ANTİS Yapı tarafından inşa edilen 'Cennetten bir köşe' sloganıyla satılan Hatay'daki Rönesans Rezidans, 6 Şubat depremlerinde yıkılmış, Hatayspor'un futbolcusu Christian Atsu, Hatayspor Sportif Direktörü Taner Savut, milli hentbolcu Cemal Kütahya'nın da aralarında olduğu 269 kişi hayatını kaybetmiş, 13 kişi yaralanmıştı. Rönesans Rezidans'ın enkazı altında kalan Dışişleri Bakanlığı Hatay Temsilcisi Devrim Öztürk’ün de aralarında olduğu 59 kişinin izine rastlanmamıştı.

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun, yapı denetim şirketinin yetkilileri Mehmet Haşim Eraslan ve Bülent Seküçoğlu ile kontrol elemanı Önder Artun, yapı denetim şirketinin yetkililerinden Ayhan Karan, inşaat teknikeri İbrahim Dahıroğlu ve şantiye şefi Bayram Mansuroğlu ile müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun'un kardeşi ve rezidansın statik proje sorumlusu, şantiye şefi ve şirket ortağı firari Hüseyin Yalçın Coşkun hakkında, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talebiyle dava açtı.

Hatay 3.'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dördüncü duruşmaya, sanıklar Mehmet Yaşar Coşkun, Ayhan Karan, Mehmet Haşim Eraslan, Bülent Seküçoğlu, Ses ve Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) katıldı. Tutuksuz sanıklar Önder Artun, Bayram Mansuroğlu ise duruşma salonunda hazır bulundu. Rönesans enkazında yakınlarını kaybedenlerin aileleri ve taraf avukatları da katıldı. Firari sanık Hüseyin Yalçın Coşkun ise duruşmaya katılmadı.

"PROJEM SORUNLU OLSA RUHSAT VERİLMEZDİ"

İlk sözü proje denetçisi Bülent Seküçoğlu aldı. Bin 200'den fazla binanın proje denetimini yaptığını söyleyen Seküçoğlu, "Bina imalatı, kaba beton inşaatı kısmında ben görev almadım. Bilirkişi raporunda çelişkiler var. Ben benim üzerime atılı olan suçu işlemedim, kabul etmiyorum. Binanın kaba inşaatında görev yapmadım. Ben proje denetçisi inşaat mühendisiyim. Yaptığım projede bir sorun olsaydı ruhsat verilmezdi, proje deprem yönetmeliğine uygun yapılmıştır. Kronik kalp rahatsızlığım var. Psikolojik tedavi görüyorum. Delileri karartma gibi bir durumum da yoktur. Adaletin tecelli edeceğini eminim” şeklinde konuştu.

Uygulama yapı denetçisi sorumlusu Mehmet Haşim Eraslan, görevini layıkıyla yaptığını, üçüncü kişilerin görevindeki sorunlar nedeniyle suçlandıklarını ileri sürdü. Eraslan, raporlu hastalıkları olduğunu, yaşının ve tutukluk süresinin göz önünde bulundurularak tahliyesini talep etti.

“RÖNESANS ÇÖKMEDİ, YAPISAL BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUDU”

Müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun, 6 Şubat depreminde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek sözlerine başladı. Rönesans’ın Antakya’nın en iddialı yapılarından bir tanesi olduğunu, yıkılmasının sebebinin depremin çok güçlü olmasından kaynaklandığını savunan Coşkun, Rönesans Rezidans'ın çökmediğini, yana devrildiğinin fotoğraflarda da görüldüğünü kaydetti. Coşkun, şu savunmayı yaptı:

* “Demiri, betonu kirişi parçalanmadı. Yapısal bütünlüğünü koruyarak yıkıldı. Buradan yola çıkarsak güçlü kaliteli malzeme kullandığım anlaşılacaktır, bina bütünlüğü sağlamdı. Deprem Maraş merkezli olmasına rağmen Maraş'tan Hatay'a gelirken şiddetini arttırdı. Dünya üzerinde çok az görülen bir olay bu. 630 atom bombası gücüne eşdeğer bir enerjiden bahsediyoruz. Benim nasıl bir bina yaptığımı bilen bilir. Cezaevi şartları çok zor. İki yıl olacak neredeyse tahliyemi talep ediyorum.”

