Şehriban Kıraç / NEFES

Türkiye seçimle geçen, yüksek enflasyon ortamında hayat pahalılığının arttığı, ihracat pazarlarında rekabetin zorlaştığı bir yılı geride bıraktı. 2025’te de enflasyonla zorlu mücadelenin devam etmesi bekleniyor.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, büyümenin özellikle yılın ilk yarısında zorlandığı bir süreç beklediklerini vurguladı. 2025’in ilk röportajını NEFES gazetesine veren TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile enflasyon, beyin göçü, bu yıl ilk kez açıklayacakları Rekabet Endeksi gibi bir çok konuyu konuştuk.

Kur politikası şirketleri zorladı

- 2024 her kesim için zor geçti. İş dünyasının yaşadığı ana zorluklar neler oldu?

2024 yılında Türkiye ekonomisi için öncelikli konular enflasyonla mücadele, makro ekonomik istikrarın ve dengelenmenin sağlanmasıydı. Bu süreçte finansman iş dünyasını zorlayan ana konulardan bir tanesi oldu ve maliyet yapısının üzerindeki baskıyı artırdı. Avrupa’nın zayıf görünümü ve kur politikası şirketler için zorlayıcı oldu.

- 2025 nasıl bir yıl olacak, gelen gideni aratacak mı, hangi alanlarda risk görüyorsunuz?

2024 yılı dünya için seçimlerin baskın olduğu bir dönemdi. Özellikle, yılın son aylarındaki Amerikan seçimleri ve Suriye’de yaşanan gelişmelerin Türkiye ekonomisinin 2025’e önemli bir etkisi olacak. Trump yönetiminin göreve gelmesiyle uygulayabileceği gümrük vergileri 2025’te küresel ekonomi için en ciddi risklerden biri olarak gösteriliyor. Mevcut veri akışı Avrupa’daki zayıflığın devamına işaret ediyor. Yurt içinde ise enflasyonda hedeflenen seviyelere ulaşabilmemiz için bütüncül bir bakış açısıyla hareket ederek para politikasını daha uyumlu bir mali politika, gelirler politikası ve yapısal reformlarla desteklememiz gerekiyor.

Enflasyonda yüzde 21 hedefi iyimser

- 2025’e dönük, döviz kuru, enflasyon, faiz, büyüme, işsizlik öngörünüz nedir?

Para politikası ve döviz kuru tarafında mevcut politikaların sürdürüldüğü ve büyümenin özellikle yılın ilk yarısında zorlandığı bir süreç bekleriz. Aralık ayı ile başlayan faiz indirimlerinin enflasyondaki gerilemeyle kontrollü şekilde devam edeceğini öngörüyoruz. Merkez Bankası’nın bu yılki yüzde 21 enflasyon hedefini biraz iyimser buluyoruz. Para politikalarını mali politikalarla ve yapısal reformlarla desteklemek gerekiyor. Bu olmadığı sürece dönüp dolanıp aynı şeyleri konuşuyoruz. Biz hep faiz, kur, borsayı konuşuyoruz. Bu sarmaldan çıkmamız gerekiyor.

Daha ciddi adımlar atılmalı

- Atılan adımlara rağmen enflasyonda istenen düşüş sağlanamıyor. Hangi adımlar atılmalı?

Enflasyonla mücadelenin başarıya ulaşması için daha sıkı bir bütçe disiplini oldukça önemli. 2024’te açıklanan kamuda tasarruf paketi gibi girişimleri değerli buluyoruz, bu alanda çok daha ciddi adımlar atılmalı.

Daha sıkı ve etkin bir mali politika için büyümeyi desteklemek ve gelir adaletini sağlamak amaçları doğrultusunda gerçekleştirilen kamu harcamalarının yerindeliği, etki analizleri yapılarak değerlendirilmeli ve gereksiz harcamalar önlenmeli. Ayrıca kamu harcamalarının denetimi güçlendirilmeli, harcamaların yerindeliğinin ve etkinliğinin kamuoyu tarafından takip ve değerlendirmesinin yapılabilmesi için veri paylaşımı iyileştirilmeli.

Vergi ödeyen mükellefler için vergi oranlarının artırılması veya bu mükelleflere ek vergiler yüklenmesinden ziyade, kayıt dışı ekonomi ile çok daha ciddi mücadele edilmeli. Biz hep çalışanlar ve kayıtlı mükelleflerden maksimum vergi almaya çalışıyoruz.

