31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesi bir afişle donatılmıştı İstanbul: “Yok bu işin sağı solu aklın yolu İmamoğlu.” Geldik 2025’e ve 23 Mart’ta cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklanacak İmamoğlu’nun yeni “yoluna”.
“Sayın İmamoğlu gazeteleri ziyaret ediyor. Hadi söyleyeyim; Karar Gazetesi’ni ziyaret ediyor. Hadi adını da vereyim. Karar yazarı Ali Bayramoğlu soru yöneltiyor: “Sizin vizyonunuz nedir? Kürt sorunu vs…” İmamoğlu yanıt veriyor: “Danışmanlarım ve heyetle ülkeyi yönetiriz.” Önceki akşam TV100’de katıldığım bir canlı yayında bu cümleleri akademisyen Ufuk Uras kurdu. Uras’ın bu bilgiyi vermesinin nedeni de programda yaptığım tespitler ve daha öncesinde de kaleme aldığım bir yazıydı.
O yazıda demiştim ki:
“Peki CHP adayını neden ‘erken’ belirliyor? CHP üst yönetiminin bakış açısını Ankara koridorlarında gezerken öğrendim. Diyorlar ki: ‘2.5 yıl öncesinden programıyla, çalışma arkadaşlarıyla halka umut veren bir isim çıksın ve halkı ikna etsin. Bu İmamoğlu da olabilir Yavaş da. (6 Şubat 2025/NEFES Gazetesi)”
Bu bilgi ve tespitlere TV100 yayınındaki CHP eski milletvekili Turan Aydoğan itiraz etti ve partinin bir programı olduğunu söyledi. Sonra… Önceki gün Ekrem İmamoğlu’nun gazeteci İsmail Saymaz’a verdiği röportaja baktım. İmamoğlu, “Yol haritanız nasıl olacak?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Meseleye şöyle bakarım: Bir hafta içinde ve 23 Mart’a kadar yapılması gerekenler, parti programı sürecinin içinde olduğu Nisan-Mayıs gibi bir yakın planı içine alan bir çalışma düzeni. Sonrasında muhalefeti, ama siyasi partiler, ama sivil toplum kuruluşları ekseninde, içine alan müzakerelerin, tabiri caizse hükümet programı oluşturmaya dönük bir zaman planının tasarlanması çerçevesinde, önümüzdeki sonbaharı bulabilir. Bunlar kademeli ve aşamalı bir biçimde toplumla paylaşılır. Böyle hareket edildiğinde Türkiye’nin hiç görmediği hassasiyet içerisinde halkımızın önüne sunulacağına kanaatim nettir. Bu sürecin en öndeki destekçisiyim. Umarım yakın zamanda aday da belli olur. (Kabineniz ve temel politikalarınız ilan edilecek mi?) Gayet tabii. Bu zaman diliminde bunlar da olgunlaşacaktır. Ana gövdesinin CHP olduğu, muhalefetin erklerinin bir araya geldiği bir kurumsal yapılanma Türkiye’nin önüne güçlü kadro yapısını koyacaktır. Bu da çok kapsayıcı olacaktır.”
Evet CHP’nin cumhurbaşkanı adayı önümüzdeki yaz ayını ve sonbaharı anlatmış. Bu da gösteriyor ki; İmamoğlu ve ekibi çalışmalarını yapmış, programını oluşturmuş. Yaz ayında gazetecilerle, akademisyenlerle, aydınlarla, iş dünyasıyla bir dizi toplantılar yapılacağı da net! Burada soru şu: İmamoğlu “danışmanları ve heyetle mi ülkeyi yönetecek?” yoksa CHP üst yönetiminin çizeceği bir rotada mı ilerleyecek?
Sonra geriye döndüm ve Ufuk Uras’ın işaret ettiği Karar Gazetesi ziyaretinde İmamoğlu’nun söylediklerine baktım.
23 Eylül 2024’te şu cümleleri kurmuş:
“CHP merkezde durmalı tabii, partimiz zaten merkezde duruyor. Bunu sağ ya da sol olarak görmemek lazım. Ben de kişisel olarak merkezi temsil ediyorum; kendimi Türkiye’nin merkezinde görüyorum. CHP tabanı da bizimle aynı düşünceyi paylaşıyor. Bu yüzden hem bana hem de Mansur Bey’e büyük önem atfediyorlar.”
Evet… “Kendimi Türkiye’nin merkezinde görüyorum” vurgusunun altını çizelim. Ekrem İmamoğlu’nun yakın çevresi de “Ön seçim CHP’de olacak ama İmamoğlu tüm Türkiye’nin adayı olacak. Sağdan, soldan, muhafazakar ve Kürt cenahından oy alacak. Aynı İstanbul modeli gibi” diyor.
Burada unutulmaması gereken şu: Önümüzde daha iki yıl var ve uzun zamandır muhalefetle hareket eden DEM Parti kartı CHP’nin ya da İmamoğlu’nun elinden alınırsa ne olur? Bu konuyu daha sonra yazacağım.