Manchester United'ın yeni hocası Ruben Amorim, ilk ciddi sınavında Manchester City'ye karşı aldığı galibiyetle kariyerinin ilk mihenk taşını yerleştirdi.
Maçtan önce Marcus Rashford ve Alejandro Garnacho'yu kadroya almama kararıyla herkesi şaşkına çeviren Amorim, iki yıldız kanat oyuncusundan yoksun çıktığı Manchester City derbisini, 'yedek' olarak görülen Amad Diallo'nun 90. dakikada attığı golle kazanarak futbolun cilvesini iliklerine kadar yaşadı.
Ancak Amorim'in hikayesi, bu tarz sıra dışı olaylara yabancı değil. Futbolla olan inişli, çıkışlı ilişkisi, kariyeri boyunca peşini bırakmadı. Azmi ve kararlılığıyla tüm engellerin üstesinden gelmeyi başardı.
Casa Pia'da başlayan serüveni, Portekiz'in Rio Maior şehrinden İngiltere'nin Manchester sokaklarına taşındı. Mourinho'nun eğitim verdiği üniversitede en başarılı öğrencilerden biri olan Amorim, hocasının "Special One" (Özel Biri) lakabına ithafen, "İkinci Özel Biri" olarak tanımlanacak konuma geldi.
Son 5 yılda Braga ve Sporting'deki inanılmaz yükselişi, Amorim'i futbol dünyasının dev arenası olan Premier Lig'e taşsa da, onun yolunu aydınlatan hikaye geçmişten gelen azminde yatıyor...
"BİR SORUNUM VAR, KOLUMU KIRDIM"
Portekizli teknik direktör Ruben Amorim, çocukluk yıllarından beri dostluk bağını sürdürdüğü Bruno Simao'nun çağrısıyla futbol kariyerine başladığı Belenenses’e geri dönmüştü.
Simao, çocukluk arkadaşı Amorim’le yeniden bir araya gelmek amacıyla Belenenses'te bir deneme maçı düzenlemesi için kulüple iletişime geçtiğinde, Amorim’in cevabı netti: "Bir sorunum var."
Dokuz yaşından itibaren aynı takımın formasını terleten Amorim ve Simao, Benfica tarafından serbest bırakılmalarının ardından farklı yollara savrulmuştu.
Simao, Belenenses'te kendine yeni bir yol çizerken, Amorim ise Lizbon’da en sevdiği kulüp tarafından terk edilmenin acısını yaşıyordu.
Simao, BBC Sport’a verdiği röportajda yaşananları şu sözlerle dile getiriyor:
"Ruben’e 'Neden gelip benimle Belenenses’te oynamıyorsun?' dedim. Ona bir deneme maçı ayarlamak için koçla konuşacağımı söyledim. Ancak Ruben, ‘Oynayamam, kolumu kırdım’ cevabını verdi.”
BİR DOSTUN ISRARI İLE DEĞİŞEN KADER
Amorim’in futbol kariyeri başlamadan sona erecek gibi görünse de Simao’nun ısrarı işleri değiştirdi.
“Merak etme” dedi Simao, "Koç seni görecek ve bizimle kalacaksın." Sakat koluna rağmen sahaya çıkan Amorim, bu deneme maçında gösterdiği performansla Belenenses’te kalmayı başardı.
Simao’nun sözlerine göre, Amorim’in sergilediği azim ve kararlılık, 39 yaşındaki teknik direktörün futbolculuk dönemindeki direnci kadar Premier Lig'deki başarı yolculuğuna da ışık tutuyor.
Bu özellikleri sayesinde Ruben Amorim, 1969’da Wilf McGuinness'ten sonra Manchester United tarihindeki en genç teknik direktör olarak tarihe geçti.
AMORIM'İN AZİM DOLU YOLCULUĞU
Ruben Amorim’in eski takım arkadaşı Pedro Russiano, genç yaşlarında Amorim’in futbola duyduğu sevgiyi şu sözlerle ifade ediyor:
"Sporting'e yenildiğimizde Ruben dahil tüm takım gözyaşlarına boğulmuştu. 33 yıl önce Benfica’nın altyapısında beraber top koşturmaya başladık. Ruben agresif bir oyuncuydu, her topa savaşarak girerdi. Saha içinde onunla uyumlu bir şekilde çalıştık ve ondan çok şey öğrendik.”
ÜÇÜNCÜ LİG TAKIMIYLA KUPA FİNALİ
Benfica’dan erken yaşta ayrılmak zorunda kalan Amorim, Belenenses formasıyla sahalarda adını duyurmayı başardı.
Portekiz futbolunun üçüncü liginde mücadele eden Belenenses’te, 2007’de Portekiz Kupası finaline çıkan takımın kilit oyuncularından biri olarak ön plana çıktı.
Belem bölgesinde, Tagus Nehri kıyısında oynanan bu final, Amorim’in kariyerinde dönüm noktalarından biri olarak kayıtlara geçti.
Kulübün müzesinde, o döneme ait takım fotoğrafı hala sergileniyor. Çocukluk arkadaşıyla kurduğu güçlü bağlar, futbol tutkusuyla birleşerek onu futbol dünyasında zirveye taşıyan bir kapı araladı.
AMORIM'İN TAKTİK ZEKASIYLA BAŞLAYAN SERÜVENİ
Eski Manchester United’lı kanat oyuncusu Nani’yi kadrosunda bulunduran Sporting, skorsuz geçen 71 dakikanın ardından 1-0’lık galibiyet elde etmişti.
Belenenses Başkanı Patrick Morais de Carvalho, "Skor her ne kadar aleyhimize olsa da, harika bir maçtı." şeklinde bir değerlendirme yaptı. Carvalho, Ruben Amorim’in genç yaşlardan itibaren futbol zekası ve taktiksel bilgisiyle ön plana çıktığını, istisnai bir yetenek olmasa bile fark yaratmayı başardığını vurguladı.
2008’de, lig ve kupa maçlarında 100’ün üzerinde forma giyen Amorim, bir zamanlar reddedildiği Benfica ile hayalini süsleyen sözleşmeye imza atarak çocukluk rüyasını gerçekleştirdi. Carvalho, “Ruben burada altı yıl geçirdi, ancak kalbinin Benfica için attığını her zaman biliyorduk” diyerek duygularını dile getirdi.
MOURINHO'NUN İZİNDE, MANCHESTER'LA İLK TEMAS
Ruben Amorim, Benfica formasıyla geçirdiği dokuz yıllık süreçte üç lig şampiyonluğu yaşarken, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi sahnesinde de boy gösterdi.
2010 yılında Liverpool’u mağlup ederek Benfica’yı Avrupa’da gururlandıran Amorim, 2010 ve 2014 Dünya Kupaları’nda Portekiz Milli Takımı’nın formasını terletti.
İlginç bir detay olarak, Cristiano Ronaldo’dan bir hafta büyük olması futbolseverler arasında konuşulan konular arasındaydı.
Benfica’daki yıllarında Braga ve Al-Wakrah’a kiralık olarak giden Amorim, futboldaki tecrübelerini hızlıca özümseyen ve “öğrenmeye aç” bir kişilik olarak dikkat çekti.
Futbol kariyerinin ardından antrenörlük yolunda ilerleyen Amorim, 2017 yılında, dönemin Manchester United menajeri Jose Mourinho’nun eğitim verdiği Lizbon Üniversitesi’nde Yüksek Performans Koçluğu kursuna katıldı.
İngilizce olarak yürütülen bu kurs sırasında, Amorim en başarılı öğrencilerden biri olarak öne çıkmış ve Manchester United’da bir haftalık staj yapma şansı elde etmişti.
MANU OYUNCULARIYLA YEMEK
Lizbon Üniversitesi İnsan Kinetiği Fakültesi Profesörü Antonio Veloso, Amorim’in staj sürecinde United oyuncularına yabancı olmadığını belirtti.
Veloso, "Matic ile konuştuğumda, Ruben’in taktik bilgisinin çok yüksek olduğunu ve antrenörlüğe adım atacağından emin oldum." ifadelerini kullandı.
Staj dönemi boyunca Amorim, Nemanja Matic ve Victor Lindelof ile kantinde yemek yedi; Mourinho’dan aldığı taktik derslerinin ardından Juan Mata’nın restoranına da davet edildi.
"İKİNCİ ÖZEL BİRİ" OLMA YOLUNDAKİ AMORIM
Ruben Amorim, antrenörlük kariyerine Lizbon merkezli Casa Pia kulübünde başladı.
Kısıtlı bütçeye rağmen etkili bir performans sergileyerek kısa süre içinde takımını üst sıralara taşıdı. Casa Pia’da birlikte çalıştığı arkadaşı Simao, Amorim’in sadece futbol becerileriyle değil, oyuncularıyla kurduğu samimi bağlarla da ön plana çıktığını belirtti.
Geçirdiği kazanın ardından futbola geri dönmek isteyen Simao'ya destek olan Amorim, kısa süre sonra onu takımına dahil etti.
Amorim, Casa Pia’da kazandığı başarının ardından takıma yenilikler getirerek, 3-4-3 dizilişiyle takımı liderliğe taşıdı. Çocukluk arkadaşı ve Amora takımının antrenörü olan Russiano ise, "O, 'ikinci Özel Biri' olmaya aday." diyerek Amorim’in Mourinho’ya gönderme yaparak yükselişini değerlendirdi.
GÖZYAŞLARIYLA AYRILIK KARARI
Casa Pia Başkanı Victor Seabra Franco, Amorim’e verilen maaşın oldukça düşük olduğuna dikkat çekerek, “Rakamlardan bahsetmek bile anlamsız, gerçekten çok küçük bir miktardı.” ifadelerini kullandı.
Tüm zorluklara rağmen Amorim, takımı için her şeyini verdi. Su sıkıntısı gibi zor günlerde bile oyuncularını motive etmeyi başaran Amorim, takım içinde büyük bir sevgi ve saygı kazandı. Onun ayrılık kararı aldığını duyan takım arkadaşları, duygusal bir şekilde gözyaşlarına hakim olamadı.
Franco, "Ruben’in ayrılması bizim için en acı anlardan biriydi." diyerek o vedanın ne kadar zor olduğunu dile getirdi.
Casa Pia’dan ayrılıp daha büyük başarılara yelken açan Ruben Amorim, zirveye çıkarken taktik zekası, bitmek bilmeyen azmi ve oyuncularıyla kurduğu güçlü bağlarla öne çıkan bir lider olarak iz bıraktı.
AMORIM VE SPORTING'DEKİ MUCİZE
2020 yılında Sporting Lizbon’un başına geçen Ruben Amorim, kulüpte uzun süredir devam eden sorunları çözüme kavuşturmaya başladı.
Sporting’deki görevi öncesinde Braga’da gösterdiği başarılı performansla dikkat çeken Amorim, kısa sürede taraftarların umudu haline geldi.
Sporting taraftarlarından Andrew Duraes, "Amorim göreve gelmeden önce kulüpte istikrar yoktu, taraftarlar oldukça mutsuzdu." diyerek o dönemin zorlu atmosferini anlattı. Amorim’in Manchester United ile görüşmelere başladığı açıklandığında ise bazı taraftarlar duygusal anlar yaşayarak gözyaşlarına hakim olamamıştı.
14 AYDA 19 YILLIK ÖZLEMİ BİTİRDİ
Mart 2020'de göreve getirilen Amorim, sadece 14 ay gibi kısa bir süre içerisinde Sporting’e tam 19 yıl aradan sonra ilk lig şampiyonluğunu kazandırmayı başardı.
Bu başarının ardından bir şampiyonluk daha ekleyerek kulübün tarihine geçti. Çocukluğundan bu yana Benfica taraftarı olduğu bilinen Amorim’in Sporting’e katılması, ilk başlarda bazı taraftarlar arasında endişe yaratmıştı.
Sporting taraftarı Joao Costa, "İlk başta endişeliydik ama şimdi Ruben’in her kulübün başına geçmeye layık olduğunu düşünüyoruz." sözleriyle Amorim’e duyduğu güveni dile getirdi.
UNITED İÇİN RİSK VAR MI?
Manchester United, Sir Alex Ferguson'un 2013'te emekliye ayrılmasının ardından eski ihtişamlı günlerine geri dönme yolunda büyük sıkıntılar yaşadı.
Portekizli teknik direktör Jose Mourinho’nun yanı sıra David Moyes, Louis van Gaal, Ole Gunnar Solskjaer ve son olarak Ralf Rangnick gibi isimler kulübü başarıya taşımak için denendi ancak beklenen etki yaratılamadı.
Son olarak Erik ten Hag ile de arzulanan sonuçlara ulaşamayan İngiliz devi, çareyi Ruben Amorim’de aramaya karar verdi.
Amorim’in Sporting’den Manchester United’a geçişi, bazı taraftarlar arasında şüphe uyandırdı.
İngiltere’de yaşayan bir Sporting taraftarı olan John, "Bu iş onun için fazla büyük. Manchester United gibi dev bir kulüpte Ruben'in çok az tecrübeyle başarılı olacağını sanmıyorum." diyerek endişelerini dile getirdi.
Ancak Amorim’i yakından tanıyanlar, onun Old Trafford’da başarılı olabileceğine inanıyor. Lizbon Üniversitesi’nden Prof. Antonio Veloso, Amorim’in farklı teknik direktörlerin taktiklerini kendi sistemine entegre etme yeteneğine dikkat çekerek, "Üst düzey teknik adamları sürekli gözlemliyor ve onların fikirlerini kullanıyor. Bu, tarifleri harmanlayarak mükemmel bir yemeği oluşturan bir şefin işine benziyor." ifadesini kullandı.
"SİHİR YARATABİLİR"
Amorim’in Manchester United’da ne kadar süre görevde kalacağı ve Mourinho’nun iki yıl yedi aylık görev süresini geçip geçemeyeceği futbolseverler tarafından merak ediliyor.
Belenenses Başkanı Patrick Morais de Carvalho ise Amorim’in futbol zekasına ve sistemleri uyarlama yeteneğine güven duyuyor.
Carvalho, "Manchester United’da daha yetenekli oyuncularla çalışacağına inanıyor. Eğer oyun tarzını farklı bir sisteme adapte edebilirse, sihir yaratabilir." diyerek Amorim’e olan güvenini ifade etti.
FENA OLMAYAN BİR BAŞLANGIÇ
Amorim, 11 Kasım itibarıyla Manchester United’ın başındaki görevine resmen başladı. Şimdiye kadar takımın başında çıktığı 7 maçta 4 galibiyet, 2 yenilgi ve 1 beraberlik alarak, hem saha içi hem de saha dışında yıllardır kriz yaşayan Manchester United'da hiç de fena olmayan bir başlangıç yaptı.
Şimdi gözler, Sporting’de yarattığı mucizeyi Premier Lig’de de tekrarlayıp tekrarlayamayacağına çevrildi...