CANIMI SIKAN ŞEYLER
Herkesin konuştuğu bir kişiyi bulup konuşturdukları için gözaltına alınan 5 gazeteciden biri tutuklandı biliyorsunuz.
Suçları habercilik yapmak.
Milyonların merak ettiği bir kişiyi bulup konuşturmak.
Ama bugüne kadar kendilerinden olmayan herkese devlet gücünü de arkalarına alarak saldıran yandaş medya, “Konuştun da bunu yayınlamak için izin aldın mı?” diye ortalığı çığlık çığlığa ayağa kaldırdı.
Kendine gazeteci süsü verenler gerçek gazetecilerin hapse girmesine alkış tuttu.
Hep diyorum ya “Bu yandaş medyanın şeye sürülecek aklı yok” diye, işte gerek gazetecilere saldırırken yine yaptılar yapacaklarını.
Ümit Özdağ tutuklu olduğu cezaevindeki hücresinde yeterli ışık olmadığını belirterek kendi el yazısıyla cezaevi müdürüne bir dilekçe yazıp lamba satın almak istediğini bildirmiş.
Tek kopya yazılan bu mektup anında Sabah’ta yayınlandı.
Nasıl oldu bu?
Bir tutuklunun cezaevi müdürüne yazdığı mektup hangi yoldan Sabah’a ulaştı ve gazete de utanmadan bunu yayınladı?
Şimdi acaba savcılar harekete geçecek mi, özel hayatın gizliliği ilkesine uyulmadığını ileri sürerek bu gazete yönetimi hakkında gözaltılar, ifade almalar, tutuklamalar yoluna gidecek mi?
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Nitelikli insan düşmanlığı
Silahlı kuvvetler tarihinde ilk kez 8 subay sırf “Atatürkçü olduklarını açıkça ilan ettikleri” için ordudan atıldılar.
Aynı gün Türkiye’nin yüz akı aydınlarından akademiysen araştırmacı yazar Çiğdem Bayraktar Ör tutuklandı.
Bunun adı nitelikli insan düşmanlığıdır.
Bugünkü iktidar zihniyeti nitelikli insanlardan pek haz etmiyor.
Sanki geçmişte yaşadıklarını düşündüklerinin intikamını alıyorlar.
Hapse atılan, mesleklerinden edilen nitelikli insanlar biraz sıkıntı çekmelerinin dışında hiçbir şey kaybetmiyorlar.
Ama Türkiye çok şey kaybediyor.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Kahkaha ve gözyaşıyla Huysuz Virgin
Türkiye’nin en müthiş sahne sanatçılarından biriydi Seyfettin Dursun yani herkesin bildiği adıyla Huysuz Virgin.
2020 yılında 84 yaşındayken yitirdiğimiz Seyfettin Dursun’a yıllarca metin yazarlığı ve yoldaşlık yapmış Armağan Çağlayan bu yeri doldurulamaz sanatçının hayatını anlatan “Seyfi Bey” isimli oyunu sahneliyor.
Çok merak ediyordum ve görmeyi çok istiyordum ama akşam saatlerinde hep canlı yayında olduğum için gidemiyordum.
Şimdi bir süreliğine akşam saatleri boşaldı, Caddebostan sahil Lions kulübünden bir dostumuz “Ekip olarak bilet aldık ama ben yurtdışında olacağım için gidemiyorum, biletleri size vermek istiyorum” deyince çok sevindim.
O gece benim için duygu seliydi.
Çok sevdiğim ve az da olsa yaptığımız sohbetlerden büyük keyif aldığım Seyfettin Dursun’u adeta karşımdaymış gibi hissettim.
Armağan Çağlayan gerçekten olağanüstü bir oyun çıkarmış ortaya.
Bir buçuk saat boyunca bir yandan kahkahalara boğulurken diğer yandan gözlerimin defalarca sulandığını söylemeliyim.
Armağan Çağlayan’a bu büyük sanatçıyı yaşattığı için binlerce teşekkür.