Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat gözaltına alındı ve bugün adliyeye sevk edildi. Bu duruma tepki gösteren partisi CHP Beşiktaş Belediyesi önünde toplandı. CHP milletvekillerinin ve vatandaşların katıldığı miting için belediye binası önüne otobüs getirildi.
Bununla birlikte CHP'ye mensup çok sayıda belediye başkanı, Akpolat'a destek için Beşiktaş'taydı.
- Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek: "Yerelde iktidarız. Bunu hazmedemiyor mevcut iktidar. Çünkü CHP’li belediyeler başarılı. 'Onları nasıl engelleyebilirim?' Bir mali kıskaç yapıyorlar. İşte vergi borçları, SGK borçları başka engellemeler, gelirlerini azaltmak.
İkincisi de en acısı yargıyı kullanıp maalesef adaletsizlikler. İşte bugün yaşadığımız. Yarın başka birimizde bunu yaşayabilir. Bunun devam edeceği gözüküyor."
- Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek: "Demokrasi yoluyla seçilen halkın iradesini boşa çıkartan bu uygulamanın tüm belediye başkanları olarak dimdik karşısındayız. Bugün Beşiktaş'ta olmamızın en büyük sebebi bu duruşumuzun birlikteliğimizin bir göstergesidir."
- Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel: Yapılmış olanlar, birer baskı hem de iş yapamama ve itibarsızlaştırmaya yönelik bir suikaste dönmeye başladı. O yüzden tüm bunlara karşı hep beraber, el ele mücadele etmeye devam edeceğiz. Çok daha kararlı, mücadele duygusuyla ve hiç korkmadan devam edeceğiz."
'BELEDİYELERİMİZE SAVAŞ AÇTILAR'
Mitingde ilk sözü alan Çelik oldu. Sloganlarla sözü sık sık kesilen Çelik'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
- 31 Mart'tan bu yana belediyelerimize savaş açtılar. Buradan Ankara'daki bir avuç azınlığa sesleniyorum: Kavga ettiğiniz CHP'li belediye başkanları değildir. Siz belediyelerimizin kreşine giden 3 yaşındaki çocuklarla kavga ediyorsunuz.
- Belediyelerimizi gözaltına alarak, tutuklayarak halkın belediyelerini de hedef alıyorlar. Demokrasi darbeleriyle Türkiye'nin birinci partisini durduracaklarını sanıyorlar. Bizi durduramayacaklar, biz kazanacağız, halk kazanacak. Mutlaka kazanacağız.
'ONLAR UTANMAZ'
Çelik'in ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da söz aldı. İmamoğlu'nun konuşmalarından öne çıkanlar şu şekilde:
- Bu kalabalığın gözlerindeki bakışların neler ifade ettiğini anlatmak işin özeti olacaktır. Hepiniz kızgınsınız ama bir o kadar da üzgünsünüz. Çünkü İstanbul'un göbeğinde hukuksuzlukla birlikte Rıza Akpolat'a karşı yürütülen işlemin utancını da yaşıyorsunuz.
- Kızgın, üzgün olmak, utanmak. Utanıyorum. Neden biliyor musunuz? Bu işi yapanlar utansın diyeceksiniz ama onlar utanmaz. Biz utanıyoruz çünkü bu güzel millete yakışmaz.
- Kafasına estiği gibi hareket eden bir avuç yargı mensubu, talimatla milletin iradesini gasp etmeye çalışıyorlar.
- Siyaset eliyle yargıyı dizayn etme çabaları aslında hukuk ve demokrasiyi kabul etmeyen iktidarın bu ülkeyi muhalefetsiz hale getirme çabalarıdır. Muhalefetsiz Türkiye istiyorlar.
- Demokrasi tokadı hala yetmedi. Hala milletle, milletin iradesiyle uğraşıyorlar. 31 Mart'ta seçimi kazanan CHP'nin birinci parti olmasını kendine yediremeyenler... Aynı zamanda İstanbul'a bir düşkünlükleri var. Aşk falan hikaye. Tek dertleri var. Seçimde ağızlarına Kanal diye bir şey alabildiler mi? Neden? Oy vermezler diye. Bir oy için her yol mübahtır diyen anlayışı temsil eden duruşa sahipler.
