ANALİZ

Beş yıllık Biden arasından sonra yeniden Amerika Başkanı seçilen Trump henüz Beyaz Saray’a girmeden yaptığı konuşmalarla Türkiye’de olay oluyor.

Yandaş medyanın bir zil takıp oynamadığı kaldı.

Çünkü Trump’ın Erdoğan’ı övdüğünü, arkasında olduğunu ve Suriye’yi bize teslim edeceğini hayal ediyorlar.

Trump 10 gün önce Erdoğan için “akıllı adam” demişti.

Başkanlık yemini etmesine 12 gün kalan Trump yaptığı basın toplantısında “Suriye’de 2 bin askeri geri çekecek misiniz?” sorusuna “Bunu size söylemeyeceğim çünkü bu bir askeri stratejinin parçası. Ancak şunu söyleyebilirim ki bu Türkiye ile ilgili bir durum” karşılığını verdi.

Türkiye’nin Suriye konusunda önemli bir aktör olduğunu söyleyen Trump, “Erdoğan, benim dostum ve saygı duyduğum biri. Onun da bana saygı duyduğunu düşünüyorum” dedi.

İşte bu son konuşma AKP’de ve yandaşlarında sevinçle karşılandı. Peki Trump’ın bu sözleri gerçekten övgü dolu sözler mi?

Yoksa Erdoğan’a aba altından sopa mı gösteriliyor.

Trump ilk başkanlığında Erdoğan’a “akıllı ol” diye mesaj göndermişti.

Şimdi ise “akıllı adam” diyor.

Trump övmek yerine “uyarımı dikkate aldı” demek istiyor olmasın?

Yine “O dostum, saygı duyuyorum, onun da bana saygı duyduğunu düşünüyorum” sözlerini Amerikan medyası “Erdoğan Trump’ın sözünden çıkmayacak” biçiminde yorumlarsa yanlış mı olur?

Ya da “Asker çekmemiz Türkiye ile ilgili” sözleri de “PYD’ye karşı operasyona kalkarlarsa askerimizi nasıl çekeriz?” anlamına gelmesin.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Teröre destek yeni değilmiş

İktidar sürekli terörden yakındığını söylüyor ama şimdi kalktı “terörist” dediği kişilerle yeni bir açılım masası kurdu.

Çünkü hiçbir ilkesi olmayan AKP hep duruma göre tavır alıyor, işine nasıl geliyorsa o politikayı öne sürüyor.

Terörden çok yakınan iktidar Suriye’de teröristlerle işbirliği yaptığını da saklamıyor ve bunu ülke menfaati diye halkı inandırmaya çalışıyor.

Örneğin Hakan Fidan daha önce yabancı medyaya yaptığı itirafı ilk kez Türk televizyonlarında da yaptı.

CNN Türk’te yayınlanan programda Ahmet Hakan Fidan’a sordu: “DEAŞ’la mücadele konusunda Suriye yönetimi HTŞ de aynı mı düşünüyorsunuz?”

Fidan anında net bir cevap verdi; “Evet aynı, bunu benden işi kimse bilemez, çünkü ben konunun tanığıyım.”

Ahmet Hakan tekrar sordu; “Nasıl böyle söylüyorsunuz, siz nasıl tanıksınız?”

Fidan biraz duraksadı ve cevapladı; “Çünkü DEAŞ’a karşı birlikte savaştık.”

Keşke Ahmet Hakan “nasıl birlikte savaştınız?” diye sorsaydı da biraz ayrıntı öğrenseydik.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Söyleyin şimdi küçülen kim?

Gazeteci Erdem Beliğ Zaman’dan iki küçük iğneleme;

Anadolu Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Yusuf Adıgüzel, rektör odasındaki Atatürk fotoğrafını küçültmüş. Bu olayla küçülen aslında Ata’nın fotoğrafı değil kendisi olmuş!

Eli kanlı teröristbaşı Abdullah Öcalan, evlenip yuva kurmak istiyormuş! Milyonlarca masum gencimiz de onun dilediğini istiyor ama onlara kulak veren yok… Apo’ya ise bırakın kulağı , çıksın diye el veriyorlar!

FIKRA GİBİ

Beceriksizliğin faturası işçiye

Gazete başlıklarına bakarken Sabah’ın manşetini okuyunca “ooo işe bak Sabah şeysi de mi muhalefet yapıyor?” diye düşündüm bir an.

Manşet şöyleydi; “Beceriksizliğin faturası işçiye.”

Biliyoruz bunu, son asgari ücret, emekliye yapılan zam beceriksiz ekonomi yönetiminin yarattığı tablo değil mi?

Ama o da ne?

Meğer haber İzmir Belediyesi ile ilgiliymiş.

İzmir belediye başkanı beceriksiz davranarak işçi maaşlarını ödeyememiş işçi de iş bırakmış

12.5 milyon emekli ile 24 milyon çalışanı ve aslında halkın büyük bölümüne çıkan ağır faturaya tek laf edemeyip 25 bin işçi üzerinden muhalefete saldırmak “yeni Türkiye’ye” özgü bir tutum herhalde.