Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözleriyle nedeniyle 'hakaret' soruşturması başlatıldı.

Bu soruşturmanın duyulmasının ardından Özdağ, 19 Ocak'ta partisinin Antalya'daki il başkanları istişare toplantısındaki açıklamaları nedeniyle başlatılan soruşturmanın neden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütüldüğünü sordu.

Özdağ "Erdoğan ve ben Ankara’dayız. Ankara Başsavcılığı da soruşturma açmıyor. İstanbul Başsavcılığı açıyor. Bu konuşmayı 1000 defa daha yapmaya hazırım. İster hapse atın, ister kurşuna dizin" dedi.

YEMEK YERKEN GÖZALTINA ALINDI

Bundan kısa bir süre sonra akşam saatlerinde Özdağ, Ankara'da yemek yediği sırada gözaltına alındı ve polis eşliğinde Devlet Demir Yolları Hastanesi’nde sağlık kontrolüne götürüldü. Ardından soruşturma kapsamında ifade için karayoluyla İstanbul'a doğru yola çıkarıldı.

ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Geceyi İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube’de geçiren Özdağ, polisteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Özdağ'ın gözaltında olduğu sıralarda hakkındaki soruşturmanın, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçu yönünden genişletildiği öğrenildi.

MAHKENMEDEN TUTUKLAMA KARARI

Çağlayan Adliyesi'ndeki ifade işlemi tamamlanan Ümit Özdağ 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik' suçlamasıyla tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Mahkeme, Zafer Partisi lideri Özdağ'ın tutuklanmasına karar verdi.

SAVCILIĞIN SEVK YAZISINDA 11 PAYLAŞIMA YER VERİLDİ

Savcılığın nöbetçi sulh ceza hakimliğine gönderdiği sevk yazısına ulaşıldı. Ümit Özdağ'ın 2020-2024 yıllarında sosyal medya hesabından yayınladığı 11 paylaşıma yer verilen sevk yazısında, Özdağ'ın farklı tarihlerde çeşitli kamu kurumlarınca yalanlanan paylaşımlarının, kışkırtıcı tutum ve davranışlar sergilemeye yönelik ifadeler içerdiği iddia edildi.

ÖZDAĞ GÖZALTINDAYKEN 6 AY ÖNCEKİ OLAYA İLİŞKİN RAPOR HAZIRLANDI

Sevk yazısında, Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü Kamu Güvenliği Büro Amirliği tarafından Özdağ'ın sorguda olduğu 21 Ocak'ta hazırlanan rapora da yer verildi.

Raporda 30 Haziran ila 3 Temmuz 2024 tarihlerinde Kayseri'de meydana gelen protesto eylemlerine yaklaşık 15 bin 100 kişinin katıldığı, olayların meydana geldiği mahallelerde 263 ikamet ile iş yeri ve 166 araçta zarar meydana geldiği, olaylar neticesinde 25 emniyet ve 1 itfaiye personelinin yaralandığı bilgisine yer verildi.

Yazıda, rapora göre, şüphelinin genel başkanı olduğu partinin mensupları ile bu partiye müzahir kişiler tarafından sosyal platformlarda yapılan paylaşımların da Kayseri'de meydana gelen toplumsal olaylara katılanları etkilemiş olduğunun değerlendirildiği iddia edildi.

SAVCILIK PAYLAŞIMNLARI KIŞKIRTICI BULDU

Özdağ'ın paylaşımların, halkın bir kesimini diğer kesim aleyhine kin ve düşmanlığa, ayrımcılığı gerektirecek nefrete yönlendirici nitelikte olduğu öne sürülen yazıda, "Paylaşımların birçok hesap ve grup tarafından yorumlar ile birçok defa paylaşılarak medyada gündem oluşturduğu, bunu müteakip tahrik edilenler nazarında endişe yaratacak şekilde bir etki oluşturarak kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığı" ifadelerine yer verildi.

Yazıda, şüphelinin "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçunu işlediği hususunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu belirtilerek, ayrıca partisinin 19 Ocak'taki toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaret içerikli sarf ettiği söz ve beyanlarına ilişkin tespitlerin de soruşturma evrakına eklendiği bilgisine yer verildi.

