Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'na dönük operasyon sonrası ilk kez açıklama yaptı.

Piyasa kuralları içerisinde kalarak gereken her adımı proaktif şekilde attıklarını ve bundan sonra da atmaya devam edeceklerini belirten Karahan, "Piyasaların istikrarlı işleyişinin sürdürülmesi amacıyla araçlarımızı etkili şekilde kullanıyoruz. Çift yönlü iletişim kanallarımızı sürekli açık tutuyoruz." dedi.

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) tarafından düzenlenen "Ekonomi Toplantısı", TCMB Başkanı Fatih Karahan, Almanya'nın İstanbul Başkonsolosu Regine Grienberger ve AHK Başkanı Pınar Ersoy'un katılımıyla gerçekleştirildi.

Karahan, burada yaptığı konuşmada, Almanya ve Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin karşılıklı olarak refaha ve büyümeye katkı sunduğunu belirtti.

'DEĞER KAYIPLARI OLDU, HIZLI AKSİYON ALDIK'

Geçen hafta piyasalarda yaşanan gelişmelerin finansal varlıklarda değer kayıplarına neden olduğunu belirten Karahan, "Piyasadaki oynaklığın geçici ve ekonomiye yansımalarının kısa vadeli olmasını sağlamak için hızla aksiyon aldık." değerlendirmesinde bulundu.

Karahan, piyasa kuralları içerisinde kalarak gereken her adımı proaktif şekilde attıklarına ve bundan sonra da atmaya devam edeceklerine dikkati çekerek, "Piyasaların istikrarlı işleyişinin sürdürülmesi amacıyla araçlarımızı etkili şekilde kullanıyoruz. Çift yönlü iletişim kanallarımızı sürekli açık tutuyoruz." diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının çok geniş ve güçlü bir araç setine sahip olduğunun altını çizen Karahan, "Temel amacımız olan fiyat istikrarını sağlamak için sıkı para politikası duruşumuzu kararlılıkla sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.

DEZENFLASYON SÜRECİ DEVAM EDİYOR

Fatih Karahan, geçen yılın haziran ayında başlayan dezenflasyon sürecinin devam ettiğine dikkati çekerek, "Tüketici enflasyonu şubat ayında yüzde 39,1 oranına gerileyerek 2024 Mayıs ayındaki tepe noktasına kıyasla kesintisiz ve önemli bir düşüş gösterdi. Ana eğilim yılın ilk çeyreğinde öngörülerimizle uyumlu olarak yükseldi. Ocak ayındaki artışın ardından, şubat ayında ana eğilim önemli bir yavaşlama gösterdi." ifadelerini kullandı.

Dönemsel gelişmelere göre ana eğilim göstergelerinin birbirinden farklılaşabildiğini aktaran Karahan, "Bu durum, önceden belirttiğimiz gibi, ana eğilimi farklı göstergeler üzerinden takip etmenin önemini ortaya koyuyor." dedi.

Karahan, medyan enflasyona bakıldığında ana eğilimde daha olumlu bir görünümün izlendiğini ifade ederek, "Tüketici fiyat gelişmelerine alt gruplar bazında baktığımızda mal enflasyonu düşük seyrediyor. Temel mal fiyatları yılın ilk iki ayında oldukça ılımlı seyretti. Dayanıklı mal grubunda yüzde 20 seviyesinin de altında bir enflasyon söz konusu." şeklinde konuştu.

Mart ve nisan aylarında iki önemli unsurun belirleyici olacağına işaret eden Karahan, "Bunlardan biri, ramazan ayının gıda fiyatlarına etkisi, diğeri de son dönemde finansal piyasalardaki gelişmelerin fiyatlara ve beklentilere olan yansıması. Söz konusu unsurlar özellikle nisan ayı için enflasyonda yukarı yönlü riskleri artırdı. Hizmet enflasyonuna daha yakından baktığımızda geçmişe endeksleme eğilimi güçlü, eğitim ve kira gibi kalemlerin burayı yukarı çektiğini görüyoruz." açıklamasını yaptı.

'TEDBİRLER ALDIK'

Geçen hafta piyasalarda yaşanan gelişmelerin finansal varlıklarda değer kayıplarına neden olduğunu belirten Fatih Karahan, "Yüksek oynaklık ortamının etkisiyle bazı göstergelerin ulaştığı en yüksek gün sonu seviyelere baktığımızda, döviz kurunda yüzde 3, ülke risk priminde 71 baz puan, 10 yıl vadeli gösterge tahvil faiz oranında 4,5 puan ve bir ay vadeli kur oynaklığında 15 puana ulaşan artışlar görüldü." diye konuştu.

Karahan, bu artışların makroekonomik görünümü bozmaması için hızlı bir şekilde gerekli önlemleri aldıklarını aktararak, "Böylece 19 Mart günü aşırı oynaklık sergileyen göstergelerdeki artış daha sınırlı kaldı. Bu bağlamda, Para Politikası Kurulu olarak, yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere 20 Mart tarihinde toplandık. Bu gelişmelerin enflasyon görünümü açısından oluşturabileceği riskleri değerlendirerek sıkı parasal duruşu destekleyici tedbirler aldık. Bu doğrultuda, Merkez Bankası gecelik borç verme faiz oranını yüzde 44’ten yüzde 46’ya yükselttik. Politika faizini yüzde 42,5’te, Merkez Bankası gecelik borçlanma faizini ise yüzde 41’de sabit tuttuk. Bunun yanı sıra bir hafta vadeli repo ihalelerine bir süreliğine ara verdik." ifadelerini kullandı.

Piyasadaki oynaklığı sınırlamak üzere TL ve döviz likiditesine yönelik tedbirler aldıklarını anımsatan Karahan, "Bu kapsamda TL depo ihalelerinin vadelerini uzattık. Ayrıca, likidite araçlarımızın çeşitliliğini artırarak vadesi 91 güne kadar likidite senetleri ihraç etmeye başladık." açıklamasını yaptı.

DÖVİZDEKİ ADIMLAR

Fatih Karahan, döviz likiditesine yönelik olarak da TCMB nezdinde TL uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemlerine başladıklarını ifade etti.

İngilizce kısaltmasıyla NDF olarak bilinen bu işlemlerin ileri tarihte yabancı para cinsinden işlem yapacak firmaların kur riskinden korunmalarını sağladığını dile getiren Karahan, "Bu yolla kurlarda gözlenen oynaklıkları azaltarak döviz piyasalarının etkinliğini destekliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Finansal piyasaların etkin işleyişinin sürmesi amacıyla piyasa kuralları içinde tüm para politikası araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edeceklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Adımlarımızı piyasalarda oluşan oynaklığın makroekonomik etkilerini sınırlamak amacıyla proaktif bir yaklaşımla belirleyeceğiz. Ekonomimizin temel dinamiklerinde hiçbir bozulma yok. Cari açık tarihi düşük seviyelerde seyrediyor. Rezerv pozisyonumuz oldukça güçlü. Sıkı para politikası duruşumuzu enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdüreceğiz. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız."