AKP sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in partisinin grup toplantısında kuvvet komutanlarına yönelik sözlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, şunları kaydetti:

* "Bugün CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel bir grup konuşması yaptı. Tabii grup konuşmasında kullandığı cümleler özellikle bir disiplin soruşturması vesilesiyle bana birtakım silahlı kuvvetlerden bazı kişiler söyledi diyerekten birtakım dedikodulara dayandığını kendisi ifade ederekten kuvvet komutanlarını doğrudan hedef alan bir açıklama yaptı. Kuvvet komutanlarını doğrudan hedef alarak ve isimlerini zikrederek CHP Genel Başkanının ‘ben bunları not ediyorum’ diyerekten bir konuşma yapması her türlü siyaset adabına aykırı olduğu gibi CHP’de aslında geçmiş zamanlarda da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç işlerine karışma, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde hizipçilik, komitacılık üretme ve bu vasıtayla CHP’ye siyaset yolu açma şeklindeki tavrın aynen devam ettiğini gösteriyor.

* Geçmişte de çok iyi bildiğimiz gibi CHP’nin hiçbir zaman milletten vize almadığı için, milletin onayıyla iktidar olamadığı için tercih ettiği iki tane yol vardı. Bir tanesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç işlerine karışarak bir kaos ortamı oluşturup siyaset kurumuna karşı bu kaos ortamı çerçevesine bir siyasi yol bulmak –ki bu çerçevede de milli iradeyi desteklemek yerine askeri vesayetten yana rol oynamak şeklindeydi. İkinci konu ise, yargının içine karışarak oralarda hizipçilik, komitacılık, kadroculuk yaparak birtakım kaoslar çıkarma şeklindeydi. Şimdi tabii çok uzun zamandır bu konular tartışıla tartışıla belli bir noktaya geldiğini zannediyorduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın Genel Başkanımızın büyük kongremizde kullandığı bir cümle birtakım muhalif isimler tarafından altı çizildi.

"GÜNÜN SONUNDA VARILAN YER MAALESEF HER ZAMAN AYNI OLUYOR"

* Sayın Cumhurbaşkanımız orada muhalefeti dönüştürmekten bahsediyordu. Bunu siyasete, muhalefete müdahale gibi sunmaya çalıştılar. Halbuki Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımızın, AK Partimizin, Cumhur ittifakımızın, muhalefetin bu kaotik ve gerçekten sıkıcı gündemiyle uğraşacak herhangi bir vakti yok. Kastedilen şey şuydu: Yassıada zihniyetini temsil eden bu siyasi parti, Türkiye’de Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımızın önderliğinde gerçekleştirilen büyük dönüşümleri, büyük demokratik devrimlerin sonunda kusur hata da olsa demokratik süreçlere saygı göstermeyi millet iradesine saygılı olmayı öğrenmeye başlamıştı.

* Bu sebeple de Cumhurbaşkanımızın liderlik ettiği bu büyük demokrasi dönüşümü çerçevesinde bunlar da dönüşerek kendi siyasi partilerinin binasına ‘yeter söz milletindir’ ifadesini asmak zorunda kaldılar ya da geçmişte okullara girmesini engelledikleri kız çocuklarını bugün aynı kıyafeti paylaşan kardeşlerine kendi partilerinde yer verme ihtiyacı hissediyorlar. Bütün bunlardır dönüşüm ama bir kere daha görüyoruz ki millet iradesine saygı ve siyaseti siyasetin doğası içerisinde yapma herhangi bir şekilde kurumlar üzerinden bir vesayet kaos oluşturmama şeklindeki dönüşümünü bir türlü gerçekleştiremiyor. Önceki genel başkanları ‘helalleşme’ diyordu şimdi ki ‘normalleşme’ dedi ama günün sonunda varılan yer maalesef her zaman aynı oluyor.

* CHP’nin yönetilmesindeki kapasitesizlik, CHP’nin siyaset üretememe konusundaki maalesef kronik hali her seferinde geliyor kendisine çıkış yolu olarak siyaset üzerinde vesayet kurmanın siyaseti kayırt dışı siyaset haline getirme şeklindeki kötü alışkanlıkların depreşmesi şeklinde bir yol ortaya çıkarıyor. Şimdi tutmuş bir disiplin soruşturması çerçevesinde ortaya çıkan gündemle ilgili olarak kuvvet komutanlarını ve Genel Kurmayı kuvvet komutanlarının isimlerini vererek hedef gösteriyor ben bunları not aldım diyerek. Peki bunu neye dayandırıyor? ‘Bana böyle söylediler’ diyor.

"CHP’NİN YÖNETİLEMEMESİ İLE İLGİLİ BİR SORUN SPEKÜLASYONLARLA KAPATILMAYA ÇALIŞILIYOR"

* CHP’ye gönül veren değerli vatandaşlarımız ve bütün milletimiz açısından şunu kayda geçirmek isterim. Bir siyasi partinin Genel Başkanı CHP’nin Genel Başkanı ‘şundan duydum, bundan duydum’ diyerekten bunu bilgi gibi sunarak böylesine bir yorum yapıyor. ‘Bana bilgi geldi’ diyor sonra virgül ‘bana bu şekilde ilettiler’ diyor. Şimdi bu ciddiyetsizlik bu kayıt dışılık demokrasi konusundaki bu kapasitesizlik ve maalesef siyaset üretme konusundaki bu zaaf, maalesef giderilemiyor ve bu da bir daha ortaya çıkarıyor ki CHP açısından bir Genel Başkanlık sorunu, bir yönetim sorunu, CHP’nin yönetilememesi ile ilgili bir sorun bu tür spekülasyonlarla kapatılmaya çalışılıyor. Sonuç, bu kadar yol yüründü bu kadar Türkiye’de dönüşüm gerçekleşti ama CHP sürekli olarak bağışıklık sistemi demokrasi konusunda zayıflayan –hatta öyle bir bağışıklık sistemi var ki- demokrasiyi gördüğü zaman bunu virüs olarak algılayan yanlış bir siyasi yazılıma sahip.

* Dolayısıyla zaman zaman biz kuvvet komutanlarımızın hedef alındığı birtakım haberler okuyoruz. İsimleri verilerek hedef alındığı haberler okuyoruz ama biz bunları nerede okuyoruz? Türkiye’ye rakip devletlerin ya da Türkiye’ye düşmanlık eden devletlerin TSK’nın bazı operasyonları karşısında kuvvet komutanlarımızı isim vererek hedef aldığını biliyoruz. Örneğin; Ege’de Libya’da Suriye’de yapılan operasyonlar çerçevesinde birtakım ülkelerin kendi vekalet savaşlarına engel oluşturduğunu düşündükleri için Türkiye’nin bu tutumunun kuvvet komutanlarımızın isimlerini vererek bu hedef alma şeklinde haber yapma, kara propaganda yapma gibisinden birtakım tutumlar içerine girdiğini görüyoruz. Bunun tabii rakip devletlerin birtakım kara propaganda merkezleri tarafından ya da birtakım düşmanlık eden devletlerin karanlık şebekeleri tarafından yapılmasını anlıyoruz buna karşı da her zaman önlemlerimiz var. Bunlarla mücadele etme konusunda yüksek bir kapasiteye sahibiz ama bizim şimdiye kadar gördüğümüz komutanlarımızın isminin verilerek TSK’nın Komuta Heyeti’nin isminin verilerek hedef alınması ancak bu şekildeki unsurlar tarafından gerçekleşiyordu. Şimdi ise içeride aynı dil CHP Genel Başkanı tarafından ifade ediliyor.

"SİYASİ PARTİLERİN MUHATABI SİYASİ PARTİLERDİR"

* Bir de şunu söylemek isterim: siyasi partilerin muhatabı siyasi partilerdir. Kuvvet komutanları ve diğer görevliler konumları gereği siyasi bir saldırıya cevap veremeyecek durumdalar. E bu durumda yapılması gereken nedir? Siyaseti siyasetin muhatap almasıdır ama şimdi Özgür Özel çıkıp da böyle bir tutum gerçekleştirdiği zaman onlar açısından, onların ‘vesayet zihniyeti, Yassıada zihniyeti’ açısından bu normal ama demokrasi açısından son derece anormal bir yaklaşımdır bu. Dolayısıyla, Özgür Özel’in bu kadar çaba sarf etmesine bu kadar söz sarf etmesine Genel Başkanlığa geldiğinden beri gerek yoktu. Geçmiş dönemlerdeki birtakım CHP tarafından üretilen operasyonlar metinleri ‘kes, kopyala, yapıştır’ diyerekten aynen konuşma metinlerinde kullanabilirdi. Şimdi kes, kopyala, yapıştır yöntemiyle neredeyse geçmişin bir benzerini ortaya koyan bir tutum gerçekleştiriyor. Bu tamamen antidemokratiktir. Tamamen sivil siyasetin ne demek olduğunu anlamamaktır. Bir siyasi partinin Genel Başkanı’nın TSK’nın komuta kademesiyle ilgili dedikodu üzerine bir söylem üretemeyeceğini, bir üslupla konuşamayacağını anlatmak bile gerçekten son derece üzücü ve bu son derece yadırganması gereken bir şey.

"KENDİSİNİ TÜRKİYE’YE KARŞI BİRTAKIM SİYASETÇİLERLE AYNI KEFEYE KOYMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

* Şimdi bakın, etrafımızdaki gelişmelere bakın. Etrafımızdaki gelişmelere baktığımızda etrafımızdaki askeri hareketliliklere, ortaya çıkan yeni dünyada düzenindeki tartışmalara baktığımızda silahlı kuvvetleri her türlü tartışmanın dışında tutmak gerekirken silahlı kuvvetleri doğrudan hedef alan açıklama CHP Genel Başkanı’ndan geliyor. Dolayısıyla şunu açıkça ifade ediyoruz: Devlet kurumlarını haksız yere mesnetsiz bir şekilde, dayanıksız bir şekilde hedef alan kim varsa karşısında bizi bulacak. Siyasi eleştiri hakkını kullanan buyursun kullansın biz buradayız. Biz cevabını veririz. Herhangi bir şekilde siyasi saldırı yapmak isteyenler buyursun yapsın, biz buradayız biz bunun cevabını veririz ama milletin göz bebeği TSK anayasaya kanunlara millet iradesine bağlı bir şekilde vazifesini yerine getirirken Başkomutan olan Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda anayasanın kanunların kendisine verdiği yetki çerçevesinde Türkiye’nin hak ve menfaatlerini korumak için bütün neredeyse Cumhuriyet tarihinin toplamında imza atılan işlerden ileri işlere bugün birtakım operasyonlarla imza atarken bunun herhangi bir şekilde siyasi parti genel başkanı tarafından hedef alınması düşünülemez. Biz Türkiye’ye düşman devletlerin ya da rakip devletlerin çeşitli siyasi partilerinin genel başkanlarının ya da siyasetçilerinin TSK’nın komuta kademesini hedef almasını çok gördük ve bunlara gerekli cevabı verdik. Sayın Özgür Özel kendisini Türkiye’ye karşı rekabet üreten ya da düşmanlık üreten ülkelerdeki birtakım siyasetçilerle aynı kefeye aynı hizaya koymak istiyorsa bu kendi bileceği iştir ama biz onun ne yapmaya çalıştığını görüyoruz ve buna hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz."