda kalıyorlar. Esnafımızın hakkının savunulması gerekiyor. Korsan taşımacılıkta, cezaların yetersiz olduğunu düşünüyoruz.

* Esnafın en büyük sorunların biri artan maliyetler. Akaryakıt fiyatları, sigorta primleri, yedek parça fiyatları o kadar yükseldi ki... Kazanç yok, zarar var. Taşımacı esnafımızın sürdürülebilir gelir elde etmesi için destekler verilmeli. Bu destekler verilmezse ulaşım esnafı kontak kapatmak zorunda kalacaktır."

"BELEDİYELER ESNAFLA YARIŞIR HALE GELDİ"

Ata, şu ifadeleri kullandı:

* "Bugün ayakkabı sektörü büyük bir sıkıntı içinde. Atölyeler teker teker kapanıyor. Çünkü esnaf, Çin’den gelen ucuz ve kalitesiz ürünlerle rekabet edemiyor. İthalata karşı yerli üreticiyi koruyacak düzenlemeler yapılmalı, vergisiz ve düşük maliyetli ithal ayakkabıların denetimi artırılmalı, esnafın hammaddeye erişimi kolaylaştırılmalı. Bu düzenlemeler yapılmazsa ayakkabıcılık sektörü kan kaybetmeye devam edecektir.

* Lokantalar, restoranlar ve kafeler, ciddi maliyet baskısı altında. Belediyelerin açtığı kent lokantaları, lokantacı esnafı için yeni bir endişe haline geldi. Halkın kasabı, halkın bakkalı… Sanki belediyeler esnafla yarışır hale geldi. Belediyeyi de anlıyorum. Vatandaşa uygun fiyatlı yemek sunma derdindeler. Vatandaşımızın uygun fiyatla yemek yemesine karşı çıkmamız mümkün değil.

* Biz diyoruz ki, gelin esnafla rekabet etmek yerine birlikte çalışalım. Belediyemiz, yardım muhtaç kişilere özel bir kart tahsis etmektedir. Bu karta bakiye yüklenerek, ihtiyaç sahiplerinin kent lokantaları yerine esnaf lokantalarında yemek yiyebilmesi sağlanmalıdır. Bu model, halk ekmek büfeleri için de uygulanabilir.

* Belediye, fırıncılarla rekabet etmek yerine onlarla işbirliği yapılabilir. Esnafla işbirliğiyle hem ekonomik sürdürülebilirlik sağlanır hem de halkın ihtiyaçları uygun fiyata karşılanır. Bu model, tüm Türkiye’ye örnek teşkil edebilecek bir sistemdir."

DERVİŞOĞLU: BİR KARARNAMEYLE ÇÖZÜLEBİLECEK MESELELER

Sorunlar için çözüm önerileri sunan değil çözen görevde olmak istediğini ifade eden Dervişoğlu, şöyle konuştu:

* "Her geldiğimde dert dinledik, dertlerin çözümü için düşüncelerimizi söyledik. İnşallah Allah sorunların çözümünü bize nasip eder. Bir dahaki gelişimizde nasıl çözdük onu konuşuruz. Bahsedilen meseleler tek imzayla çözülebilecek meseleler. Ama esnafın meselelerinin artarak büyümesi, Türkiye’de yönetim anlayışının tartışılması gerektiğini karşımıza çıkarıyor. Basitçe, bir kararla, bir kararnameyle çözülebilecek meselelerin karşımızda çözümsüzmüş gibi gündem oluşturması kabul edilebilir değildir.

"ESNAF, REKABET EDECEĞİMİZE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE REKABETİMİZ SÜRSÜN DİYOR"

* Kent lokantası problemi… Esnaf, rekabet edeceğimize işbirliği içinde rekabetimiz sürsün diyor. Bir belediye elbette halkına ucuz ekmek vermek, ucuz yemek yedirmek isteyecektir. O kasadan çıkan şey, esnafın sunduğu çözüm önerisiyle bir çözüm ortamı yaratma düşüncesiyle tartışılsa o zaman bu problemler hiç konuşulmayacak demektir. Belediyelerin yaptığı uygulamaların esnafımıza verdiği zararı ortadan kaldıracak formülün birlikte oluşturulması için önerimizi paylaşacağım. Umarım bu durum düşünceden eyleme dönüştürülerek sorun olmaktan çıkarılır.

"ARTIK ESNAFIN GENEL BAŞKANI OLMAYA ADAYIM"

* Bana önceden ‘esnafın milletvekili’ diyordunuz. Ben artık esnafın milletvekili olmayı bıraktım. Ben artık esnafın genel başkanı olmaya adayım. Şoför esnafının durumunu biliyorum. Mazot, yedek parça fiyatları, servis harcamalarının ne olduğunu ve bunun şoför esnafını ne kadar derinden etkilediğinin şahidiyim. Bir de korsan, herhangi bir sorumluluk icap ettirmeyen taşımacılık ciddi bir problem yaratıyor esnafımızda. Masrafları kısamıyorsunuz. Dolayısıyla esnafa zarar etmekten başka seçenek kalmıyor. Özellikle taşımacılık sektöründe desteklerin yeniden gözden geçirilmesi zorunludur."

"TÜRK SİYASETİ HAYATI BOYUNCA KDV, VERGİ, STOPAJ ÖDEMEMİŞ İNSANLAR TARAFINDAN YÖNETİLİYOR"

İktidarın esnafın sorunları noktasında çözümsüz kalmasının eleştiren Dervişoğlu, "Esnafın derdi benim derdim. Ben bu kentin siyasilere yüklediği sorumluluğun kolektif bir şuurla oluşturulduğuna tanık oldum. Ben sizin doğrularınızdan yola çıkarak kendime siyasi yol haritası tanzim ettim. Dert varsa derdi çekene sorarsınız, derdin nasıl çözüleceğini en iyi o bilir. Ama Türk siyaseti maalesef hayatı boyunca KDV, vergi, stopaj ödememiş insanlar tarafından yönetiliyor. Onun için çözümün çok kolay olduğu alanlarda bile çözümü gerçekleştirebilmek noktasında zorlanıyoruz. Küçük sorunların çözümünde boğulan bir Türkiye imajı oluyor" dedi.

“SİZDEN İZMİR’İN BANA SAHİP ÇIKMASINI İSTİYORUM”

Seçimler için İzmir’den destek isteyen Dervişoğlu, şunları söyledi:

* "Türkiye ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya. Daha önce yaşadığımız krizlere baktığımızda bu kriz çok uzun sürdü. 1994 krizi de büyük bir krizdi. O krizi bu ülke 7,5 ayda aştı. 2000-2001 yıllarındaki krizler çok ağırdı. O krizleri 2,5 yılda aştık. Şimdi 7 yıldır krizdeyiz. Ama 7 yıldır krizin aşılması için doğru adımların atılıp atılmadığını tartışma noktasındayız. Bir program uygulanıyor. O programın kesintisiz sürdürülmesini temin etmek, bu yönetim anlayışıyla mümkün değil. İş dünyasından insanların sorunlarımızla alakalı konuşması tartışılıyor, insanlar baskılanıyorlar.

* Siyasetin söz söyleme kabiliyeti kısıtlanıyor. Türkiye’de konuşması gerekenler konuşmuyor. Konuşanların tehdit edildiği, yargılandığı, yasaklandığı bir ortam oluştu. Buna ses çıkarılması icap eden yer demokrasi kültürüyle yetişmiş insanların çoğunlukta olduğu yerlerdir. İzmir o sebeple çok önemlidir. İzmir, ses çıkarmak mecburiyetindedir. Bu sesi Ankara’ya taşımak da İzmir’in emrine uyan siyasilerin görevi arasındadır. Ben doğruları İzmir’de edindim, doğruları anlatmayı İzmir’de öğrendim.

* O yüzden söylediğim hiçbir şeyde isteklerinize ters düşen bir şey bulamazsınız. Çünkü ben sizin adınıza konuşmak için siyaset yapmayı sürdürüyorum. Kendi siyasi ikbalim için konuşmalar yapsaydım bugüne kadar söylediklerimle yaptıklarım arasında çelişkiler olurdu. Ben bu zamana kadar hep doğruları konuştum. Bundan sonra konuşmak değil. Çözmek, üretmek ve yapmak istiyorum. Sizden İzmir’in bana sahip çıkmasını istiyorum. Bize güç verin, bize destek olun. Bizim dilimiz İzmirce. Verin yetkiyi görün etkiyi dediler. Bir kere de bana verin yetkiyi görün etkiyi. Ben sizin hizmetkarınızım. Davanızın davacısıyım."

"TÜRKİYE'YE BİR GELECEK KAZANDIRDINIZ"

Müsavat Dervişoğlu, İzmir'de Genişletilmiş İl Divan Toplantısı'na katıldı. İzmir İktisat Kongre Salonu'nda düzenlenen toplantıya İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan, İYİ Parti milletvekilleri, il ve ilçe başkanları, partililer ve vatandaşlar katıldı. Toplantıda konuşan Dervişoğlu, “İYİ Parti İzmir partisidir. İzmir gibi birbirini seven, güvenen, omuz verenlerin partisidir. Parti kurulmadan verdiğimiz hukuk ve demokrasi mücadelesinin ateşi burada yakılmıştır. Başka bir siyasi partinin içinde başlattığımız hukuk ve demokrasi mücadelesinin yeni bir parti kuruluşuna önderlik etmesi gerektiğinin ilk kez söylendiği yerdir. Siz bu Türkiye'ye bir gelecek kazandırdınız" dedi.

