Şehriban Kıraç / NEFES

Vatandaşın mutfağındaki yangın sorun olmaya daha uzun süre devam edecek. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Kurucusu, Boston College Öğretim Üyesi ve Harvard Üniversitesinde ders veren Prof. Dr. Veysel Ulusoy, “Önümüzdeki günlerde değil, önümüzdeki yıllarda da vatandaşı iyi günlerin beklemediğini söylemek zorundayım” dedi. Prof. Dr. Veysel Ulusoy ile hayat pahalılığını TÜSİAD yöneticilerine açılan soruşturmayı konuştuk.

* ENAG olarak ocak enflasyonunu yüzde 81 olarak açıkladınız, yılın geri kalanında enflasyonda nasıl bir seyir bekliyorsunuz?

Geçen dönemlerde yüzde 180’leri bulan yıllık enflasyonun sürekli yukarılarda seyretmesi ekonominin gerçeğine aykırı. Enflasyon fiyatlardaki artış hızıdır ve bu hız yukarılara çıktıkça yavaşlar. Sonunda da doğal olarak düşmeye başlar.

Bu doğal düşüş ekonomik iyileşme olmasa bile gerçekleşir. Öte yandan enflasyon yüzde 40 ile 80 arasında bir yerde konumlandığında bile bunun ülke kaynaklarını nasıl erittiğini söylemeye gerek yok. Yapışkan bir enflasyon çözmesi çok zor olan bir sorunun varlığını ortaya koyar.

Katı ve yapışkan enflasyonu çözmenin yollarından hepsi şeffaf makro değerlere çıkar. Yatırımlarda taraf tutma, verimlilik, yolsuzluk, demokrasi ve işgücü piyasasındaki etkinlik ise bu makro değerlere eklenen diğer değişkenlerdir.

Enflasyon daha uzun bir süre can yakıcı seviyelerde kalacak. Bunun nedeni de çok açık: Makro dengelerin tümünün bozuk olduğu, insan sermayesinin erozyona uğradığı, sermaye birikimini sağlayan TÜSİAD ve benzeri üretim yapıları üzerindeki baskıların sürdüğü bir ortamda enflasyonla mücadele etmek çok daha zor olacak. Enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadelede yenik düşmenin bir sonucudur bu baskılar…

DOĞRU VERİ SUNMUYOR

* ENAG ile TÜİK enflasyon ölçümünde neden 40 puana yakın fark var?

TÜİK doğru veri sunmuyor kamuoyununa. Bu farkın fiyatlar genel seviyesini belirten endekslerde yarattığı tahribattan dolayı da sepetteki verileri de halkla paylaşmıyor çoktan beri. 2010’larda Arjantinde’de aynı oldu. Onlarda gerçek enflasyon verilerinin üçte birini sunarak halkı ve yabancı yatırımcıları aldattılar.

EN TEMEL SORUN MUTFAKTAKİ YANGIN

* Türkiye ekonomisinin en can yakıcı sorunları nelerdir?

Önceliği mutfaktaki yangına ve umutsuzluğa, iş gücündeki köle maşına veriyorum. Bunun nedeni de yüksek seyreden, kalıcı enflasyondur. Ekonomik değerler yanında, ekonomiyi derinden etkileyen demokrasi, insan hakları, yargının siyasallaşması, beyin göçü ve umutsuzluk diğer etkenleri oluşturuyor.

* Türkiye ekonomisinin düze çıkması için asıl atılması gereken adımlar nelerdir?

Öncelik siyasallaşmış ekonomik politikalardan arınmaktadır. Kurumsal yapısı çürümüş ülkemizde önceliği kurulacak bir ekonomi enstitüsüne vermek ve bunu da siyasetten arındırmak gerekir.

Partizan olmayan, ekonomistler ile diğer bilim insanlarını bünyesinde taşıyacak bu planlama amaçlı yapının işler hale getirilmesi önem taşımaktadır. Gerisi bilinen, ülke yararına yapılan uygulamalardır.

FİYAT ROKET GİBİ ÇIKAR TÜY GİBİ İNER

* Fiyat artışları ve yüksek enflasyon karşısında gelir erimesi nereye varacak. Önümüzdeki günlerde vatandaşı nasıl günler bekliyor?

Fiyatlar yukarı giderken roket, aşağı gelirken tüy misali hareket eder. Tam adı ise roket ve tüy teorisidir. Ülkemizde tam da bunu tecrübe ediyoruz. Fiyatların artış hızı yukarıya doğru inanılmaz olurken, enflasyondaki azalmalar tüy misali gerçekleşir. Bu kapsamda, önümüzdeki günlerde değil, önümüzdeki yıllarda da vatandaşı iyi günlerin beklemediğini söylemek zorundayım.
Geliri enflasyon karşısında eriyen halkın cebinden emeğinin çalındığını vurgulamak gerekir. Bu süreç daha uzun yıllar iyileşmeyecek.

ORTADA SOMUT BİR PROGRAM YOK

* Bakan Şimşek öncülüğünde uygulanan ekonomi politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir ekonomi programının olduğunu düşünmüyorum. Belirli zamanlarda, seçilmiş kişilere verilen brifinglerden başka ortada somut bir program yok. Ekonomik büyüme, istihdam, verimlilik, faktör etkinliği ve benzeri konularda modellerin varlığına rastlamıyoruz.

Doktorasını Atatürk’ün bursuyla ekonomi-istatistikte yapmış biri olarak planlamanın anlamının swap ile rezerv biriktirmek olmadığını da vurgulamak isterim.

Enflasyonla mücadele başta mülkiyet hakkı daha sonra da kararlı ve uzun soluklu bir planlama gerektirir. Seçime endeksli bir ülkede yüksek enflasyonla mücadele zordur, uzun zaman alır.

TÜSİAD SORUŞTURMASI SOSYAL REFAHI AZALTACAK

* TÜSİAD soruşturmasını nasıl okumak gerekiyor?

Son 8-9 yılda ekonomik koşulların açık bir şekilde kötüye gitmesi, enflasyonun kontrolden çıkması yanında, gelir dağılımındaki bozulmalar ve alım gücündeki azalmaların yarattığı durgunluk TÜSİAD’ı da derinden etkilemeye başladı.

Ekonomik sonuçların yanında demokratik değerlerdeki erime de ekonominin yanına yaşam standardında azalmaları ve politik baskıları eklemiş, TÜSİAD tarafından dillendirilen bu durum ise siyasetçileri huzursuz etmiştir. Nüfusun çoğunluğunun yıllardan beri dile getirdiği bu huzursuzluğu üretim gücü fazla olan TÜSİAD’ın dillendirmesi o sesi gür bir şekilde ortaya çıkarmıştır.

TÜSİAD soruşturması doğrudan yabancı yatırımları olumsuz etkileyeceği gibi, mülkiyet hakları ve ekonomik özgürlük yanında düşünce özgürlüğünü de kısıtlayacaktır. Bu uzun dönemde sosyal refahı azaltacak. TÜSİAD soruşturması, doğrudan yatırımların tekrar ülkeye gelme fikrini geciktirmiştir.