Saatte 70'lerin modası geri geliyor
İsviçre'nin Cenevre şehrinde düzenlenen "Watches and Wonders" fuarında en dikkat çeken şey, 70'ler modasının dönüşü.

Dünyanın en büyük saat üreticileri İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen "Watches and Wonders" fuarına katıldı. Vacheron Constantin bu fuar 270'inci yılını, LVMH'ye ait olan Zenith 150'inci yılını kutluyor.
İsviçre'nin geçen yılki saat ihracatı 29.4 milyar dolara gerileyerek yüzde 2.8'lik düşüş yaşadı. Fuar tam da üç yıllık istikrarlı büyümenin ardından gelen gerilemenin olduğu bir dönemde gerçekleşiyor.

Dolayısıyla saat üreticileri daha farklı yöntemlere başvurmaya başladı. Örneğin Chopard'ın deriden olan yeni saat kutusu, tipik saat kutularından çok daha büyük. Saatlerini elmaslarla süsleyen şirket, kadranları farklı farklı taşlardan yapmış. CNN International koleksiyonu "feminen, zarif, renkli ve ışıltılı" olarak tanımlıyor.

Chopard'ın Eş Başkanı ve aynı zamanda kreatif direktörü Caroline Scheufele, babası Karl Scheufele'nin 1963'te şirketi devraldığında tasarladığı saatlerle benzer bir tarza döndüklerini söylüyor.

Rolex, Oyster Perpetual Day-Date 36 modelini karnelyan turuncusu, gök mavisi ve aventurin yeşili tonlarıyla tasarladı. Chanel, Hublot, Zenith ve Piaget'nin de bu yıl canlı renkleri tercih ettiği görülüyor.

Bu yıl popüler olan bir diğer şey de saatlerde sert taşların kullanılması. Örneğin Hublot meteor taşı, jasper ve yeşim taşı kullanmış. Chanel de yine saatlerinde meteor taşına yer vermiş.

Saatlerde sert taşların kullanılmasının birçok sebebi var. Bunlardan ilki benzersiz renk tonlarına sahip olmaları... Bir diğeri ise mitolojik anlamlar taşımaları. Bu taşlardan bazıları doğum taşı olarak geçerken bazılarının da şans getirdiğine inanılıyor.

Bununla birlikte sert taşların saatlere işlenmesi zorlu bir süreç yaratıyor. Özellikle de opal gibi taşlar kadranlara yerleştirilirken en ufak baskı bile çatlamaya neden olabiliyor.

Milan'daki Politeknik Üniversitesi'nden Alba Cappellieri, saat üreticilerinin sert taşa ilgisinin 1970'lerdeki estetik algısıyla yakından bağlantılı olduğunu belirtiyor.