Dumlupınar Mahallesi'nde 27 Mayıs 2024 tarihinde meydana gelen olayda, çöp konteynerlerinde insan uzuvlarının bulunduğu ihbarı üzerine soruşturmanın başlatıldı.
Yapılan çalışmalarda cesedin Nihat Salih’e (79) ait olduğu tespit edildi. Yapılan araştırmada, kamera kayıtlarında Bilal Dilek’in, (39) çöp konteynerlerine ne olduğu anlaşılmayan eşyalar attığı görüldü.
Olayla ilgili gözaltına alınan Bilal Dilek tutuklandı. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edilen Bilal Dilek bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
Anadolu 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Bilal Dilek ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
‘NİHAT AMCANIN KARŞISINDA SİGARA BİLE İÇMEM’
Mahkemede ifade veren Bilal Dilek, maktulü yaklaşık 10 yıldır tanıdığını ve ona “Nihat Amca” diye hitap ettiğini belirtti.
Yeşil reçeteli ilaç kullandıklarını ve maktulün bu ilaçları satarak geçimini sağladığını iddia eden Dilek, cinayetle ilgisinin olmadığını şu sözlerle dile getirdi:
"Maktulün ölümüyle benim ilgim ve alakam yok. Pazar günü ben işteydim. Öğle saat 14.00’de ben Nihat amcayı aradım. Kendisi benim oturduğum evin arka tarafına geldi. Kendisi Dere Mahallesi'ne gideceğini söyledi. Ben de evin etrafındaki çöpleri pislikleri temizliyordum.
Zeynep G. ablanın evine gittim. Evin etrafındaki pislikleri temizleyip kucaklayıp attım. Çöpe giderken telis çuvalı götürmedim. Çöpe battaniye ya da halı gibi bir şey atmadım. Çöp kovasında çay pisliği ve odun parçaları vardı. Onu gittim çöpe attım.
Çöp kovasını yolda buldum. Ben evden çıktım 150 metre yürüdüm çöp kovası yoldaydı, el ayak çarpmasın diye çöp kovasını yolun kıyısından aldım gittim çöpü çöp kovasına döktüm. Kovayı da çöpten uzak tarafa attım çünkü dönüşte kovayı alacaktım. Evde ele geçtiği söylenen balta bana ait değildir. Baltanın kime ait olduğunu bilmiyorum. Evimde kömür odun sobası vardır.
Bir tane baltam vardı roman vatandaşların çocukları baltayı alıp gitmişler. Olaydan 3 ay önce benim baltam evden alınmıştı. Benim baltam evdeyken odun yanıyordu. Evdeki sobada odun yakarım kömür yakarım. Ancak olay günü evimde bulunduğu iddia edilen balta bana ait değildir.
Kim bırakmış bilmiyorum. Ben Nihat amcayı öldürecek kadar zavallı değilim. Eve kim girdiyse baltayı o koymuştur. Ben Nihat amcanın karşısında sigara bile içmiş değilim. Nihat Salih'i kim öldürdü bilmiyorum. Biri güzel bir oyun oynamış. Kim oynayabilir nasıl oynayabilir bilmiyorum."
‘ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ NEZARETHANEDE DUYDUM’
Dilek savunmasının devamında, şunları söyledi:
“Ben 2018 yılında 3 tane çocuğu olan kadını kuma olarak aldım. Kuma olarak aldığımda eşimle ayrıydık. Daha sonra eşim geldi 6 ay sonra da diğer kadını geri gönderdim. O kadın da kendi eşine gitti. Ben buradan hasım sahibi oldum. Benim evime saat 12.00' da Remzi Ç., Sezer K., Ramazan G. geldi.
Bunlar geldiğinde Nihat amca eve gelmedi. Bunlar da Nihat Salih'ten sentetik uyuşturucu ilaç alıyorlar. Ben kömürlük temizliyordum. Benim çöp konteynırına battaniye ya da halı götürmem gibi durum söz konusu değildir. Ben olay günü evde değildim.
Maktul nasıl öldürülmüş bilmiyorum. Ben eve geldiğimde evin kapısı komple kırıktı. Evde kan yoktu, ortalık dağınık değildi. Kapı kırık olarak duruyordu. Benim evimde maktulün kan izleri nasıl çıkmış bilmiyorum. Ben mağdurun parçalanarak öldürülmesini nezarette duydum. Maktulü ben öldürmedim. Kim yapmış ise Allah bin belasını versin, kim bizim üzerimize oynuyorsa Allah bin belasını versin. Ceset parçalarını çöpe ben atmadım.
