HAŞİM KILIÇ / NEFES
Mehmet Nazım’ın, babası Faruk Sade’nin çok yakın arkadaşı olduğunu anlatan Sera Sade, “Memo” diye hitap ettiği Mehmet Nazım’la olan hikayesini şu sözlerle anlatıyor: “Babam Paris’ten döndükten sonra Siyah Beyaz’ı açmaya karar veriyor ve aile apartmanında o hayalini gerçeğe dönüştürüyor. 1985 yılında da Mehmet Nazım'ın ilk sergisi Siyah Beyaz'da oluyor.
O sırada Mehmet Nazım hala Türkiye'ye gelemiyor. Hala yasağı var, babası Nazım Hikmet'ten dolayı. O yüzden babam Paris'e gidip resimleri alıyor. Sergiyi hazırlarlarken resimlerin imzasız olduğunu fark ediyorlar ve burada Memo'nun imzasından bir mühür yapılıyor ve resimler o şekilde mühürleniyor. Arkadaşlığın yanında profesyonel ilişkileri de bu sergiyle birlikte başlamış oluyor.”
“BABASININ ADINI KULLANMAK İSTEMİYOR”
Mehmet Nazım’ın babasının adını kullanmak istemediğini ifade eden Sade, “Nazım Hikmet'in o dönemki durumundan dolayı Mehmet Nazım 3 aylıkken Türkiye'den kaçıyorlar. Ve ondan sonra bir daha hiç Türkiye'ye dönmüyor. Yasak kalktıktan sonra 2000 sonrasında Büyükada'ya bir süre taşınıyor ama yapamıyor, Fransa'ya dönüyor."
"Nazım Hikmet'in oğlu olduğu çok bilinmiyor aslında. Bu en başından beri aslında bilinçli bir karar ve Memo'nun isteği. 85 yılından itibaren bütün sergi haberlerine bakın, bütün çıkan yazılara bakın, hiç bundan bahsedilmiyor. O şekilde anılmak ya da o şekilde öne çıkmak da istemiyor. Mesela biz bu serginin haberlerini, kitabını, bütün iletişim stratejimizi, onun üzerinden kursaydık, muhtemelen çok daha fazla ses getirirdi ve çok başka yere giderdi. Ama buradaki Memo'nun da hep en başından beri istediği, o resim yapıyor ve resimlerini gösteriyor. Babasının kim olduğu, annesinin kim olduğu aslında çok da önemli değil. Hem işinin önüne geçmesini istemiyor hem de 3 aylıkken onları terk etmiş bir babadan bahsediyoruz aslında.” diye konuştu.
Sergi ile birlikte bir kitap da hazırladıklarını ifade eden Sera Sade, “Sanatla ilgilenen insanlar, sanat profesyonelleri bile Mehmet'in işlerini bilmiyorlardı. Birçoğunun bildiğini düşünmüyorum. O yüzden biraz onun için çalışmamız gerekiyor bu sergide ve bu kitap da aslında bunun ilk adımı.” dedi.
DÖRT FARKLI SERİDEN OLUŞUYOR
Mart sonuna kadar Galeri Siyah Beyaz’da ziyaret edilebilecek sergi, Mehmet Nazım’ın 1985-2000 arası dönemine ait dört farklı seriden oluşuyor. Kısas-ı Enbiya (1985), Loncalar Geçerken (1989), Oryantalistler (Les Orientalistes, 1993-1995) ve Yıldızlar (1995) adlı seriler, Orta Doğu’nun toplumsal yapısı üzerinde güçlü etkileri olan anlatıların izlerini taşıyor.
Sergide ayrıca Mehmet Nazım ile Galeri Siyah Beyaz’ın kurucusu Faruk Sade’nin arkadaşlığı, ortak tarihleri etrafında kurgulanan video ve fotoğraflarla oluşturulan kronoloji bölümünde yer alıyor. Sergi kapsamında Münevver Andaç, Mehmet Nazım ve Faruk Sade’ye ithafen, Dr. Necmi Sönmez editörlüğünde hazırlanan ‘La Vie immédiate: Mehmet Nazım’ isimli kitap da sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