"VAZİYET ALMAK GİBİ TARİHİ BİR SORUMLULUKLA KARŞI KARŞIYAYIZ"

"Türkiye'yi dolaşıyoruz, her gün bir yere gidiyoruz" diyen Dervişoğlu, şöyle devam etti:

* "Milletin derdiyle dertlenmek için dolaşıyoruz. Siyaseten kendimize istifade alanı yaratacak kelamlar sarf etmiyoruz, Türkiye'yi, çocuklarımızın geleceğini, emeklilerimizi, şehitlerimizi, gazilerimizi, esnafımızı, çiftçilerimizi konuşuyoruz. Gezilerimiz arasında STK'larla, kanaat önderleriyle görüşüyoruz. Bugün de STK'ları ziyaret ettik kentin sorunlarını dinledik, çözüme yönelik önerileri tartıştık. Suskunluk var, insanlar konuşurken önce etrafına bakıyor, sonra 'Gazeteci var mı?' diye soruyor, sonra 'Konuşabilir miyiz' diyor. Türkiye hakikaten kötü günler geçiriyor. Vaziyet almak gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Onun için dolaşıyoruz, insanlara 'korkma' diyoruz. Biz konuşan Türkiye istiyoruz. Herkes konuşsun ki kim doğru kim yanlış konuşuyor anlaşılsın."

"TEHDİT EDİLİYORUM, SUSMAMI BEKLİYORLARSA HAVALARINI ALIRLAR"

Ölüm tehdidi aldığını söyleyen Dervişoğlu, “Tehdit ediliyorum. Bazı genç arkadaşlar kendi boylarını aşan ifadeler kullanıyor. Türkiye'de ben tehdit edildiğim için vaziyet alması gerekenler harekete geçmediği için rahatsız oluyorum. Bana yapılan tehdit ile ilgili ses çıkarması icap edenler ağzını açmıyor. Bugüne kadar kimseyi şikayet etmedim. Biri beni tehdit ediyor diye de edecek değilim. Ama TBMM'de grubu olan birisi tehdit alıyorsa, Cumhurbaşkanının vaziyet alması ve bu durumdan vazife çıkarması gerekiyor. İzmir'den sesleniyorum; haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı Mustafa Kemal Atatürk, Hasan Tahsin gibi başkaldırıyorum. Susmamı bekliyorlarsa havalarını alırlar" diye konuştu.

"YAPAY GÜNDEMLERLE MEŞGUL OLMAYACAĞIZ"

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili başlayan 'diploma' tartışmalarına değinen Dervişoğlu, Türkiye'nin yapay gündemlerle karşı karşıya bırakıldığını belirterek, "Cumhurbaşkanı adayı kim olacak, CHP'nin içindeki ön seçim tartışmaları, CHP içindeki kongre çalışmaları, CHP'de diploma tartışmaları. Bugün de o geldi. Başkalarının diplomaları üzerinden Türkiye'de tartışma yaşansın, tuzak kurulsun, siyaset oyun kursun, herkes iktidarın kurduğu oyunun peşinden gitsin. Biz İYİ Parti'yi oyun kuranların oyununu bozmak için kurduk. Oluşturdukları yapay gündemlerle meşgul olmayacağız" diye konuştu.

"SAĞCI İLE SOLCUYU, ALEVİ İLE SÜNNİYİ, TÜRKMEN İLE KÜRDÜ BİRLEŞTİRECEĞİZ"

Dervişoğlu, "İYİ Parti'nin Türk siyasetinde üstlendiği misyonun adı birleştirici güç olmalıdır. İYİ Parti bunun için var, bunun için kuruldu. Türkiye'de kutuplaşmanın zeminini oluşturma arzusu taşıyorlar. Bazen diyorlar ki 'Milliyetçiler, merkez sağcılar birleşin.' Bu ülkeyi birleştirmek için yola çıktık, kendi aramızda birleşmenin bu millete faydası yok. Bu ülkenin sağcıyla ve solcuyu, Alevi ile Sünniyi, Türkmen ile Kürdü birleştirecek insanlara ihtiyacı var. Bu ülkenin 'merkez siyasete' ihtiyacı vardır. Herkesin kendi bayrağının altında hür ve mutlu yaşamasını temin edecek iradeye ihtiyacı vardır. İYİ Parti Türkiye'yi birleştirmek üzerine kurulmuş bir siyasi yapıdır. Sağcıyı solcuyla, Alevi'yi Sünni ile Kürdü Türkmen ile vazifesini üstlenmek üzere yola çıktık. Bu ülkeyi birleştireceğiz. İYİ Parti nedir diye soranlara cevabınız; İYİ Parti bu büyük milletin birleştirici gücüdür ve siyasi yolculuğunu bu şekilde sürdürecektir olsun" dedi.