Malkara ilçesinde yaşayan Bakiye Yeniçeri, kızı Sıla Yeniçeri'yi 2 Ağustos'ta Malkara Devlet Hastanesi'ne götürdü. Yeniçeri, vücudunda morluklar olan çocuğunun bıraktığı komşusu tarafından düşürüldüğünü ve yaralandığını söyledi.

Muayene edilen Sıla Yeniçeri, daha sonra ailesine teslim edilip, evine gönderildi. Aile, 8 Eylül akşamı Sıla Yeniçeri'yi yeniden Malkara Devlet Hastanesi'ne götürdü. Baygın haldeki Sıla Yeniçeri'yi muayene eden doktorlar, darp izleri ve morlukları görünce durumu polise bildirdi.

Durumu ağır olan Sıla Yeniçeri, Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne sevk edildi. Muayenesinde Sıla Yeniçeri'nin beyin kanaması geçirdiği belirlendi, vücudunda fiziksel şiddete uğradığına yönelik bulgular elde edildi ve ameliyata alındı.

Hastane ayrıca Sıla Yeniçeri'den aldığı DNA örneklerini incelenmek üzere Tekirdağ Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Gizlilik kararı verilen soruşturmada, Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Bakiye Yeniçeri'nin de aralarında olduğu 5 şüpheliyi gözaltına aldı.

Soruşturmada Bakiye Yeniçeri, dini nikahla birlikte yaşadığı Sanlı Ö. (57), komşusu ve çocuklardan K.A.'nın babası Kani A. (32) ile bebeğin bırakıldığı komşunun çocukları G.K. (14) ve K.A. (13) tutuklandı.

Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, 11 Eylül'de yaptığı açıklamada, Sıla Yeniçeri'nin cinsel istismara uğradığının adli tıp raporlarıyla kesinleştiğini açıkladı.

Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'nin çocuk yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Sıla Yeniçeri, 7 Ekim'de 1 aylık yaşam savaşını kaybetti. Tutuklu sanıklardan Kani A., geçen günlerde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.

FEZLEKE GÖNDERİLDİ

Sıla bebek hakkındaki soruşturma Malkara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tamamlanıp davanın açılması amacıyla fezleke Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.

Başsavcılık; Bakiye Yeniçeri, Sanlı Ö., Kani A. ile G.K. ve K.A. için 2 ayrı iddianame hazırladı. Tekirdağ 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede anne Bakiye Yeniçeri için 'İhmali davranışla kasten insan öldürme', 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme', 'Aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali' suçlarından toplam 67 yıl hapis cezası talep edildi.

Sanlı Ö. hakkında, 'Suçu bildirmeme, gizleme' suçundan 1 yıl 6 ay, çocuklardan K.A.'nın babası Kani A. için ise 'Çocuğun cinsel istismarı', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 28 yıl 6 ay hapis cezası talep edildi.

İKİ İDDİANAME BİRLEŞTİRİLDİ

Hazırlanan 2 ayrı iddianame Tekirdağ 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirildi. İlk duruşma 26 Aralık'ta Tekirdağ 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Sıla bebeğimizin Tekirdağ 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davasının duruşma tarihi 26 Aralık 2024, saat 09.30 olarak belirlendi" dedi.

SILA'NIN ÖLÜMÜ, KAFA TRAVMASINA BAĞLI İÇ KANAMA

İddianamede, Sıla Yeniçeri'nin İstanbul 1'İnci Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan adli tıp mütalaasında, bebeğin ölümünün künt kafa travmasına bağlı kafa içi kanama sonucu meydana geldiğinin bildirildiği belirtilerek, künt tkafa travmasına bağlı yaralanmasıyla ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu kaydedildi.

Tekirdağ Şehir Hastanesi'nde düzenlenen bilirkişi raporunda ise cinsel istismara uğradığı belirtildi. Bebeğin vücudunda ısırık izleri bulunduğu, izlerin K.A.'nın DNA profilini içerdiği ifade edildi.

SILA'NIN KANLI BEZİNİ ÇÖPE ATMIŞ

Bakiye Yeniçeri, savcılıkta verdiği ifadesinde Sanlı Ö. ile dini nikahla birlikte olduğunu ve onun evinde olaydan 2 hafta önce birlikte yaşamaya başladığını, Malkara'da bir barda saat 16.00 ile 02.00 saatleri arasında konsomatrislik yaptığını, çalıştığı sıralarda çocukları Sıla ve A.S.Y.'yi Sanlı Ö.'nün yakın komşusu Kani A. ve çocuklarına bakmaları için bıraktığını anlattı.