Benim çöp konteynırına boşalttığım kovanın içerisinde çay pisliği ile odun parçaları vardı. Biz Nihat amca ile birbirimizi seviyorduk baba oğul gibiydik. Olaydan bir sene öncesi benim yanıma geliyordu. Karabüklüleri de sevdiği için onların evine de giderdi. Ben sentetik uyuşturucu bir defa içtim.
Arkadaşlarım eve geldiğinde olay günü sentetik uyuşturucu içtik. Sezer, ben ve Ramazan içtik. Remzi içmedi. Ben eve 12.00'de geldim. Nihat Salih ile de saat 2-2:30 gibi dışarıda buluştuk. Olayı kim yapmışsa bilmiyorum. Suçsuzum beraatimi isterim."
‘BABAM BUNLARA EKMEK VERİRDİ’
Nihat Salih’in kızı Gül Yazıcı, "Ben maktulün kızıyım. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum. Biz çocukları olarak sanıktan uzak durmasını hep söyledik. Sanığın aklı yerinde değildir, dilencilik yapıyorlar. Uzak durması için babamı uyarıyorduk. Suçunu itiraf etsin. Biz bu durumu kaldıramıyoruz insan nasıl kıyıp da bunu yapabilir. Babam bunlara hep ekmek verdi. Babama uzak dur diyorduk ancak babam yazık günah diyordu. Önce Allah'a sonra size güveniyoruz. Pişman olduysa Allah rızası için itiraf etsin" dedi.
‘MİSAFİR GELİNCE, BABAMIN CENAZESİNİ ÇEKYATIN ALTINA KOYUYORMUŞ’
Nihat Salih’in oğlu Özcan Salih ise, “; Ben maktulün oğluyum. Babamla birlikte yaşıyorum. Babam eski kiracılarına giderdi. Yatılı kalmazdı. Sanık bizi tanırdı. Babam arada giderdi. Babam ile sanık arasında alacak verecek meselesi vardı. Babam alacaklıydı, elden para vermiş. Biz babamı uyardık, ‘sanığa yardım etme, seni kandırıyor’ dedik. Babamda, ‘yazık günah garibandır’ dedi. Sanığın çoğu köylüsü bizim oradadır. Babamın cenazesini misafir gelince çekyatın altına koyup ara veriyormuş, misafir gidince kesmeye devam ediyormuş" dedi.
‘SANIK ÇÖPE BATTANİYE ÇEKERKEN GÖRDÜM’
Tanık Sultan C., ise şunları söyledi:
"Sanığı tanırım kendisi bizim komşumuzdur. Nihat Salih’i benim görmüşlüğüm yoktur. Ben çocuğuma hamileydim, sancım vardı. Merdivenlerde oturuyordum. Sanığı çöpe battaniye çekerken gördüm.
Dışarıda çöpleri toplayıp içine koyduğu çuval vardı, çuvalın içerisine çöpleri toplayıp koyduğunu gördüm ancak battaniyede ne olduğunu görmedim. Benim gördüğüme göre battaniye sadece battaniyeydi içinde bir şey yok gibi duruyordu.
Battaniyeyi elinde sürüyerek götürüyordu sorduğumuzda çocukların işediğini söyledi. Bana çocuklar battaniyeye işemiş dedi. Evde herhangi bir bağırtı çağırtı duymadım.
Ölüm olayını sonradan duydum. Sanığın baltası olduğunu hiç görmedim. Ben sanığa kömür verdim odun aldım o çok önceydi. Bir battaniye ve çuval gördüm başka bir şey attığını da görmedim."
DURUŞMA ERTELENDİ
Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 22 Mayıs 2025 tarihine erteledi.
İSTENEN CEZA BELLİ OLDU
İddianameye göre, Adli Tıp Kurumu raporunda maktulün başının boyun bölgesinden kesilerek vücudundan ayrıldığı, ardından kollarının, bacaklarının ve bel bölgesinin kesilerek vücudunun parçalara ayrıldığı belirtildi. Olay yerinde ele geçirilen balta ve yolluğun üzerindeki kan örnekleri, maktulün kan örnekleriyle eşleşti.
Savcılık, sanık Bilal Dilek’in “canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.