Günlerdir CHP’ye ve Mansur Yavaş’a yakın isimlerle konuşuyorum. CHP üst yönetiminde hatta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yakın çevresine göre, “Çağlayan’da Ekrem Başkan ile verilen ‘birlikteyiz’ mesajının ardından Mansur Başkan konuşmaz. Süreci izler” değerlendirmesi yapıldı. Ancak… Dün, Mansur Yavaş kendisine gelen sorulara yanıt verdi: “Aday belirlemek için çok erken. Seçim tarihi belli değil, o zamana kadar Türkiye’de şartlar, her şey değişir. Öncelik olarak ekonomik olarak sıkıntı varken, toplumun bununla uğraşmaması kanaatindeyim. Adayların birbirinin enerjisini yormaması gerektiğini düşünüyorum. Toplum dayanamaz durumda, bir an evvel seçim yapılması lazım. En erken zamanda olsun.”
30 Ocak’ta yazdım:
CHP lideri Özgür Özel, Mansur Yavaş ile 23 Ocak Perşembe günü genel merkezde görüşme yaptı. Mansur Yavaş’ın yakın çevresine anlattıklarına göre: “Özgür Bey aday belirleme sürecini başlatma kararını ifade etti. Bense önümüzde bir erken seçimin olmadığını, adaylık ilanının bu nedenle erken olduğu söyledim. Genel Başkan bana ‘ön seçimle aday belirleme’ kararını da iletmedi.” Yavaş’ın önümüzdeki günlerde Ankara’da basın toplantısı düzenleyeceği ve bu konuda fikirlerini “ince sitem” yaparak açıklayacağını öğrendim.
2 Şubat’ta Özgür Özel- Mansur Yavaş’ın ikinci kez görüştüğünü yazdım:
Tarih: 30 Ocak 2025.
Yer: Ankara
CHP kulislerinden aktaralım:
“Mansur Yavaş genel başkana ön seçim yaklaşımını doğru bulmadığını gerekçeleriyle anlatıyor. (CHP’nin kendi içinde de ön seçimin zaman zaman hatalı sonuçlar doğurduğunu, bölgedeki üye profilinin bölgedeki seçmen profiliyle örtüşmediği, seçmen profiline uygun olmayan adayların öne çıkabildiği CHP içinde de konuşuluyor.) Mansur Bey de bunları dile getiriyor. Zamanlama açısından yanlış olduğunu Özgür Bey’e ifade ediyor. Ortada bir seçimin hatta ne zaman olacağının da belli olmadığını, ittifakların netleşmediğini belirtiyor. (Kimin kimle olacağında netlik yok. Erdoğan üç yıl seçim yapmadı. Üç yıl sahada mı kalacak bu aday. Belediye başkanı üç yıl sahada mı kalır? Herkes ondan şehri yönetmesini bekler.) Açıklanacak adayın daha fazla hedef alınabileceğini söylüyor. Zamanlama ve yöntem açısından beklenen sonucu vermez diye net bir şekilde iletiyor Özgür Bey’e.”
Ve dün Yavaş düşüncelerini kendi ağzından açıkladı. Bu açıklamada dikkat çeken cümlesi “Adayların birbirinin enerjisini yormaması gerektiğini düşünüyorum” oldu. Çünkü burada mesajın adresi Ekrem İmamoğlu’ydu. Yavaş bir ön seçim sürecinde “İki ismin birbirleriyle yarışmasının yaratacağı olumsuzluklara olası yıpranmalara/yıpratmalara” dikkat çekti. Bu noktada geçen gün ağırlıklı olarak CHP’li olan dostlarımla yaptığım bir sohbeti anlatmak istiyorum.
Dedim ki:
“Ekrem Bey ya da Mansur Bey… İkisinden birisinin ismi ön seçimle birlikte netleşti. Seçime iki buçuk yıl var. O belediye nasıl yönetilecek? O belediyenin bürokratları artık cumhurbaşkanı adayı olmuş birisinin sözünü dinler mi? Ankara veya İstanbul fark etmez. Bir başıboşluk yaşanmaz mı?”
SONUÇ: CHP’deki süreç ve adaylık tartışmalarının devam edeceği anlaşılıyor.
Teğmenlerin avukatları rahatsız
Kara Harp Okulu mezuniyetinin ardından kılıçlı yemin eden ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen teğmenler için ihraç kararı geldi. İhraç edilen teğmenlerin Anıtkabir’deki fotoğrafları sosyal medyada paylaşılırken söz konusu fotoğrafla ilgili teğmenlerin avukatları bilgilendirme notu paylaştı. Yapılan açıklamada, “Teğmenlerimiz kararın öğrenilmesinden sonra basın mensuplarına sosyal medya platformlarına veya haber sitelerine herhangi bir açıklama yapmamış fotoğraf iletmemişlerdir” denildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bununla birlikte, müvekkillerimiz ve avukatları olarak bizim dışımızdaki konunun kamuoyunda yakından takip edilmesinden istifa etmek isteyen kimseler tarafından yapılan açıklamalara, sosyal medya paylaşımlarına ve basın mensuplarının kendi yorumlarıyla oluşturdukları haberlere itibar edilmemesini, müvekkillerimize ait kişisel bilgi ve belgelerin hukuka aykırı yollarla ele geçirilerek yayılmasını sağlayan kişi ve kurumlar hakkında da sürecin hassasiyetine binaen hukuki yollara başvuracağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Avukatların bu açıklamasının ardından öğrendiğime göre: teğmenlerin siyasi bir tarafmış gibi yapılan değerlendirmelerden ve yazı/çizilerden bir rahatsızlık var. Avukatlar; bir siyasi partinin değil teğmenlerin haklarının savunulduğunun altını çiziyor ve “iktidar karşıtı” cümlelerden rahatsız olduklarını ifade ediyorlar. İktidar cenahının da medyasıyla birlikte teğmenlere CHP tarafından verilen desteği kaşıdıklarının altı çiziliyor.