2 Eylül günü Sıla'yı bıraktığı komşularından aldığında bezinde kan gördüğünü söyleyen Bakiye Yeniçeri, kimse görmesin diye bezi çöpe attığını ve kızına zarar verildiğini anladığını ancak kimsenin bilgisi olmasın diye örtbas ettiğini söyledi.

9 Eylül günü de bıraktığı Sıla'nın kustuğunu görmesi üzerine hastaneye götürdüğünü anlatan Yeniçeri, çocuklarını Kani A.'nın kızmaması için onun olmadığı zamanlarda evindeki çocuklara bıraktığını belirterek, 6 Eylül tarihinde Sıla'nın bezinde kan gördüğünü ve bezi çöpe attığını, daha sonra Sıla'nın durumu kötü olur ve ailesinin kendisine kızmasından korktuğundan bezi başka bir yerdeki çöp konteynerine attığını söyledi.

Sanlı'ya Sıla'nın bezinde kan gördüğünü söylediğini belirten Yeniçeri, "Cinsel bir şey olabilir mi diye sordum. Sanlı da, 'Çocuk onlar yaa' dedi. Çocuklardan şüphelendim ancak onların da annesiz büyüdüğünü bildiğim için acıdım" dedi.

Bakiye Yeniçeri, bu ifadelerini 12 Kasım'da Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'nda değiştirip, Sıla'nın bezinde kan görmediğini, önceki beyanlarını psikolojisi bozuk durumda verdiğini savundu.

Yeniçeri, "Sıla'nın darbedilmesi ve istismara uğraması neticesinde tekrar darbedilip, istismara uğrayabileceğini ve hatta ölebileceğini düşündüm. Ancak çalışmaya zorlandığım için çocuklarını Kani'lere bıraktım" ifadelerini kullandı.

İSTİSMARI BİLDİĞİ HALDE YİNE ORAYA BIRAKTI

İddianamede, Sıla bebeğin velayetinin annesi Bakiye Yeniçeri'de olduğu belirtilerek, annenin yasal ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmediği vurgulandı. Türk Medeni Kanunu'na atıf yapılarak, anne Yeniçeri'nin çocuğunu koruma ve bakım yükümlülüğüne rağmen bu görevlerini ihmal ettiği ifade edildi.

İddianameye göre, anne Bakiye Yeniçeri, Sıla’yı defalarca darp ve istismara uğradığı tespit edilen komşuları Kani A. ve çocuklarına bıraktı.

Anne, 2 Eylül 2024 tarihinde Sıla'nın darp edildiğini görmesine ve vücudundaki izleri fark etmesine rağmen, 5 Eylül’de çocuğunu aynı kişilere teslim etti. İddianamede, 5 Eylül'de Sıla’nın cinsel istismara uğradığı, annenin bu durumu fark ederek kanıt niteliği taşıyan kanlı bezi çöpe attığı belirtildi.

İHMALLER ZİNCİRİ ÖLÜME YOL AÇTI

Anne, kızının cinsel istismara uğradığını fark etmesine rağmen hiçbir yetkili makama durumu bildirmedi. Dahası, olayları sorgulayıp gerekli tedbirleri almaktansa istismara karışan kişilere acıdığı için sessiz kaldığı ifade edildi.

İddianamede, annenin Sıla’yı daha önce darp eden ve istismar eden kişilere tekrar bırakmasının, çocuğun öldürülmesiyle sonuçlanan olaylar zincirine yol açtığı açıkça vurgulandı. Bu ihmallerin, Sıla'nın maruz kaldığı şiddet ve istismar olaylarını doğrudan tetiklediği belirtildi.

İddianamede, Türk Medeni Kanunu’nun velayet ve koruma sorumluluğu maddelerine dayanılarak, annenin davranışlarının kasten öldürme, suç delillerini yok etme, gizleme, aile hukukundan doğan yükümlülükleri ihlal ve suçu bildirmeme suçlarına karşılık geldiği ifade edildi.

'ÇOCUKLARIN BABASI İSTİSMARDA BULUNDU'

İddianamede; 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 28 yıl 6 ay hapis cezası talep edilen, Sıla'nın bırakıldığı evin sahibi Kani A., hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Kani A., "Sıla ve ablasına hiçbir zaman cinsel amaçlı veya normal olarak temasta bulunmadım. Bakiye ve çocuklarını 2-3 haftadır tanıyorum. Bakiye ile herhangi bir ilişkim bulunmuyor. Bakiye, çocuklarına bakmadığını, çocuklarını sürekli benim ikametime yollayıp oğlum K.A.'ya bıraktı" dedi.

