CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) 136 sandalyeyle parlamentonun en büyük ikinci grubu olan Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) İlerici İttifakı Grubu toplantısında konuşmak üzere Belçika’nın başkenti Brüksel'de.

Özel, grup toplantısında konuşması için Grup Başkanı Iratxe García Perez'den davet mektubu aldı.

Özel’e temaslarında; CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Dışişleri Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başan Yardımcısı İlhan Uzgel, Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, eski Genel Sekreter Yardımcısı Şule Erten Bucak ile eski Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç eşlik etti.

Özgür Özel, Brüksel'de konuştu: Başkaldırıyoruz - Resim : 1
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AP Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sanchez ile görüştü.

PEREZ: SALDIRILARI KINIYORUZ

CHP’nin son yerel seçimlerde elde ettiği başarıyı anlatarak Özel’i, kürsüye davet eden Garcia Perez, şöyle konuştu:

- Biliyorsunuz, son yerel seçimlerde büyükşehirleri; başta Ankara ve İstanbul CHP kazandı. Bu da izledikleri ilerici program ve Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu büyük dönüşümün işareti. Bu dönüşümün devamında Türkiye’de bir hükümet değişikliği ümit ediyoruz. Tabii bu gelişimin önünde birtakım engeller var. Mevcut iktidar, sistematik olarak temel hakları ihlal ediyor. AP olarak biz de bu baskı ve saldırıları kınadık ve kınıyoruz. Demokratik olarak seçilmiş belediye başkanlarının maruz kaldığı muamelenin demokraside yeri yok. Biz güçlü bir Avrupa’ya inanıyoruz ve Türkiye bizim için bir referans ülke. Modern ve müreffeh bir Türkiye arzu ediyoruz. Özgür Bey, partiniz olarak desteğimizi alıyorsunuz, hiçbir şekilde yalnız değiliz ve AP’de müttefiklerinizle berabersiniz.

VON DER LEYEN'E SİTEM

Özel, yaptığı konuşmada burada bulunması için verilen davetten memnuniyetini aktardı.

Özel, şunları kaydetti:

- Raportörümüz Nacho Sanchez Amor’a huzurunuzda teşekkürlerimi iletmek isterim. Kendisi Türkiye’yi tek bir kişiden, tek bir isimden, tek bir partiden ibaret görmeyen ve muhalefetin sesini duyan, muhalefetle ilişkileri iktidarla ilişkiler kadar önemseyen çok önemli bir görevi adilane şekilde yerine getiriyor. Bu yaklaşım konusunda, AB Komisyon Başkanı Von der Leyen’in tutumu bununla çelişkili. Türkiye’de son seçimlerden birincilikle çıkmış, nüfusun yüzde 65’ini, ekonominin yüzde 80’inin bulunduğu belediyeleri kazanmış bir partinin başkanıyla tanışmak için partimizin genel seçimleri de kazanmasını bekliyor. Tabii bu onun kendi tercihi ama kurumsal ilişkiler açısından çok önemli bir riski barındırdığını not ederek başlamak isterim.

Özgür Özel, Brüksel'de konuştu: Başkaldırıyoruz - Resim : 2

Özel konuşmasında AB ile ilişkiler ve ön seçimlere değindi:

- Huzurunuzda Avrupa’nın en köklü, en güçlü sosyal demokrat partilerinden birinin lideri olarak bulunmanın yanı sıra ülkemizde bundan 11 ay önce, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan seçimlerde birinci olmuş partinin genel başkanı olarak sesleniyorum. Bu seçimlerin Türkiye siyaseti açısından iki önemli noktasından bahsetmek isterim. Bunlardan birincisi, partimin 47 yıl sonra tekrar birinci parti olmasıdır. İkincisi bugün iktidarda olan AK Parti’nin kurulduğu günden itibaren ilk kez bir seçimde ağır yenilgi alarak ikinci parti durumuna düşmesidir. Bu durum, seçimden bu yana yapılan tüm genel seçim anketlerinde istikrarlı şekilde sürmektedir.

