BUNU YAZMAK GEREK

Halep terör örgütü HTŞ tarafından işgal edildiğinde çoğumuzun Colani adlı teröristten haberi bile yoktu.

Elbette olayları izleyen, Suriye ve Irak’ta yaşanan dinci terörü bilen gazeteciler ve siyasetçiler Colani adına aşinaydı ama toplumun büyük bölümü bu ismi bilmiyordu bile.

Bu adam Halep işgali sırasında üzerindeki haki rütbesiz üniformasıyla boy gösterdi önce.

Sonra Şam’ın ele geçmesi sırasında aynı kişiyi önce yine haki üniformasıyla sonra da kravatsız beyaz gömlek ve ceketiyle gördük.

Dünya ülkeleri bu yeni isimle görüşmek için sıraya girdi bir anda.

Açılışı MİT Başkanı İbrahim Kalın yaptı.

Bunu İngiliz, Alman, Fransız ve Birleşmiş milletler temsilcisi ve en sonunda da Amerika izledi.

Ancak en üst düzeyde ilk görüşmeyi Türkiye yaptı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Şam’a gitti ve artık adı Ahmet Hüseyin El Şara olan terörist liderle ilk resmi görüşmeyi yaptı.

Ama o da ne, Colani kod adlı El Şara bu kez kamuoyunun önüne siyah takım elbise ve kravatla çıktı.

Şimdi sıra HTŞ isimli terörist örgütün terör listesinden çıkarılmasına geldi.

Demek keramet kravattaymış.

Kravatlı kişi bir anda gözlere şirin gözükmeye başladı bile.

İyi de dinci teröristlerin en karşı olduğu şey batı tipi kıyafetler ve yaşam biçimi değil mi?

Bakalım Colani yani El Şara’nın bu yeni görünümünü başta HTŞ olmak üzere diğer örgütler içlerine nasıl sindirecek?

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Ya PYD’liler de kravat takarsa

Suriye’de Esad’ı deviren terör örgütü HTŞ’nin lideri Ahmet Hüseyin El Şara artık bir terörist lider olmadığını kanıtlamak için siyah takım ve kravatla çıktı oraya.

Colani kod adlı El Şara artık devlet adamı gibi davranmak istiyor belli ki.

Suriye’de AKP iktidarının artık neredeyse “tek terörist örgüt” olarak gördüğü PYD aynı yöntemi benimserse ne olacak?

PYD adına örneğin Mazlum Kobani olan ancak asıl adının Mazlum Abdi olduğu belirtilen örgüt lideri “Silah bıraktık, bundan sonra bölgemizin özerkliği için Şam yönetimi ile uyumlu çalışma içinde olacağız” dese ve takım elbise giyip kravat da taksa AKP iktidarı ona da üst düzey bir temsilci gönderecek mi?

Espri gibi algılamayın, bana göre yakın bir gelecekte benzer manzara ile karşılaşabiliriz.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Erdoğan ‘soytarı’ derse iyi, CHP söylerse kötü

Erdoğan dedi ki; “Küresel güçlerin soytarısı haline gelen CHP’ye gönül verenlerin de rahatsız olduğunu biliyoruz.”

CHP sözcüsü Deniz Yücel cevap verdi;

“Küresel güçlerin asıl soytarısı; yerli ve milli olduğunu iddia edip memlekete milyonlarca sığınmacı ve kaçağı dolduran, işine geldiğinde hain terör örgütü FETÖ’yle birlikte yol yürüyen, işine geldiğinde bölücü terör örgütü PKK ile masaya oturan AKP iktidarıdır.”

Sarayın önemli adamı CİMER başkanı Fahrettin Altun dedi ki;

“Güçlü Türkiye’nin lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği hükümetimize, seçilmiş milli iradeye soytarı demek de sizin haddiniz değildir.”

Demek ki “soytarı” sözünü Erdoğan söylerse ona yakışıyor ama CHP söylerse onun haddi değil.

İşte klasik AKP mantığı.

Bİ SOR BAKALIM

Diyarbakır annelerinin çocukları nerede?

Kayıp çocuklarını arayan “Cumartesi annelerine” karşı alternatif olarak ortaya sürülen “Diyarbakır anneleri” nöbeti bugün 1939’uncu gününe girdi. Yani 5 yılı geçmiş.

Bu sürede iktidar yetkililerinin yaptığı açıklamalara göre binlerce terörist öldürüldü.

Şunu çok merak ediyorum;

Bu anneler evlatlarının dağa kaçırıldığını ve terörist yapıldığını söylüyor.

Peki 5 yılda binlerce terörist öldürülürken bu annelerin evlatlarından öldürülen bir kişi bile yok mu?

Bu eylemi yapanlar her “şu kadar terörist etkisiz hale getirildi” haberini alkışlarla karşılıyor.

Bu eylemciler içinde evladının da bu operasyonlarda öldürülmüş olabileceğini düşünen yok mu?

Bu durum size de garip gelmiyor mu?