- CHP birinci partidir. Ama CHP'yi birinci yapan milletin ferasetidir.
- Bundan sonra hep birinci olacağız.
- Bugünkü iktidarın ve Sayın Erdoğan'ın seçilmesi için tek engeli vardır. Onun önündeki tek engel CHP'yi umut olarak gören milyonlardır.
- Millete boyun eğdirme çabasıdır. Bu millet zulme karşı boyun eğdi mi hiç? Başaramayacak. Hep birlikte direneceğiz. Hukuk ve demokrasi dışına çıkmış iktidar şu ya da bu kesimin meselesi değildir. Bugün olanlar sadece CHP'nin meselesi değildir, milletin meselesidir.
'HEPİMİZ İÇİN DÖNÜM NOKTASINDAYIZ'
- İstanbul'da bu operasyonları yürüten aklı dün tek tek anlattım. Bizler kamu görevi yapıyoruz. Elbette yasaların çizdiği çerçevede hesap vermek zorundayız.
- Bugün siyasileştirmeye çalıştıkları yargı sisteminde sözde hukuk olduğunu görünüşte bize yansıtıyor. İstanbul'da Cumhuriyet Başsavcısı siyasi bir kişiliktir. Talimat neyse onu yerine getirir. Yasayı, kanunu, hukuku korumakla alakası yoktur. 28 ay boyunca adalet bakan yardımcısı olan bir kişi, sayın Cumhurbaşkanı'nın ifadesiyle siyasi müsteşardır. Ve hiçbir yargı görevinde olamaz. Taraf olmuştur. O kanun o kadar ulvi bir maddedir ki dün de söyledim yazanın kalemine sağlık.
- Tuz kokmuştur, su çürümüştür. Geldiğimiz nokta eğer ben demokrasi ve hukuk istiyorum diyorsanız hepimiz için bir dönüm noktasındayız.
- Mertliği olan varsa meydan burası hadi gelin yarışalım. Siyasetin minderi sandıktır, hakemi millettir. Sanmasınlar ki sandığı dizayn etmelerine izin vereceğiz.
- Millet ne derse o olacak.
- Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Bu ülküden asla sapmayacağız.
- Rıza kardeşimiz için sürdürülen üç-dört gündür... Yargı baskıyla, zulümle, şov yaparak iş yapar mı? Yapmaz.
- Bu ülkenin kadim yargı kurumları, bu ülkenin kadim yargı kurumlarının saygıdeğer mensupları o kutsal mesleğinizi yerle bir eden bir avuç insana müsaade etmeyin. Yoksa bu millet hakkını helal etmez size. Biz size güveniyoruz.
- Her şey çok güzel olacak.
BELEDİYE BAŞKANLARI OTOBÜSE ÇIKTI
İmamoğlu'nun konuşmasından sonra mitinge katılan belediye başkanları otobüsün üzerine çıktı. Belediye başkanlarının bir araya gelmesinin ardından Özel de otobüsün üzerine çıktı ve halka hitap etti. Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
- Beşiktaş Belediyesi'nin önünde adım atacak yer yok çünkü Beşiktaş'ın iradesine sahip çıkmanın, bu ülkenin iyi yetişmiş, gönlünde vatan bayrak sevgisi olan bir belediye başkanımızı, kardeşimizi, evladımızı Rıza Akpolat'a sahip çıkmaya geldik.
- Sıcak salonlarda kendi atadıklarına kendini alkışlattıran, geldiği yeri unutup millete tepeden bakan biri. Siyaseten yarışıp da yenemediklerini elindeki kamu gücüyle sindirmeye, haksız mücadeleye girişmeye başladı.
- Bir tane egemen vardır o da sadece milletin kendisidir. Egemenlik milletindir. Ondan aldığı gücü kendinin sananlar yanlış yaparlar, yanlış yaptırırlar. Bu ülkeye yazık ederler.
- Genç başkan Rıza Akpolat burada sizlerin oylarıyla bir rekora imza attı. Çünkü beş yıldır görev yapıyordu. Beşiktaş Belediyesi'nin penceresinden buraya bakan çalışkan, namuslu insanlarla birlikte bu ilçeye hizmet etti. Anketlerde büyük bir memnuniyetin sonucu olarak yeniden aday gösterildi. Beşiktaş sokaklarında alnı açık gezdi.
- Beşiktaş Belediyesi'nde 31 Meclis üyesi vardır. Beşiktaşlılar 31 üyenin hepsini CHP'ye, Rıza Akpolat'ın ekibine verdiler. CHP dışında başka partileri tercih etmiş vatandaşlarımıza da tercih ediyorum rakip olduğumuz değerli siyaset arkadaşlarımıza, tüm belediye başkanlarına sesleniyorum: Bir ilçede 31 belediye meclis üyesinin 31'i de bir partiye verildiyse orada karar mutlaktır.
- Yargı oyunlarıyla CHP'li belediyelere girmeye çalışmak, itibar suikastı yapmak demokrasinin işi değildir. Bu tükenmişliğin eseridir.
- Sayın Erdoğan senin ne istediyse verdiklerin, birlikte yol yürüdüklerin bir gün altlarına çektiği tankla karşına çıktılar. O gün biz bu darbe girişimi karşısında kapalı Meclis'i açtırdık. 'Seçimler yapılana kadar ülkenin ana muhalefet partisiyiz, darbenin karşısındayız' dedik.
- 15 Temmuz akşamı bütün millet şahittir ki, Erdoğan da şahitlerin en başındadır ki biz milletin seçtiğinin karşısında olanın tam karşısında olduk.
- Şimdi CHP'li belediyelere itibarsızlaştırma operasyonları yapmak ve CHP belediyeciliğini sahada yenemeyip haksızlık yapmak, güç kullanmak bu ülkede hiç kimseye faydası olmadığı gibi Recep Tayyip Erdoğan'a da fayda getirmeyecektir.
'HİZMETLERİ KESMEK İÇİN HER YOLA BAŞVURUYORLAR'
- Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer. Fikirlerine en çok da bu ülkenin başvurduğu bilim insanını aday yaptık. Esenyurt kendisini görevlendirdi, iki kişiden birinin oyunu alarak göreve başladı. Kendisine bir sabah operasyon yaptılar, tutukladılar. Yeterli delil yok ama gizli tanık var dediler. Tek bir kişi için yazılacak iddianame hazır olamamıştır.
- 300 sanıklı davaya dört günde iddianame yazmakla övünenler hala 75 günde tek sanıklı Ahmet Özer davasına bir iddianame yazamadılar. Diğer taraftan hiçbir suçu olmayan başkanımız cezaevindeyken Tunceli Ovacık'ta belediye başkanımız Mustafa Sarıgül yıllardır Ovacık'a hizmet ediyor. Yıllar önce dönemin savcısı cenazeyi köye siz götürün dediği için bir cenazeyi ailesine teslim ettiği için terörist cenazesine katıldı denerek terörle ilişkilendirildi.
- Esenyurt'ta Özgür Çelik biraz önce ifade etti. Aslında derdi kreşteki çocuk olan, onu cezalandıran, Ekrem Başkan'a İstanbul'u üçüncü kez üst üste emanet eden İstanbullulara kafa tutan anlayış hizmetleri kesmek için her yola başvuruyor.
- Nasıl ulaşacaklar? ne kulp takacaklar? Neyle suçlayacaklar? Sabahın köründe basın bildirisi içinde İhsan Aktaş adında iş adamının tüm kamu kurumlarından ihale alan şirketin sahibinin adı suç örgütü olarak geçiyor. Bu kimdir baktık. Şirketleri her yerde var. Parti ayırmadan her yerde var. TBMM'de, Sayıştay'da var. Beşiktaş'ta da var. Bugün sorgularda da ortaya çıkıyor. Alabildiği ihaleler var, alamadığı ihaleler var. Ama her ihalede bu şirket var. Bu şirketin CHP ile ya da Rıza Başkan ile doğrudan ilişkisi yok.
- Esenyurt'ta ihaleyi almış. O ihaleyi aldıktan sonra iki aylık itiraz süresi beklenirken Ahmet Özer'e kayyım atanmış. Tek kuruş ödememiş. Esenyurt Kaymakamı bir ay uzatma vermiş ve bir ay sonunda ihaleyi uygun bulup onaylamış ve bu hizmete karşı para ödemeye başlamış. İhsan Aktaş meselesi üzerinden hem Esenyurt'u hem Beşiktaş'ı dahil edip eline yüzüne bulaştırdılar.
- Bu kişinin buradaki ihalesine bakıyorlar anormal bir şey yok. Bu kişi Beşiktaş'ta yaptığı işlerin de parasını alamamış. Çünkü 'silkeleyin' diyor ya müteahhidin parasını dahi ödeyememiş.
'DEVLETİ BU HALE DÜŞÜRENLERE YAZIKLAR OLSUN'
- Dört gündür onu eksi üçüncü katta tutanlar, ifadesini alanlar, üç kat yerin dibinde tutular. Perişan ettiler, bugün ifadesini dahi almadan adliyeye çağırdılar. Madem bugün alacaksın dört gündür ne bekletiyorsun. Eminim ki birkaç saat sonra burada olacak. Rıza Akpolat kardeşimize sevginizi, kötülük yapanlara gücünüzü gösterin. Biz sadece size güveniyoruz.
- Bu ülkede yerli ve milliyiz diyenler. Çok milliyetçiyiz diyenler. Bir ülkenin yönetimi merkezi ve yerel diye ikiye ayrılır. Belediye başkanı kamu görevlisidir. Gündüz çağırsanız koşa koşa gelecek kişinin kapısını kırmaya kalkarsanız, uyuşturucu baronuna yapmadığınız muameleyi yaparsanız, o görüntüleri çeksin diye adliye muhabirlerine önceden davet çıkarsanız sizin yaptığınız iş devletin seçilmiş kamu görevlisini itibarsızlaştırır. Devleti bu hale düşürenlere yazıklar olsun.
- İhsan Aktaş'ın kendine özel madde ekletebilecek gücü var. Sen Aktaş kiminle temas ettiği diye arıyorsan uzağa bakma. Yanı başında.
- Allah şaşırttı sizi. Hepimiz İhsan Aktaş'ın AK Parti'li belediyelerde yaptığı işleri, ona özel yapılan kanuni değişiklikleri biliyoruz.
- Rıza Akpolat ifadesini verecek ve görevinin başına dönecek. Peki siz İhsan Aktaş'ın ihalesine girdiği kendi belediyelerinizi ya da kamu kurumlarını aynı muameleye tabii tutacak mısınız?
- Sayın Erdoğan sen bu şehirde görev yaptın bir kere savcılığa gitmedin. Çünkü belediye başkanları ihale sorumlusu değildir. İmzası olanlara sorulacak bir şey varsa sorulur.
- Bu sürecin sonunda İstanbul'a bir kişiyi, Ankara'dan bir kişinin özel bir görevle belediyelerimizi itibarsızlaştırmak, başkanlarımızı sözde korkutmak üzere görevlendirildi. O kişi İstanbul'da yargı üzerinde kanuna uygun olmayan beklentilerle hareket ediyor edebilir. Biz Türk yargısının namuslu, şerefli savcılarının olduğunu biliyoruz. Kanunsuz emirlere, usulsüz taleplere, size iletilen talimatlara teslim olmayın.
- Bugün verecekleri kararlarla tarihleri boyunca bugünkü kararı yük etmek istemeyen yargı mensuplarına, onların da birer anne, baba, evlat, eş olduklarını hatırlatarak ortada bir suç varsa kimseye acımayın ama olmayan bir suçu ürettirmeye çalışıyorlarsa, içtiğiniz anda karşı başka bir şey yapmak isteniyorsa sakın bu milletin gözü kulağı sizdedir.
- Bugün yapılacak doğruyu da yanlışı da unutmayacağız. Sizden adalet ve hukuk bekliyoruz. Adliyedeki pırıl pırıl savcılara sesleniyorum: Hak, hukuk, adalet.
- Bugün o kararı verecek, dosyayı kapatacak kişiye soruyorum: Eğer dosyada vicdanına göre kusur eksik varsa bunun hesabını elbette verirsin. Senin işin o. Ama o dosya siyasi bir dosyaysa, suçsuz insanlara kara çalmak için verilmiş bir talimat dosyasıysa sakın ha sakın buna karışmayın. Yoksa o dosya bugün kapanır ama günü gelince açılır. Ve o dosyada bir haksızlık varsa yapanlardan hesap sorulur.