Atılan adımlar hızlandırılmalı

- Sadece para politikasına indirgenen bir ekonomi politikası var. Siz Türkiye’nin uygulaması gereken ekonomi politikasının neleri içermesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

2024 yılı para politikasının güdümünde başarılı bir yıl olsa bile kazanımlarımızı çeşitlendirmek için yeterli gelişmeyi kaydedemediğimiz bir sene oldu ve rekabet avantajımız bir miktar daha eridi. Daha kapsamlı hem maliye politikası ile tamamlanan hem de yapısal reform sürecini barındıran bir programa ihtiyacımız var. Bütünsel bir politika yaklaşımı olmayınca reel kesimin küresel temadan geri kaldığını ve verimlilik artışı sağlayamadığını görüyoruz. Özellikle maliye politikasında atmamız gereken adımları hızlandırmamız gerekiyor.

- Artan maliyetler, yüksek faiz ve baskılanan kur ortamında yeni yatırımlar gündeme gelebilir mi?

Yeni yatırımlar her koşulda gündeme gelebilir. Her krizin bir de fırsat tarafı var. Yatırım kararlarında öncelikli belirleyiciler istikrar ve öngörülebilirlik. Bu alanlarda göstereceğimiz gelişim yatırım kararlarında şüphesiz karşılık bulacaktır. Fakat bunun olabilmesi için sadece ekonomi alanında değil, hukukun üstünlüğü ve çağa uygun eğitim konularında da üzerimize düşenleri yapmalıyız.

En yetenekli gençler gidiyor

- Kaliteli insan gücü yurt dışına gidiyor. Buna engel olmak için hangi adımlar atılmalı?

En becerikli, eğitimli, yetenekli gençler, ekonomik ve toplumsal koşullar nedeniyle gidiyorlar. Bu tablonun muhasebesini dikkatle yapmamız gerek. Bireylerin refahı, sosyal huzur ve yetkinliğe göre iş potansiyeli sağlanması gibi hususlar uzun vadeli ve hiç şüphesiz kapsamlı bakış açısı gerektiriyor. Beşerî sermaye, güçlü kurumlar ve bilim temelli yaklaşım Türkiye’nin geleceği için üzerine en çok düşünmemiz gereken konular. İyi eğittiğimiz gençleri ülkemizde tutmak için başta ekonomik özgürlükler olmak üzere tüm özgürlük alanlarını genişletmeliyiz. Liyakat ilkesini tüm kurumlarda hayata geçirmeliyiz. Hukukun üstünlüğünde, çevre ve iklim krizine duyarlılık başta olmak üzere pek çok önemli konuda ilerleme göstermemiz gerekiyor. Gençlerimize ülkemizde değer yaratabilecekleri bir ortam sunmamız kritik önem taşıyor.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan: Enflasyonla mücadele yapısal reformlarla desteklenmeli - Resim : 1

Demokrasinin güçlendirilmesi şart

- TÜSİAD’ın sürekli vurguladığı yapısal reformlar var. Gelecek dönemde özellikle adım atılması gereken noktalar neler?

Son dönemde ekonomimizin önceliği elbette enflasyonla mücadele süreci oldu. Ancak orta ve uzun vadede hedefimiz kalıcı, sürdürülebilir, doğru bölüşülmüş refahın ve ekonomik kalkınmanın sağlanması olmalı. Bunun için de çok daha köklü reformlar gerekiyor.

Önümüzdeki dönemde beklentimiz; hukuk devletinin, yargı sisteminin ve demokrasinin güçlendirilmesi, hukuki öngörülebilirliğin sağlanması ve piyasa ekonomisi ilkeleri ile uyumlu politikalar geliştirilmesi, kurumsal kapasite ve bağımsızlığın artması, çağımıza uygun bir eğitim reformunun yapılması, verimlilik ve rekabetçiliğin artması için teknolojik dönüşümün desteklenmesi, sanayide yeşil dönüşümün esas alınması, kayıt dışı ekonomi ile daha etkin bir mücadele.

Uzun vadeli kazanımlar elde etmek için bu konulara ciddi şekilde eğilmeliyiz.

Türkiye’nin rekabet endeksini hazırlıyoruz

- Her yıl ses getiren raporlar hazırlıyorsunuz, bu yıl bir hazırlığınız var mı?

Türkiye’nin rekabet gücüne dair bir veri seti üzerinde çalışıyoruz. Bu çalışmanın ilkini mart ayında kamuoyu ile paylaşacağız. Mart ayının ardından her çeyrek yayınlamaya devam edeceğiz. Bu önemli çalışma, rakamsal bir veri seti üzerinden rekabetimizin ne durumda olduğunu daha bilimsel ölçme imkanı verecek. Farklı sektörlerde iş gücü, enerji, finansman, hammadde gibi alanları derinlemesine ele alacağız.