‘KİTAPLAR BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ’

Sizi bu kitabı yazmaya iten, masanın başına oturtan süreçten bahseder misiniz?

20 yılı aşkın süredir konuşuyorum. Neden şimdi kitap? Takdir edersiniz ki; birçok kıymetli yayınevi kitap yazmamı istedi ama ben hazır hissetmiyordum. Çünkü hâlâ öğrenci gibi hissediyordum ve hâlâ araştırıyordum. Üstelik de bir işi birçok açıdan araştırmayı seçtiğim için, uzun süre üstünde çalışma ihtiyacı duydum. Bir de kitaplar benim için çok önemlidir. Ben doğruyu bulmakla, denemek ve gerçekten işe yarayan bir şeyler bulmaya çalışırken çok fazla yaralandım. Çok fazla kanadım, çok fazla düştüm.

İnsanın kendini keşfetme ve başarıya ulaşma yolculuğundaki en büyük engelin bireyin kendisi olduğunu söyleyebilir miyiz?

Benim niyetim zihinlere nelerin mümkün olabileceğini göstermek. Hayatın herhangi bir aşamasında sizi geciktiren, durduran o engeli aşarken desteklemek. Fark ettirmeyi düşünüyorum. Benim de fark ettiğim ilk şey şu oldu: Hepimizin bu bilgiyle bu gezegene geldiğimiz. İçinde yetiştiğimiz ailede veya toplumda birçok şeyi unutuyoruz. Bize verilen beceri ve yeteneklerimiz kör noktamızda kalıyor. Benim işim, insanın gücünü göstermek. İnsanın içine bırakılan tüm bilgeliğin tozunu almak, hatırlatmak. Neyi hatırlamamız gerekiyor? Yaratıcı, her birimizin içinde çok özel bir hediye paketi bıraktı ve bunun peşine gidersek: Şartlara rağmen, duruma rağmen, ümitsizliğe, şanssızlıklara, bütün yaşanmışlıklara rağmen, kendimizi kötü hissettirecek olaylara, başarısızlıklara rağmen yokluğa, yoksunluğa rağmen, tükenmişliğe rağmen, neler yapabileceğimizi hatırlatmak. Çünkü dünyadaki başarı hikayelerine baktığımızda, tarihi, sosyolojiyi, bilimi, sanatı incelediğimizde, hikâyesini duyduğumuz tüm insanlar bu olumsuzluklardan çıkmışlar.

KAYBOLMAK DÜNYANIN SONU DEĞİL

Okurlarınız hangi konularda kitabınızdan faydalanabilir ve yaşamlarında karşılaştıkları sorunlarda bir rehber olarak kullanabilir?

Bazen işler istediğimiz gibi gitmediğinde, hayat bize istediğimizi vermediğinde, devamlı gidip gidip aynı deneyimleri yaşadığımızda bir inanç kaybı yaşıyoruz. Kendimize, değerlerimize inancımızı, dünyaya olan güvenimizi, hatta insanlığa olan güvenimizi yitiriyoruz. ‘Kaybolduysan Doğru Yerdesin’de anlatmaya çalıştığım şey şu: Kaybolmak dünyanın sonu değil! Bütün bir kitap boyunca da anlatmaya çalıştığım şey, başka açılar mümkündür, herkes kaybolur. Her başarı formülünün içinde zor zamanlar vardır. Başarısızlıklar vardır. Dayanıklı olmadığımız, kendimizi gerçekten yetersiz hissettiğimiz zamanlar vardır. Ancak yapabileceğimiz şeyler de vardır. Yapılabileceklerimizi fark edebilme, kör noktalarımıza ışık tutma niyetiyle yazılmış bir kitaptır, Kaybolduysa Doğru Yerdesin. Çünkü aslında kaybolmadan kendimizi bulamıyoruz. Bu yüzden kaybolmak çok değerli. Kaybolmak durup düşünme, yeniden rotayı belirleme, yeniden bir strateji çıkarma, bir planlama yapma fırsatıdır. Alet çantamda ne eksik ne değerli ne ilave edersem, neyi öğrenirsem, gerçekten istediğim hedefe ulaşabilirim; mantığına ışık tutmak niyeti ile yazılmış bir kitaptır.

Kendine yatırım yapma konusunda insanlarımızın çekingen olmasını neye bağlıyorsunuz?

Bu konuya çoklu bir denklemin parçaları gibi bakıyorum. Dünya o kadar büyük bir hızla değişiyor ki, buna uyumlanmak bile başarının ilk adımıdır. Çünkü biz yaptığımız işi seviyorsak, sonsuza kadar yapacağımızı düşünüyoruz. Ama artık iyi olduğumuz konularda bile kendimizi geliştirmeliyiz. Yaptığımız işi sevmiyorsak, değiştirmek için daha iyi bir işe geçebilmek için ya da sevdiğimiz iş için kendimizi geliştirmek adına zaman, enerji ve para yatırımına ihtiyacımız var demektir.