Sanık Bülent Seküçoğlu’nun avukatı, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) raporlarının çok hızlı bir şekilde hazırlandığını, sağlıklı olmadığını ileri sürerek, 5 ayda 600 dosyanın raporlanmasının mümkün olmadığını iddia etti. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) afet bölümünün yaptığı raporu örnek gösteren avukat, İTÜ’nün performans analizi yaparak, Rönesans'ın deprem yönetmeliğine göre yapıldığına dair raporda yazdığını öne sürdü.

MÜŞTEKİ AVUKATI: 6 KAT PLANLANIP, 12 KAT YAPTILAR

Yakınını kaybeden aynı zamanda müşteki avukatı ise müteahhit Yaşar Coşkun'a “Babama 10 şiddetinde bile depreme dayanacak diye daire sattınız. Rönesans Rezidans’ın diğer binalardan farkı neydi? A Blok ilk başta 6 kat şeklinde planlandı, daha sonra maddi kâr edebilmek için 12 kata kadar çıkarıldı. Arazi sahibi Ferit Şahin'le bu mevzu nedeniyle de davalık oldular” dedi.

MÜTEAHHİT COŞKUN: REZİDANS İÇİN ÇED RAPORU BİLE ALDIK

Müşteki avukatı, zeminin zeytinlik ve sıkıntılı bir zemin olduğunu söyleyerek, sanık Yaşar Coşkun'un belirli dönemlerde ve uzun süreli Mimarlar Odası Başkanlığı yaptığını bu bölgede zeminin sıkıntılı olduğunu bildiği için “olası kasttan” yargılanmasını talep etti.

Öte yandan, bir önceki duruşmada tahliye edilen sanık Önder Artun'un raporunu bir doktordan alarak serbest kaldığının, heyet raporu alınması gerektiğinin altını çizdi.

Müşteki avukatına cevap veren sanık Coşkun, kimseye 10 şiddetinde depreme dayanacak şeklinde bir söylemde bulunmadıklarını ileri sürerek, "Mimarlar Odası başkanıyken de bu tür konularla mücadele eden bir kişiydim. Benim zeytinlik, tarla gibi şeylerle işim olmaz. Bu proje dönemin en büyük projesiydi, alanı da çok genişti. Biz bu araziyi çevreye herhangi bir etkisi var mı diye ÇED raporu bile aldık. Hani bu kadar detaylı bir şekilde düşündük" dedi.

"KIYAMETTE İNSAN ELİNDE GELEN BİR ŞEY YOKTUR"

Geçen duruşmada sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen Önder Artun da savunmasına, “Hepimiz Allah'a inanıyoruz” diye başlayarak, “İmanın şartı altıdır, Allah'a inanmak, Peygamberlere inanmak, hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmak, kıyamet gününe inanmaktır. Bu bir deprem değil. Kıyamette insan elinden gelen bir şey yoktur. Başka da bir şey söylemek istemiyorum” şeklinde konuştu.

Müşteki avukatları, Artun’un geçen mahkemede sağlık sorunları nedeniyle şartlı serbest bırakıldığını hatırlattı. Avukatlar, sanık Artun'un heyet raporu değil tek bir doktordan aldığı raporla serbest bırakıldığını iddia etti, yeniden rapor alınmasını talep etti.

“ANTAKYA’DA İLK RAYLI SİSTEMİ GETİRMİŞTİ, SANİYEDE YIKILDI”

Rezidansta oğlunu kaybeden müşteki Rahime Toz, “Ben çocuğumu zar zor niye çıkardım, yüzünde darbe hiçbir şey yoktu. Benim çocuğum boğularak ölmüştü. ‘Bina bütünlüğü vardı, kirişler kopmamıştı’ diyor. Benim elimde 10-15 tane fotoğraf var kirişler un ufak olmuştu. Kolon parçalanmıştı, bunları mahkeme heyetine sunmak istiyorum” diye konuştu.