AB ÜYELİĞİ MESAJI

- Ülkemizde verdiğimiz bu mücadele, partimizin kuruluş ilkelerinin ve hedeflerinin yanı sıra AB’nin ortak değerleriyle örtüşmektedir. Ortak değer ve hedeflerin yanında, ortak risk ve tehditlerimizin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ülkemizdeki iktidar partisinin AB’ye tam üyelik konusunda konjonktürel olarak birbiriyle çelişkili tutumlarının aksine, partimin sahiplendiği hem tarihsel hem ilkesel istikrarlı tutum, tam üyelik noktasındaki kararlılığımızın temelini oluşturmaktadır.

- Geçmişte Avrupa ile yaşanan krizli süreçler, yapılan karşılıklı hatalar Türkiye’de AB üyelik talebini yüzde 25’lere kadar geriletmişti. Ancak partimizin AB ile ilişkileri, Avrupa’daki kardeş partilerle yürüttüğümüz sıkı dayanışma, uluslararası birlikteliklerde üstlendiğimiz etkin görevler ve yapılacak seçimlerde iktidara en yakın parti olarak AB’ye tam üyelik hedefinin temel vaadimiz olması, hatta yapılacak seçimleri AB üyeliği açısından referandum olarak tarif etmemizden sonra yapılan kamuoyu araştırmalarında, AB’ye üyelik noktasındaki toplumsal talep istikrarlı olarak artmış ve son ölçümlerde yüzde 66’ya kadar ulaşmıştır. Özellikle genç kesim arasında Avrupa Birliği’ne üyelik talebi yüzde 72 noktasındadır.

Özgür Özel, Brüksel'de konuştu: Başkaldırıyoruz - Resim : 3

AB'YE GÖÇMEN ELEŞTİRİSİ

- Ancak o AB, Türkiye ile ilişkisini göçmen pazarlıklarına hapseden, Türkiye’yi sınırın ötesindeki bir göçmen deposu olarak gören bir AB olmamalıdır. Çok boyutlu ilişki, elbette karşılıklı istikrar ve demokrasi arar. Son dönemde dünya siyasetinin yaşattığı sınamalar, bizi savunma odaklı bakmaya zorluyorsa da beş yıl önce pandeminin kırdığı tedarik zinciri, AB-Türkiye ilişkilerine bir başka önem atfediyor. İlişkileri sığınmacılar sorununa indirgeyen yaklaşım terk edilmeli.

VİZE TEPKİSİ: TÜRKİYE NE BİR PARTİDEN NE BİR KİŞİDEN İBARET

- Türkiye, üzerinden geçen enerji hatlarından ve ticaret yollarından istifade eden Avrupalı dostları tarafından ülkesinin gençlerine, akademisyenlerine, iş insanlarına hatta hastalarına haksız vize kısıtlamaları yaşatılan 86 milyon kişilik güçlü bir ülkedir. Ne bir partiden ne bir kişiden ibarettir. CHP, Türkiye’yi Avrupa sisteminin ve Batı demokrasilerinin bir parçası olarak görmektedir.

MUHALEFETE SORUŞTURMA VE DAVALAR

- Türkiye’de partimize ve partimizin ve diğer muhalefet partilerinin belediyeleri üzerinden Türkiye’nin yerel demokrasisi üzerine kurulan baskıları ve iktidar güdümlü yargı tacizlerini yakından takip ediyorsunuz. Biz bu sürece, edilgen bir direniş yerine meydan okuyan bir ayağa kalkma ve itirazla başkaldırıyoruz.

- Türkiye’nin dünyanın en bilinen üç imparatorluğuna başkentlik etmiş gözbebeğimiz İstanbul’un Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart tarihinde, 1 milyon 700 bin üyemizin doğrudan sandık başına gideceği bir ön seçim süreciyle cumhurbaşkanı adaylığı unvanını resmen kazanacaktır. Çok adaya açık bir süreçte, kendisine duyulan güven ve uğradığı saldırılara karşı korumacı bir toplumsal sahipleniş, ön seçimde tek aday olmak sorumluluğunu kendisine, ancak arkasına milyonları katma sorumluluğunu partimize yüklemiştir.

- Bu ön seçim sürecinin tamamlanmasıyla birlikte yapılacak ilk genel seçimlerde yarışacak isimlerin belirginleştiği ve seçimlere ilişkin tek belirsizliğin seçim tarihi olduğunun inanç ve kararlılığı içerisindeyiz.