BAŞARI İLE BAŞARISIZLIK ARASINDAKİ FARK

Kitaptan alıntı yaparak sorayım: “Neden bazıları başarırken, bazıları istediği sonuca bir türlü ulaşamaz?”

Gençlerden ters mentorluk alarak hâlâ kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Çünkü bilmediğim çok şey var. Bu yüzden başarıyla başarısızlık arasındaki farkı görebilmek için başarmış olanların neyi farklı yaptığını bilmek gerekiyor diye düşündüm. Ve bunun araştırmasını yaptım. Buradan edindiğim sırların bir kısmını, keşfettiklerimi sevgili okuyucularımızla kitapta paylaştım. Neden bazıları başarıyor da bazıları ulaşamıyor başarıya? Çünkü demek ki bir şeyleri farklı yapıyorlar. O nedir, bu nasıl yapılır? Bu farklılıkları bilirsek ve kendi stilimizde, kendimize uyarlarsak, kendi zihnimizi yönetebilirsek başarı geliyor. İlk adım, önce kendimizi değiştirebilirsek, yani dünyadan beklediğimiz değişim biz olabilirsek, dünyamızı değiştirebiliyoruz. Ayrıca da işte hakikaten bilgenin de dediği gibi dünyayı değiştirmek, kendimizi değiştirmekten daha kolay olabilir. Bu yüzden önce kendimize meydan okumak gerektiğini düşünüyorum.

Neden bazıları başarıyor da bazıları ulaşamıyor başarıya - Resim : 1

Biraz klişe bir soru olacak ama size soralım: Işığı yeniden görebilmek için bazen dibe vurmak gerekir mi?

Evet, hep söylerim, hayat zor ve zorluklarla karşılaşırız. Yani hiçbir zorlukla karşılaşmamak demek düşmeden yürümeyi öğrenmek demek gibi bir şey. Bu mümkün değil ki, düşerek öğreniyoruz, kalkmayı öğreniyoruz. Yapılan bazı sporlarda ilk önce düzgün düşmeyi öğrenmeliyiz ki kendimize zarar vermeden düşelim ve sonra da sağlıklı bir şekilde kalkalım.

“ATALARIM ASLA VAZGEÇMEDİ”

Sizi ayağa kaldıran ve yeniden başlamanıza olanak sağlayan gücü yeniden nasıl inşa ettiniz?

Eğer değiştirme imkânım olsaydı, hiçbir şeyi değiştirmek istemezdim. Çünkü beni ben yapan her şey bu süreçte gerçekleşti. Sonuçtan bağımsız olarak, süreçte ben kendimi dönüştüren bilgiyi keşfe çıktım. Kendi sürecim hâlâ devam ediyor. Beni ayağa kaldıran ve yeniden başlamama olanak sağlayan gücü aramak, bulmak için çok emek verdim herkes gibi. Yeniden başlamak için, birçok kez çok çabaladığımı söyleyebilirim. Beni ayağa kaldıran güç ise: Borçlu hissediyorum kendimi, çünkü karşınızdaki kadın olmam için birçok insan emek verdi. Çok uzun zamandır emek verildiğini düşünüyorum. Sizin ve benim atalarım tüm olumsuz koşullara rağmen vazgeçmediler Kurtuluş Savaşı’nda ve daha sonraki kuruluş aşamasında. Çok büyük fedakarlıklarla mücadele etmeye devam ettiler.

‘Kaybolduysan Doğru Yerdesin’ kitabınızdan sonra başka bir kitap daha kaleme alacak mısınız?

Kitap için şahane geri bildirimler oldu. Benim için çok kıymetli olanları ekibimiz sosyal medyada paylaştı: “Okurken sizi yanımda hissettim, sanki beni anlatmışsınız, bana anlatmışsınız gibi geldi, anlaşılmış hissettim, umutlu hissettim, ayağa kalktım devam ettim…” gibi. Bu bana verilebilecek en büyük hediyedir. Öyle güzel hikâyelerle geldiler ki okuyucular, zaman zaman göz yaşları ile duygulandık dönüşüm hikâyelerinden. Hep beraber hatırladık: Hayat zor ama biz sandığımızdan daha güçlüyüz. İyiliği görmeye bilmeye ihtiyacı var insanlığın ki; umudunu tazelesin. Kötülük boş teneke gibi çok ses çıkartır. İyilik zarafet, asilce ve sessizce yapılır. Kötülük bu nedenle çoğaldı sanırız oysa bir denge kanunu vardır doğada, yoksa dünya çoktan batmıştı. Bu nedenle iyiliği çoğaltalım her gün yeniden, her yönden, hiç durmadan.

Hocaların Hocası Ahmet Yesevi’nin dediği gibi:
“Kötülük hep olacak ama biz iyiliği çoğaltacağız.”

Özkan Saçkan / NEFES