Savcılı kaleme aldığı yazıyla Özdağ'ın, üzerine atılı suçu işlediğinde dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğunu savunarak, atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suça dair yasada yazılı cezanın üst haddi dikkate alınarak Özdağ'ın tutuklanmasına karar verilmesi istedi.

ÜZERİNE ATILI SUÇLARI KABUL ETMEDİ

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Özdağ'ın ifadesinde şunları söyledi:

"19 Ocak 2025 tarihinde yaptığım konuşma içeriğinde Recep Tayyip Erdoğan’a atfen söylediğim sözler, Erdoğan’ın başbakanlık dönemine ilişkindir. Bu bağlamda eleştiri mahiyetindeki ifadelerin 'Cumhurbaşkanı'na Hakaret' suçunu oluşturması mümkün değildir.

Kullandığım X hesabı tamamen şahsıma ait olup, yalnızca tarafımdan kullanılmaktadır. Hesap üzerinden yapılan tüm paylaşımlar tarafımdan gerçekleştirilmiştir. Kayseri’de yaşanan olaylarda, bir Suriyeli genç, bir Suriyeli kızı taciz etmiştir.

Olay yerine gelen polis tacizciyi gözaltına almak istemiş, ancak Suriyelinin ailesi ve çevredeki diğer Suriyeliler polise direnmiştir.

Bunun üzerine Güneydoğu Anadolu’dan Kayseri’ye göç etmiş vatandaşlar, polise destek için sokağa çıkmış ve olaylar büyümüştür. Olayların duyulmasıyla, Kayseri’nin farklı mahallelerinden insanlar olay yerine gelmiştir.

Olayların başladığı gün, provokasyon yapan bir sosyal medya hesabına, 'Yanlış diyebilmek için açık adını buraya yazacaksın. Kayseri’ye gideceksin. Oradan sokaktan fotoğraf paylaşacaksın. Böyle sahte isimler ile sosyal medyadan Türk Milletini sokağa çağırmayacaksın. Halk tepki gösterdi, bu yol ile kimse yollanmaz, sadece ülke emperyalizmin istediği gibi karıştırılır.

Suriyelileri, Afganları yollamak istiyorsan oyunu Zafer Partisi’ne vereceksin ve hukuk içinde gidecekler. Sevgili Kayserililer, polis bizim, devlet bizim, ülke bizim. Şehrinize sahip çıktınız, artık evinize dönün. Bilinçli bilinçsiz tahrikçilere izin vermeyin' cevabını verdim.

Aynı gün saat 00:41 ve 22:56’da Kayseri halkını evlerine dönmeye davet eden ve sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini öneren iki ayrı paylaşımda bulundum. Ayrıca ertesi gün 3 genel başkan yardımcımızı bölgeye göndererek, Zafer Partisi üyelerinin olaylara karışmamasını sağladım.

Olaylara ilişkin raporlarda, Zafer Partisi mensuplarının bu olaylarda yer aldığına dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Sonuç olarak, üzerime atılı 'Cumhurbaşkanı'na Hakaret' ve 'Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etme' suçlarının yasal unsurları oluşmamıştır.

Zafer Partisi ve şahsım, sığınmacıların ülkelerine dönüşlerini uluslararası ve ulusal hukuk çerçevesinde desteklemektedir. Hakkımda takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum”

HAKİMLİĞİN KARAR YAZISI: KAÇMA ŞÜPHESİ VAR

Hakimlik kararında, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçunun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve dosyadaki belgeler çerçevesinde, Özdağ'ın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller olduğu ifadelerine yer verildi.

Söz konusu suç için yasada belirlenen cezanın alt ve üst sınırı, eylemlerin gerçekleşme şekilleri dikkate alındığında Özdağ'ın kaçacağına yönelik somut olgunun varlığı, delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması ve şüphelinin tutuklanmasına engel bir halin bulunmadığı ifade edilen yazıda, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı değerlendirildiğinden şüphelinin tutuklanmasına karar verildiği kaydedildi.

Bu arada, tutuklanan Özdağ'ın, Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna götürüldüğü öğrenildi.