İddianamede, şöyle denildi:

"Şüpheli Kani A., yönünden yapılan değerlendirmede; şüpheli her ne kadar üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyip Sıla'ya cinsel amaçlı veya normal olarak temasta bulunmadığını belirtmiş ise de adli tıp raporunda maktulden elde edilen tırnak örneklerinden elde edilen DNA örneğinin kendi DNA'sı ile uyumlu olduğunun belirtilmesi sebebiyle şüphelinin maktule 05.09.2024 tarihinde evinde bulunduğu sırada maktule karşı cinsel istismar ve çocuğa karşı cebir kullanarak cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği ve hakkında iddianame düzenlemeye yeterli delilin bulunduğunun değerlendirildiği."

'SUÇU BİLDİRMEDİ'

Bakiye Yeniçeri'nin dini nikahla birlikte yaşadığı Sanlı Ö. de hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Eve geldiğinde çoğu zaman çocukların evde olmadığını öne süren Sanlı Ö., "Bana bu iftirayı Bakiye'nin babası ve ablaları atıyor. Onlara para vermemesi ve Bakiye'ye de kendisine bakması sebebiyle, onu çalıştırıp para kazanamamaları sebebiyle bana iftira atıyor. Bakiye, daha önceden birkaç aileye çocuklarına bakmaları için bıraktı. Bakiye bana Sıla bebeğin bezinde kan gördüğünü söyledi ancak cinsel amaçlı gelip gelmediğini söylemedi" dedi.

İddianamede, Sanlı Ö.'nün hakkındaki suçlamayı kısmın inkar ettiği belirtilerek, "Şüpheli Bakiye'nin kendisine maktul Sıla'nın kanlı bezini gördüğünü söylediği ve cinsel istismara uğradığını belirtmesine rağmen, herkesin suç olacağını bilebileceği bu bilgi neticesinde yetkili makamlara bildirimde bulunmaması sebebi ile üzerine atılı eylemlerine uyan 15 yaşını doldurmamış çocuğa karşı işlenen suçu bildirmeme suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır" ifadelerine yer verildi.

'İKİ ÇOCUĞUN DA BABASI DEĞİLİM'

Bakiye Yeniçeri'nin resmi nikahlı eşi Ü.Y. de verdiği ifadesinde 6 yıl önce evlendiklerini belirterek, şunları söyledi:

"Evlendiğimizde eşim büyük kızına hamileydi. Bakiye bebeğinin babasının öldüğünü söyledi. Ben de bu durumu kabul ettim, 6 ay evli kaldım daha sonra ayrı ayrı yaşamaya başladık. Ancak nafaka vermemek için boşanma davası açmadım, Kayseri'ye gittim.

Bakiye ve başka hiç kimseyle irtibat kurmadım. Resmi olarak boşanmadığımız için Bakiye'nin ikinci çocuğu Sıla bebek doğduğunda kayıtlara babası olarak geçtim.

Ancak bildiğim kadarıyla, Sıla bebeğin biyolojik babasının B.K. isimli şahıs olduğunu öğrendim. Bakiye'yi 5 senedir görmedim.

Her iki çocuğun da biyolojik babası değilim. Eşimden boşanmadığım için iki çocuğun da nüfus kayıtlarında babası olarak yer alıyorum, biyolojik babası olmasam da Sıla bebeğe yapılan eylemler sebebiyle davacı ve şikayetçiyim."

MAHALLENİN MÜEZZİNİ ANNEYİ UYARMIŞ

İddianamede, mahallenin müezzini Şener U.'nun da tanık olarak ifadesine yer verildi.

Şener U., 6 Eylül'de saat 17.00 sıralarında Kani A.'nın evlerinin balkonunda oğlu R.A.'nın Sıla'yı gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"Çocuk kolları ile sararak havaya kaldırdı. 'Ne yapıyorsun, bırak çocuğu düşüreceksin' diye seslendim.

Çocuğun bıraktığı Sıla dengesini kaybederek kafasını balkonun demirine çarptı. Akabinde ikisi birden koşarak evin içine girdi. Ben de daha sonra evime gitti. Bir gün sonra saat 13.00 sıralarında yine camiye giderken Bakiye Yeniçeri'yi sokak üzerinde gördüm.

Kendisine çocuğun Sıla ile balkonda tehlikeli oyun oynarken gördüğümü söyledim. 'Kızın balkondan düşer' diye dikkatli olması konusunda uyardım. Bakiye ise yanımdan ayrıldı."