BAŞIMDAN GEÇEN ŞEYLER
Tam da Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı saatlerde Silivri cezaevindeydim.
Ümit Özdağ’ı ziyaret ettim.
Özdağ’ı çok sağlıklı ve moralli gördüm.
Biraz kilo vermiş ama “Bunu ben yaptım, bir diyet uyguladım, kilo verdim, başka bir nedeni yok” dedi.
Yakında bu esaretten kurtulacağına inanıyor Zafer Partisi genel başkanı.
Biliyorsunuz cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle gözaltına alınmış ama bu süreçte Kayseri’deki olaylar bahane edilerek tutuklanmıştı.
Özdağ Kayseri’de Suriyelilere yönelik eylemlere Zafer Partili tek kişinin bile katılmadığını, gözaltına alınan 985, tutuklanan 28 kişi arasında Zafer Partili hiç kimse olmadığını söyleyerek, “Beni attığım iki twit nedeniyle tutukladılar, bu twitler halkı tahrik etmek değil yatıştırmak içindi oysa, ayrıca emniyet müdürlüğünün düzenlediği bir tutanak da bunu doğruluyor ama bu tutanak mahkemeye bir türlü gelmemişti, sanıyorum bugün ulaşmış bu tutanak savcılığa artık hiçbir bahaneleri kalmadı, beni tahliye etmek zorundalar” dedi.
Özdağ’la konuşurken İmamoğlu’nun Silivri’ye getirileceği haberi henüz gelmemişti, bu operasyonla ilgili ne düşündüğünü sordum.
Çok kısa ve net bir cevap verdi;
“Melih Gökçek’e hiç dokunulmayan bir ülkede hiçbir belediye başkanına dokunulamaz.”
Sonra devam etti; “Bugün Türkiye’de iki hukuk var. Birincisi AKP’lilere uygulanıyor, ikincisi ise muhalefete karşı uygulanan düşman hukuku. Bu böyle devam edemez.”
Özdağ’dan sonra Zafer Partisi’nin dayanışma çadırını da ziyaret ettim.
ANALİZ
Turpun büyüğü halkın heybesinde
Sanıyorum hiç beklemiyorlardı böyle bir tepkiyi.
Türkiye’nin her yanında ayağa kalktı insanlar.
Korku duvarları yıkılıyor.
20 milyonluk kentin belediye başkanı hapse girdi ama kimsenin hayal etmediği
biçimde toplumun üzerindeki karamsarlık, umutsuzluk, endişe ve korku kara bulutu dağılıyor.
CHP’nin 22 yıldır başaramadığını yaşlılar, emekliler, işçiler, memurlar, işsizler ve özellikle apolitik diye nitelendirilen gençler başardılar, muhalefet ruhunu canlandırdılar ve bir anda sahaya indiler.
Halk Erdoğan’a cevaben, “turpun büyüğü asıl bizim heybemizde” dedi.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Sen sokağa çağırınca iyi ama…
İktidar sözcüleri ve yandaş medya günlerdir halkın sokağa çıkmasından korkularını, “sokağa çağırmak provokasyondur, demokrasilerde sokak çözüm değildir” nutuklarıyla dile getiriyor.
Çünkü müthiş korkuyorlar.
Halkın tepkisini gördüler şimdi bunu kirletmeye çalışıyorlar.
“Sokak çare değil” diyorlar ama 15 Temmuz gecesi çare olarak halkı sokağa çağırmayı bulmadılar mı?
Silahsız ve savunmasız insanları tankların önüne iterken akıllarına hiç provokasyon gelmedi.
Gazze için devlet organizesi için sokağa dökülmek demokratik hak sayılmadı mı?
Avrupa ülkelerindeki sokak hareketleri “halkın meşru tepkisi” olarak dillendirilmiyor mu?
Ne söylerlerse söylesinler artık nafile, tüp macundan çıktı, korkuları bundan.
ŞAKA GİBİ
Yine Amerika’nın övdüğünü sanıyorlar
Yandaş medya Amerika’nın Ortadoğu temsilcisi Witkoff’un yaptığı bir açıklamayı manşetlerine taşıdı.
Witkoff’un Türkiye’yi övdüğünü sanan yandaşlar, “Amerika ile ilişkilerimizin fevkalade iyi olduğunu” anlatmaya çalışıyor.
Witkoff, “Erdoğan ile Trump’ın 16 Mart’ta yaptığı telefon görüşmesi muhteşem ve dönüşümseldir. Başkan’ın (Trump) Erdoğan’la bir ilişkisi var
ve bu önemli olacak. Bence iyi şeyler geliyor. Şu anda o görüşmenin sonucu olarak Türkiye’den çok fazla olumlu haber geliyor” demiş.
Çok sevindikleri haber bu.
İyi de Türkiye’den Amerika’ya hangi “olumlu” haberler gidiyor olabilir.
Amerikalılar bu kadar sevindiklerine göre bu olumlu haberlerin Türkiye için de olumlu olması mümkün mü?
ÇOK GÜLDÜM
Tadımız yok ama hayat sürüyor
Fıkralarıyla çok sevdiğimiz Yıldırım Tuna bu hafta yine fıkralar gönderirken, “Herkesin de tadı yok ama bu günlere ‘pat diye’ gelinmedi.. Normal hayatımıza devam etmek zorundayız. Umarım artık fişi çekeceğiz” notunu iliştirmiş.
Haksız mı?
O halde canımız sıkılsa da gülümsemeyi elden bırakmayacağız. İşte bugünün fıkrası;
Çocuklarıma demokrasiyi öğretmek amacıyla akşam yemeği için seçim düzenledim, iki aday vardı, Tost ve Pizza..
Hepsi Pizza’ya
oy verdiler, ben de onlara Brokoli pişirdim..
Her seçim sonucundan sonra, ömür boyu neler yaşayacak-larını şimdiden hissetsin keratalar..