"SEVDİKLERİMİZİN MEZARINI BULAMADIK, BARİ ADALET YERİNİ BULSUN İSTİYORUZ"

Rönesans Rezidans’ın enkazında kalan yeğeni ve ablasının cenazesi hâlâ bulunmayan Cemile İncili, Rönesans Rezidans’ın Antakya'da ilk raylı sistem reklamıyla satıldığını söyledi. Yıkılan binanın altından raylı sistem çıkmadığını belirten İncili, şu ifadeleri kullandı:

* "Raylı sistem çıkmadığı gibi ilk önce orta bina çöktü. Enkaz altında ailemden helallik istedim. Hepsini şimdi dinlerken tekrar ızdırap duydum. Rezidansta yaşayan ailelerin hepsine bir acı bıraktılar. Evler bir sıra halinde duruyordu ama Rönesans yıkılmıştı. Kimse sorumluluk almıyor, depremi yargılayın o zaman. Küçük bloktan raylı sistem çıktı, büyük blokta çıkmadı. 400 insanın hatırına kasıtlı adam öldürmekten yargılansın istiyorum. Biz sevdiklerimizin mezarını bulamadık bari adalet yerini bulsun istiyoruz. Ayrıca bana cevap verirken başsağlığı dileyerek başlamasın sözlerine, başsağlığını istemiyorum.”

Müteahhit Coşkun ise raylı ses sistemi ilk defa duyduğunu, daha önce böyle bir şeyden asla bahsetmediğini ileri sürerek, sağlam kalan binanın neden yıkılmadığının yanıtını bilimin vereceğini söyledi. Coşkun, kendilerinin her şeyi yönetmeliğe göre yaptığını iddia etti.

AVUKAT YELTEKİN: ZEMİNİN 15 KATLI BİNAYI KALDIRAMAYACAĞINI BİLİYORLARDI

Müşteki avukat Baran Yeltekin, Mimarlar Odası Başkanlığı yapmış bu işin profesyoneli bir kişinin zeminin ne olduğunu bilmeme ihtimali olmadığına işaret etti. Rönesans'ın üç kat alta çökerek yıkıldığını belirten avukat Yeltekin, şunları söyledi:

* "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın iznini söylüyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na ne kadar uyuluyor. Aynı Bakanlık imar barışını getirdi. Üç gün önce yangın oldu kimse sorumluluğu almadı. İstifa eden olmadı. Bu bina 12 3 yani 15 katlı bir binaydı. 3 kat da altta vardı. Bahsedildiği gibi yan yatarak yıkılmadı, bu bina 3 kat aşağıya çöktü ve öyle yıkıldı. Çünkü bu zeminin 15 katlı bir binayı kaldıramayacağını biliyorlardı. Arsa sahibinin de bu konuda şikâyeti var. Kaliteli demir ve beton kullandığını söylüyor. Evet kaliteli malzeme kullanmış olabilir çünkü bu zeminin bu kadar katlı bir binayı kaldıramayacağını biliyorlardı. Çünkü zemini ve depremi biliyorlardı. Bu davada emsal karar çok önemlidir. Her önüne gelenin bina yapamaması için emsal karar çıkmalıdır. Yangından insanlarımız ölmesin diye emsal karar çıkmalıdır."

Mahkeme, geçen celsede Isparta'dan istenen raporun beklenmesine, arsa sahibi Ferit Şahin ve müteahhit arasında yaşanan ve yargıya yansıyan anlaşmazlığın dosyalarının incelenmesine, bir önceki celsede serbest bırakılan Önder Artun'un sağlık raporu için yeniden heyete girmesine karar verdi. Tutuklu sanıkların tutukluluk halinin ve adli kontrolü olanların adli kontrolünün devamı kararlaştırılarak, 22 Nisan'a ertelendi.