Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin ardından “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan Kara Harp Okulu birincisi Ebru Eroğlu’nun da bulunduğu 5 teğmen ve 3 subay için disiplin kuruluna sevk sürecinin detaylarında çarpıcı ayrıntılar var. İlk günden bugüne yaşananları teğmenlerin avukatı Serdar Öztürk’le konuştum. Sözü aynı zamanda Ergenekon kumpasını yaşamış avukat Öztürk’e bırakıyorum:
DİSİPLİNSİZLİK YOK
* 30 Ağustos’tan sonra kamuoyunda teğmenlere soruşturma açılacağı yönünde haberler çıktı. Böyle bir durum yaşanırsa görüşüp görüşmeyeceğimiz soruldu bize. O ana kadar da Milli Savunma Bakanlığı’nda bir tahkikat yoktu. Biz de konuyu önemsemedik. TRT normal habermiş gibi yayınladı, hükümetten açıklama yapılmadı. Tam tersi AKP Sözcüsü Ömer Çelik sahiplenici cümleler kurdu. Daha sonra olayla ilgili idari tahkikat başlayıp çocukların savunmaları istendiğinde, savunma verildikten sonra bize geldiler. Alay kıdemlisi teğmenle görüştük önce. Toplantı yaptık, olayı dinledik bütün boyutlarıyla. 13 Ağustos’tan Harp Okulu’na katılmalarına ardından 30 Ağustos’a, sivil dekan, alay komutanı dahil olay günü neler yaşandığını bire bir dinledik. Olayda herhangi bir disiplinsizlik olmadığı kanaatine ulaştıktan sonra da dosyayı aldık.
200 İFADE VAR
* Şu anda çocuklar savunma yapmadılar. Çünkü istenilen savunmaya dayanak olan belgeler verilmedi kendilerine. Dosyanın dayanağı olan deliller, yazışmalar, ifadeler verilmediği için savunma yapmadılar. Savunma hakkı kısıtlandı. 200 kişiye yakın kişinin ifadesi alınmış ve birinin bile ifadesi yok bizde. İfadeleri okuyacağız ve ifade verenler arasında tarikatçı-cemaatçi teğmenler var mı? Göreceğiz!
HERKES İŞİNİ YAPSIN
* İdari tahkikat tamamlandıktan sonra biz dosyayı Kara Kuvvetleri’nden istedik. Onlar da dosyanın Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’nda (EDOK) olduğunu söyledi. EDOK’tan istedik, “Biz Kara Kuvvetleri’ne gönderdik” dediler. Bunun üzerine Kara Kuvvetleri’nden tekrar istedik, “Eksiklik var ve iade ettik” dediler. Eksiklik nedir? Birinci ve ikinci sicil amiri “Yüksek Disiplin Kurulu’na sevki uygundur” diye yazmadığı için “Usulü eksikliği tamamlayın, gönderin” diyorlar.
İkinci sicil amiri çocuklarla ilgili olumsuz kanaat vermemiş. Olumsuz kanaat vermediği için de o binbaşının (ikinci sicil amiri) görev yerini değiştirdiler. Perde arkasında çok da hukuki olmayan olayların cereyan ettiğinin göstergesidir bunlar. Bu çocukların suçu yok, olumsuz kanaat vermeyen sicil amirinin yerini değiştirmek ne anlama gelir?
SİYASETÇİLER SUSSUN
* Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Hukuk Müşavirliği doğrudan da sevk edebilir Yüksek Disiplin Kurulu’na. Hiç sicil amirlerine göndermeden kendileri sevk etselerdi o zaman. Onlar ileride kendilerine söz söylenmesin diye bunu sicil amirleri üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Sürekli siyasiler açıklama yapıyor! Sanki Yüksek Disiplin Kurulu karar vermiş gibi, “Bu bir disiplinsizliktir” diye. Diğerleri de “Değildir” diye açıklama yapıyor. Siyaset yerinde dursun, konuşmasın. İktidar da muhalefet de açıklama yapmamalı. Sicil amirlerini serbest bırakın, YDK’yı serbest bırakın, herkes işini yapsın.
“Hizmete engel davranış” izindeyken olmaz
Avukat Serdar Öztürk, teğmenlerin tören öncesinde komutanlarına “Biz Harp Okulu’na girerken askerlik yemini yaptık. Mezun olurken de aynı yemini yapmamızın bir mantığı yok. Dolayısıyla 2023’e kadar yapılan subaylık yeminini yapmak istiyoruz. Biz artık subay oluyoruz” dediklerini belirterek, süreçte yaşananları şöyle anlattı:
* Kabul edilmiyor. Yazılı olarak başvuruyorlar, cevaplanmıyor. Sözlü olarak hatta anons edilerek subaylık yemininin yapılamayacağı söyleniyor. Çocuklar bu emire uygun olarak resmi tören esnasında subaylık yeminini okumuyorlar, askerlik yeminini okuyorlar. Emire harfiyen itaat ediyorlar. Tören bittikten sonra çocuklar artık izinlidir. Hepsinin elinde izin kağıdı var. İzindeyken hiçbir askeri personele, “hizmete engel davranışta bulunma disiplinsizliği suçlaması” yöneltilemez. Hukuk bilgisizliğidir bu. Hizmete engel davranış hizmet esnasında olur. İzindeyken olmaz.
Suçlanacak hiçbir şey yapmadık
Yemin töreninden sonra aynı gün komutanları tarafından çağrılan teğmenlere “Neden bu yemini okudunuz?” sorusunun yöneltildiğini vurgulayan avukat Serdar Öztürk, şunları kaydetti:
“Alay kıdemlisi teğmen ‘Komutanım herkes bizi tarikatçı-cemaatçi diye yaftalıyor. Şimdi herkese bizim tarikatçı-cemaatçi olmadığımızı gösterdik. Bizim siyasetle ilgimiz yok. Yaptığımız doğru, bundan da bir şey olmaz’ diyor. Bir teğmen, albaya söylediği ise şu: ‘Biz suçlanacak bir şey yapmadık. Herkes bizim Atatürk’ün subayı olduğumuzu gördü. Biz bunu gösterdik.’ Olay bu!
Eski FETÖ’cüler bu işi köpürtüyor
Teğmenlerle ilgili kamuoyundaki bilgi kirliliğine dikkat çeken avukat Öztürk, savunmaların bildiklerini kaydetti. Mevcut bilgi kirliliğini önlemek için kamuoyuna açıklama yaptıklarını, Milli Savunma Bakanlığı’na atfedilen hususların doğru olmadığını gerekçeleriyle izah ettiklerini vurguladı. Öztürk, “Bu işin bir siyasi bir boyutu yok. Özellikle eski FETÖ’cüler bu işi köpürtmeye çalıştı ve siyasi zemine çekmeye çalıştı. Kendi kirli geçmişlerine dayanarak yine provokasyon yapmaya çalışıyorlar” dedi.