BUNU YAZMAK GEREK

Ekonominin neden bu hale geldiğini bilmeyen yok.

Erdoğan’ın durup dururken “faiz sebep enflasyon sonuç” teorisini ortaya atıp emirle faiz düşürmeye başlamasıyla birlikte ekonomi de dibe doğru batmaya başladı.

Faiz indirerek enflasyonu düşüreceğini sanan kafa yüzünden hem döviz fiyatları birkaç ay içinde 7 kat arttı hem de enflasyon yüzde 20’lerden yüzde 150’nin üzerine fırladı.

2023 seçiminden sonra tekrar tavır değiştirildi ama nafile.

Batağa saplanan ekonomiyi tekrar düze çıkarmak mümkün olamadı.

Her ne kadar enflasyon düşüyor gibi görünse de fiyatlar öyle anormal noktalara çıktı ve satın alma gücü o kadar düştü ki artık bu iktidar ne yapsa artık dikiş tutturamaz.

Bir iktidar değişikliği ile hatta benzer ekonomik programlar durumu biraz kurtarır ama bu iktidarla mümkün değil.

Ama o da ne?

Sanki yaşadıklarımızdan hiç ders alınmamış gibi Erdoğan yılın son günlerinde yaptığı açıklama ile Nas’’a geri dönüleceğini söyledi yine.

Yani yine Merkez Bankasına emir verilecek faizler hızla düşürülecek ve güya enflasyon önlenecek.

Oysa aynı hata yine yapılacak, faizler “emirle” düşürülürken döviz fiyatları da hızla artacak, Dolar muhtemelen 45-50 lirayı bulacak, fiyatlar daha da yüksek oranda artacak.

Bütün bunlar yaşanırken sermaye sahipleri daha da zengin olurken yoksul vatandaşların önemli bölümü de “vardır bir bildiği” diye kendini avutmaya çalışacak.

SOSYAL MEDYA

Dünyada tek ülke olduğumuz konular

Türkiye pek çok konuda dünyaya parmak ısırtıyor.

Çünkü başka ülkelerde hiç olmayan şeyler Türkiye’de yaşanıyor ve gayet de normal karşılanıyor.

İşte dünyada tek olduğumuz kamusal konulardan bazıları;

  1. Vadeli Çek Uygulaması.
  2. Yurt Dışı Çıkış Harcı.
  3. Cep Telefonu IMEI Kayıt Bedeli.
  4. Otomobillerde akıl sınırlarını zorlayan anormal ÖTV.
  5. Özel İletişim Vergisi (Deprem Vergisi).
  6. En çok dolaylı vergi.
  7. Köprü, Otoyol, Hastane, Havaalanı garantileri.
  8. Zorunlu poşet parası.

ÇOK GÜLDÜM

Gazetede çok dikkat çekici bir ilan

Yeni yılın ilk günü fıkrasız olmaz değil mi?

Yıldırım Tuna göndermiş, birlikte okuyalım;

Genç bir dişi olarak kendime erkek arıyorum.

Etnik kökene önem vermeyen, her türlü oyunu çok seven güzel bir kızım.

Mahallemizde herkes bana “Barbie” diye seslenir. Ormanda yürüyüş yapmayı, kamyonetle gezmeyi, her türlü avı, ormanda kamp yapmayı, şöminenin yanında uzanarak geçirilen uzun kış gecelerini seviyorum.

Mum ışığında yenen akşam yemeklerinde bana uzatacağınız şeyleri yemekten zevk alırım.

Beni gerçekten sever ve benimserseniz vereceğim karşı olumlu tepkilere inanamazsınız ve işinizden evimize dönüşlerinizde sizi büyük bir sevgiyle evimizin ön kapısında bekliyor olurum.

Sadece bu numarayı arayın ve Barbie’yi isteyin...

Aynı gün, 15000’den fazla erkek, kendini 8 haftalık siyah Labrador hakkında Hayvanları Koruma Derneği ile konuşurken buldu!

Bİ SOR BAKALIM

Bu sözleri kim söylemişti

Aşağıdaki yazıyı okuyun ve düşünün diye.

“PKK, Türkiye’den toprak almadan silah bırakmayacaktır. PKK, hain amaçlarına tam ulaşmadan silahları gömmeyecek, namluyu indirmeyecektir. Aksini iddia eden varsa ya şerefi yoktur ya da aklını ve mantığını haczettirmiş bir sefildir. Şu zamana kadar, PKK’nın ‘silah bırakacağım’ dediğini duyan yoktur. PKK’nın her şeyden vazgeçtiğini, ıslah olduğunu, pişmanlık gösterip adalete teslim olacağını işiten de olmamıştır. Hepsinden önemlisi de, Öcalan’ın 10 maddelik ihanet metni Türkiye’nin mezarını kazmak, üniter milli devletin ve bin yıllık millet varlığının mahvı demektir. AKP artık hem HDP, hem de PKK’dır.”

Kim olduğunu anladınız mı?

Çok bildiğiniz biri, Apo’yu Meclise getirmek isteyen adam.